İpe götürse de umurumda değil dediğim an, anlamıştım aşık olduğumu.
Korkak davranmıyordum, kötü düşünmüyordum.
Hayallerimi taç yaptı saçıma, arasına çiçekleri yani çocuklarımızı serpiştirdi.
Hayallerin esiri olmuştum.
Onsuz geçecek saniyeler bana ölüm gibi geliyordu.
Ayaklarımın yerden kesilmesinin hemen ardından, birden taş zemine basmam arasında sıkışıp kaldığımda, yatağında başka biriyle bana şaşkın ve telaşlı gözlerle bakıyordu.
Buz kesildim.
Başımdaki tacı yatağa attım hemen.
Dilim kilitlenmiş, gözlerim konuşmaya başlamıştı.
Sadece gözlerimle yerin dibine geçirdim onları.
Saniyelikti belki ama üçümüz için de bir ömür gibiydi.
Dilimdeki tükürüklere bile değmeyeceleri için,
bir kere bile dönüp arkama bakmadan
kapıyı vurup çıktım.
Anladım ki, hayallerden taçlar
her zaman başta durmuyor.