Onu herkes incitebilirdi..
Soğuk kış gecelerinde kar topu içine sıkıştırılan taşın,
başını yarması bile incinmelerini tarif edemezdi.
Yine de susardı incinmelerine inat. Değil başına, ruhuna atılan kar kaplı taşlara direnememişti.
Tek becerebildiği içinden deli gibi çığlık atıp sessiz cinnetler geçirmekti. Sonra o da bitti, herkes sıraya girip taşlarıyla tek tek incitmeye başladığı anda.
1 taş 2 taş 3 taş derken sayamadığı 9 haneli rakamlar..
Bir anda irkilerek uyandı
Öyle bir uyanış ki ölüme yaklaşırcasına
İncitilen her parçası atağa geçmişti bile
Elleri, gözleri, bacakları
Kısacası tüm uzuvları ve tabi ki ruhu..
Tanrım!
Öylesine bir ataktı ki bu, sayısız insan topluluğu onun içine şeytan girmiş sanarak ürkek bir şekilde ataklarını avuç içlerine almaya çalışıyorlardı, ama yapamadılar..
Hiç kimse durduramadı dünyayı ayaklandıran bağırışlarını..
Sonra..
Sonrası koca bir karanlık
Sonrası muallaklıktan nefrete dönüşen bir dönem
Sonrası nefretiyle canavara dönüşen bir kadın
ve belki de çıldırma noktası
İtaatsiz, güvenmeyen ve güvenilmeyen bencil bir kadın..
İntikamını sadece incitenlerden değil,
kendinden bile almak isteyen bir kadın
Yol yakınken döndüğü virajlarına kapılmış,
sürüklendiği uçurumun kıyısına tutunan bir kadın.
Artık insanlara tahammül edemeyen ve tüm insanlığı yok etmek isteyen belki de cani bir kadın..
Suçu kime atmalı şimdi?
İncitildiği için bir caniye dönüşen kadına mı?
Yoksa onu bu hale getiren
incitme mühendislerine mi?