Fazla mı alışmışım sana, fazla mı sahiplenmişim? Yoksa... Fazla mı sevmişim? Aşık olmadım sana. Aşık olmam ki ben. Olmam değil mi? Sen bilirsin beni. Olmam?
Ama sen yine de gitme. Dur biraz daha. Azıcık daha sev beni. Yine kıskan, kız, öp, anlat... Yine yaşamama izin ver seni.
Çok mu bunaldın? Çok mu sıktım yoksa? Elimden gelen bir şey değil ki. Alıştım sana. Sanki eroinsin ve karıştın kanıma... Elimde değil, durduramıyorum seni. Bağımlılık yaptın bana. Yavaş yavaş öldürüyorsun beni. Yavaş yavaş... Sessizce. Her nefes alışım, sana yakın olabilmek için çırpınışım aslında. Her düşüncem senin dudaklarına yakın olabilmek ile noktalanıyor.
Yine de gitmek mi istiyorsun? Tamam. Git. Ama bir gün daha kal benimle. Tek bir gün... Bir sabah daha senin gülümsemen ile uyanayım, bir sabah daha sen yatağıma kahvaltı getir. Bir gün daha sev beni... Bir gün daha sana ait olayım ve hissedeyim bunu hücrelerimin her zerresinde...
Bir kere daha kokunu çekeyim içime...
Ve bir kere daha gözlerimin içine bak. Bu sefer her seferkinden farklı olarak, gitmek istediğini söyle bana... Tamam derim, sorun çıkarmam.
Sen git, ben seni anlatayım.
Sen git, her göz yaşımda seni hatırlayayım.
Sen git, ama unutma beni tamam mı?
Git, ama bir kez daha sev beni...
Sen git, ben senin nefesinle yaşayayım.