"Anlamı Yok Tüm Sözlerin"

Fikret Kızılokun en çok sevdiğim artık kült bir şarkısı olan: Bu Kalp Seni Unutur mu?da geçen bu dize zaman zaman dilime takılır Başlıktaki söz ve şarkının tamamını mırıldanınca; halin susup, dilin konuştuğu ve sözün çürümeye başladığı bir zamanın bedbahtlarından bir bahtsız olarak, sessizliğin kalbindeki o sükunete giremediğimi de bilvesile paylaşmak isterim. Bizlere bunun gibi nice güzel şarkıları miras bırakan usta sanatçının acılarından ve anılarından söz etmek ve biraz da olsa sevgiliye halimi bugün bu şekilde anlatmak istiyorum

yazı resimYZ

Ömür biter, insan söyleyemez yaşamına acıdığını / Boşa gider çokça onca emek / Ve yıllar sürer bunu bilmenin acısı. Kutadgu Bilig

Fikret Kızılokun en çok sevdiğim artık kült bir şarkısı olan: Bu Kalp Seni Unutur mu?da geçen bu dize zaman zaman dilime takılır Başlıktaki söz ve şarkının tamamını mırıldanınca; halin susup, dilin konuştuğu ve sözün çürümeye başladığı bir zamanın bedbahtlarından bir bahtsız olarak, sessizliğin kalbindeki o sükunete giremediğimi de bilvesile paylaşmak isterim. Bizlere bunun gibi nice güzel şarkıları miras bırakan usta sanatçının acılarından ve anılarından söz etmek ve biraz da olsa sevgiliye halimi bugün bu şekilde anlatmak istiyorum

Evet, Fikret Kızılokun bana göre en iyi şarkısı, Gönül idi. Gönül bir deniz, dil ise kıyı ve denizde ne varsa kıyıya o vururmuş derler ya eskiler, işte o nevinden,

Kızılokun gönlünde de;

gözlerin bakar da, görmez
ellerin tutar da bilmez
gece gündüz fark edilmez
demedim mi sana gönül

şarkısının hikâyesi vardı ki,
yıllar geçse de üstünden
bu kalp seni unutur mu?
kader gibi istemeden
bu kalp seni unutur mu?

diyerek geçip gitti bu deni dünyadan

Evet, o da bir sosyalistti! Devrimci, Solcu, Agnostik vs. idi; ama gönülden dem vuruyordu, kalpten, unutuş ve hatırlayıştan söz açıyordu.. Yukarıdaki bahis bizim kadim medeniyetimizin hikâyelerinden alınmıştır kuşkusuz. Zira gönül kelimesinin hiçbir Batı dilinde karşılığı yoktur! Kalp veya yürek vardır da gönülün yoktur! Gönülsüz bir uygarlıktır onlarınki Öylesine gönülsüzdür ki, yüz binlerce insanı çıkar ve menfaatleri uğruna kimyasal silahlarla gözlerini kırpmadan öldürebilirler. Minicik çocukların bedenlerini lime lime edip, kadınların iffetini rahatlıkla çiğneyebilirler

Gönül yanına Alçak kelimesini aldığında dâhi erdemli bir halin adı oluverir. Yani Alçakgönüllü olmak, bizi fark etmeden saran ve benliği benden alan bir sır da esasen gönlün içinde gömülüdür Gönül, Onun evidir. Yeryüzünde Kâbe ne ise insanda da gönül odur Onun ikamet ettiği yer gönüldür. Bu kalp seni unutur mu? diyen, bu sırrın kıyısından bucağından konuşmaktadır, bütün sevgiler ve aşklar, Ondandır, İlahi değildir; ama İlahi aşktandır. İşte Kızılok da, böylesi bir sırrın sızısıyla kıvranıp durmuş belli ki. İlkeli oluşunu da buna bağlamak gerekir.

Cahit Obenle 1963 yılında yaptıkları, I Wanna Be Your Manini bulduğum bir sahaf abimiz, cebimdeki son kuruşa kadar alıp, yol paramı cebime koyarak beni eve göndermişti. Evet, yıllar sonra geleneksel halk müziğiyle başlayan, bir dönem Âşık Veyselin dizlerinin dibinden ayrılmayıp müridi olan bu nadide insanın; sessiz, dingin, içteki fırtınaları anlatırken bile sakin, nezih ve temiz tınılı şarkılarını, kendisine benzeyen gitarından dinlemekten hiç mi hiç sıkılmadım, bıkmadım, usanmadım doğrusu Şimdi yine o demdeyim. Bu kalp seni unutur mu? diyorum. Gecenin bir vaktinde, Gönülü, Pencere Önü Çiçeğini gözyaşlarıyla dinlemeye, yıllar önceki garımda mırıldandığım gibi bıkmadan usanmadan tekrar dinliyorum

Egemen müzikal ve siyasal duyumları duruşuyla reddeden Kızılokun, yine altmışlarda söylediği Uzun İnce Bir Yoldayım şarkısındaki gibi yolu, o denli uzun olmasa da hep ince olacaktı elbette. Bu incelik bir insanın bedenine adı konulamaz bir kanseri yüklemez mi? Eh yükler tabii Tarkovski, o büyük bilgeye uğradığı gibi Dünya zalimdir, hele hele bu zamanlar, Necip Fazılın çığlığından fazlasını hak etmektedir:

Aman Efendim aman
galiba ahir zaman
manzarası yurdumun
tufan gününden yaman.

