Atlantis'in Sırrı - 1

Akın, ünlü bir arkeolog ve Atlantis uzmanıdır. Yıllardır kayıp şehri bulmak için çalışmaktadır. Sonunda, Atlantik Okyanusu'nda bir yerde Atlantis'in kalıntılarını tespit ettiğini iddia eden bir ipucu bulur. Kızı Asena da ona eşlik etmek için okulunu bırakır. Birlikte bir denizaltına binip okyanusun derinliklerine inerler. Karşılarında devasa bir piramit görürler. Piramit, kristallerle kaplıdır ve ışık saçmaktadır. Piramidin içinde, tanrılara ait sırlar saklanmaktadır. Akın ve Asena, piramitten girdiklerinde, tanrıların testine tabi tutulurlar. Piramit çökmeye başlar ve onlar hayatta kalmak için mücadele ederler. Arkalarında Atlantis'in sırrını bırakarak yeni bir hayata doğru yol alırlar. Atlantis'in Sırrı, gerçek ve hayal arasında sürükleyici bir macera sunuyor. Babasıyla yaşadığı macerayı bir kitap olarak yazan Asena'nın anlattığı bu öykü, hayal kurmanın ve sevginin gücünü gösteriyor.

yazı resimYZ

Asena, hayatının en büyük macerasına hazırlanıyordu. Babası Akın, ünlü bir arkeolog ve Atlantis uzmanıydı. Yıllardır kayıp şehri bulmak için çalışıyordu. Sonunda, Atlantik Okyanusu'nda bir yerde Atlantis'in kalıntılarını tespit ettiğini iddia eden bir ipucu bulmuştu. Asena da babasına eşlik etmek için okulunu bırakmıştı.

Asena, babasının yanında çalışmaktan çok mutluydu. Onun gibi cesur, zeki ve meraklıydı. Atlantis hakkında her şeyi bilmek istiyordu. Babası ona, Atlantis'in eski bir Türk uygarlığı olduğunu, tanrılarla bağlantılı olduğunu ve ileri teknolojiye sahip olduğunu anlatmıştı. Asena, bunların doğru olup olmadığını görmek için sabırsızlanıyordu.

Babasıyla birlikte bir denizaltına binip okyanusun derinliklerine indiler. Radarlarına göre, Atlantis'in kalıntılarına yaklaşıyorlardı. Asena, denizaltının pencerelerinden dışarı baktığında gözlerine inanamadı. Karşısında devasa bir piramit görüyordu. Piramit, kristallerle kaplıydı ve ışık saçıyordu. Asena, bunun Atlantis'in merkezi olduğunu anladı.

Babası heyecanla denizaltını piramidin yanına yanaştırdı ve Asena'ya dışarı çıkma talimatı verdi. Asena, dalış kıyafetini giyip suya atladı. Babası da onu takip etti. Piramidin girişine doğru yüzdüler. Girişte büyük bir kapı vardı. Kapının üzerinde eski Türkçe yazılı semboller görüyorlardı.

Babası sembolleri okumaya çalıştı:

- Burası Atlantis'in kalbi, Büyük Piramit'tir.
- Burada tanrılara ait sırlar saklanmaktadır.
- Buraya girmek isteyenler, tanrılara saygılı olmalı ve onların testlerini geçmelidir.
- Yoksa lanetlenip sonsuza dek burada kalacaklardır.

Asena, bu uyarılara aldırış etmedi. Babasıyla birlikte kapının açılmasını bekledi. Kapının açılması için bir anahtar ya da bir düğme aradılar ama bulamadılar. Sonra Asena, kapının yanındaki duvarda küçük bir delik fark etti. Deliğin içine baktığında, içinde bir tüy olduğunu gördü.

Asena, babasına seslendi:

- Baba, burada bir tüy var!
- Bir tüy mü? Nerede?
- Şurada, duvardaki delikte.
- Bana ver bakayım.

Asena, tüyü çekip babasına uzattı. Babası tüyü inceledi:

- Bu Ma'at'ın tüyü! Mısır mitolojisinde adaletin sembolü olan tanrıça!
- Ma'at mı? O da ne alaka?
- Bilmiyorum ama belki de bu tüy kapının anahtarıdır.

Babası tüyü kapının üzerindeki sembollere dokundurdu. Birden kapı açıldı ve içeriden ışık dalgaları çıktı. Babası ve Asena, şaşkınlıkla içeri girdiler. Piramidin içi, muhteşem bir manzara sunuyordu. Duvarlar, tavan ve zemin kristallerle kaplıydı. Kristaller, renkli ışıklar yansıtıyordu. Piramidin ortasında ise dev bir kristal küre vardı. Küre, sürekli dönüyor ve titreşiyordu.

Asena, büyülenmiş gibi küreye yaklaştı. Kürenin içinde, farklı boyutlara ait görüntüler akıyordu. Asena, bunların Atlantis'in sırları olduğunu anladı. Babası da onun yanına geldi ve küreye dokunmaya çalıştı. Ancak küre, dokunulduğunda elektrik çarptı.

Babası geri çekildi ve bağırdı:

- Ahh! Bu küre canlı!
- Ne demek canlı?
- Evet, canlı. Bir tür enerji varlığı. Ve bizi burada istemiyor.
- Neden?
- Belki de bizi yabancı olarak görüyor. Ya da bizi test etmek istiyor.
- Test etmek mi? Nasıl yani?
- Hatırla, kapının üzerinde yazanları. Tanrılara saygılı olmalı ve onların testlerini geçmeliyiz.
- Peki, bu testler neler?
- Bilmiyorum ama sanırım çok zor olacak.

Babası ve Asena, küreye bakarken birden piramidin sarsıldığını hissettiler. Duvarlardan su sızdığını gördüler. Babası endişelendi:

- Oh, hayır! Piramit çöküyor!
- Ne yapacağız?
- Hemen buradan çıkmalıyız!
- Ama küreyi almadan mı?
- Evet, almadan. Zaten alamayız ki. Bu küre bize ait değil.
- Ama babacığım, bunun için yıllarca çalıştın!
- Biliyorum ama hayatımız daha önemli. Gel, hemen denizaltına dönelim!

Babası ve Asena, piramitten çıkıp denizaltına doğru yüzmeye başladılar. Arkalarından su dalgaları geliyordu. Piramit tamamen yıkılıyordu. Babası ve Asena, son anda denizaltına ulaştılar ve içeri girdiler.

Denizaltının pencerelerinden dışarı baktıklarında, piramidin tamamen sulara gömüldüğünü gördüler. Küre ise son bir kez parladı ve kayboldu.

Asena, babasına sarıldı:

- Oh, babacığım! Çok korktum!
- Ben de kızım, ben de.
- Atlantis'i bulduk ama kaybettik!
- Evet ama en azından hayattayız.
- Doğru ya. Belki de bu tanrıların bize verdiği bir ders.
- Belki de öyle.
- Peki, şimdi ne yapacağız?
- Şimdi eve döneceğiz. Ve Atlantis'i unutacağız.
- Unutabilir miyiz?
- Hayır, asla unutmayacağız.

Babası ve Asena, denizaltını çalıştırıp okyanusun yüzeyine çıktılar. Arkalarında Atlantis'in sırrını bırakarak yeni bir hayata doğru yol aldılar.

Başa Dön