Bu tufanın sonu nereye çıkar, kestirmek imkansız! Böylesi bir dünyada, Yağmur Olsam diyebilmek için insanın çok merhametli olması gerekir. Zaten Gönülden söz ediyorsa, gönülden söylüyorsa, kalbin şarkılarını dile getirip söylüyorsa, gözlerini rahmetin yağmurlarına da dikmemesi mümkün değildir herhalde. Evet, hakiki insan; iyi, iyi insan ise çok güzeldir. Modern insan hakikati, iyiliği ve güzelliği artık yitirdi! Frithjof Schuonun dediği gibi, Modern insan, anahtar koleksiyonu yapar; ama onlarla herhangi bir kapıyı açmasını bilmez der. Ahh ne doğru, ne haklı bir cümle değil mi sizce de? Kalbimi koydum ben şu söze! Bu, bilim ve düşüncenin, iktidarın çıkarlarına hizmet ettiği bir dünyanın insanıdır üstelik. Oysa Gönülün sözlüğünde hâlâ yer aldığı bir iklimin kadim bilgesi Bayezid-i Bistami; Allahı bilen ve seven kimse için cennet bile değerini ve çekiciliğini yitirir. sözüne ne demeli? Onu bulan neyi yitirir, Onu yitiren neyi bulur ki! Kızılokun şarkıları, bir bakıma bu yitirişin sızılarıyla doludur işte.

Aşkın Olmadığı Yerde şarkısını bu duygularla dinlemek daha yerinde olacaktır sayın gururlu Beste! Gazzalinin beyanı üzre, Müzik, insanın kalbinde ne varsa onu güçlendirir, hangi tutku baskınsa onu canlandırır sözü, Kızılokun Bir Nihavend Yalnızlıkı da, Hamakı da, Kırlangıç Şarkısı da bu açılardan dinleyebilirsiniz

Bu ülkede hatta ve hatta dünyada varoluş çilesi çeken her duru kalp Kızıloku unut(a)maz. Onun bir başka niteliği, Ortaçgil gibi şiire en yakın, hatta şiir sayılabilecek şarkı sözlerinin de sahibi olmasıdır.

Fark Etmeden Senin Olmuşum gibi onlarca sözü vardır ki, acılarımızı yalın bir dille anlatır:

Güneşin gölgede kalışı gibi
uykunun düşlere dalışı gibi
kalbimin nabzımda atışı gibi
bir yolun bir yere varışı gibi
vazgeçip uzaktan senin yanında
kendime cevapsız soru sormuşum
kaybolup giderken fırtınalarda
gönlümce bir ıssız ada bulmuşum
fark etmeden senin olmuşum

İnsan, bir yolun bir yerden bir yere varışından söz ediyorsa, yolun gerçeğinden bir sırra bulaşmıştır artık. Sevgili ressam, yazar, şair Schuondan ödünç alarak söyleyecek olursam; Alem açısından bakıldığında, İlke, perdelerin arkasında gizlidir der. Peki bu gizi kim bilebilir ki! Kızılokun sözlerinin ve ritim gitarından çıkan ezgilerin Ürkekliği ve sessizliğe doğru bükülüşü bana işte bu lanet olası çaresizliği iliklerime kadar hissettirir

Bir saniye! Lanet okumaktan vazgeçtim! Evet bu çaresizliği hisseden herkesin içinde bence gül bitmeli.

Bir gül biter içimde
tam bildiğim biçimde
tam gecenin üçünde
sevda gibi kanımda can verirken elimde
pençe gibi düşümde uy değil uyku değil

diye söyletmeli hatta.

Gerçeğin çeşitli düzeyleri içerisinde bizim âlemimiz, aşağıların en aşağısı olmakla kalmaz, alabildiğine kirlenir, yeri gelir kana bulaşır ve bir zulüm diyarına dönüşürse, şöyle söylenmekten başka çare kalmayabilir:

Kalbim, neden hep olmazlarda
neden hep çıkmaz sokaklarda
dayanmak artık kolay değil
bırakacak gibisin yarı yolda
sevdin olmadı
bir dünya istedin kardeşçe, olamadı
kalbim, dayanmak artık kolay değil
bırakacak gibisin yarı yolda

Ah! Ah! Bu benim gibiler için geçerli tabi. Kızılok gibileri yarı yolda bırakmadı
İşte 21 Eylül 2001 yılında terk ettiği dünya her ne kadar daha zalim ve kanlı ise de onun gibi sade ve alçakgönüllü insanların varlığı bizim gibi yeni yetmelere hâlâ umut olabiliyor Sevgilisine Seni Seviyorum der gibi şarkı söyleyen bu adamın politik duruşu da konfor ve rahatlığın en paradoksal biçimi olan umutsuzluk lüksünden şahsen beni kurtarmaya yetiyor. Egemen muktedir(leri) ve onun bir parçası olan muhalifleri dışlayan, özgürlükçü bir duruştur çünkü bu bana göre.
Sibel Sezalla birlikte, tek bir gitar eşliğinde söylediği o unutulmaz şarkısı; Bu Kalp Seni Unutur mu?nun üstünden yıllar geçse de bazı şeyler unutulmuyor! Bize sesiyle, gitarıyla, sözleri ve hissettirdikleriyle halis bir sanatçının, dünya için daima bir ada, bir orman, bir bulut ve bir umut olduğunu anlatıp duruyor Kendisi, sözlerin anlamının olmadığından söz etse bile

Son söz:
Kalbinizde sevdiklerinize karşı, kin, nefret kalmasın aksi takdirde; Ömür biter, insan söyleyemez yaşamına acıdığını sözünü dilinize dolar durursunuz!

Kalın sağlıcakla

Başa Dön