çözemediğim bir şeyler var hayatımda**
dünlerin çözgüsüne dolanmış saçlarımı açtıkça,
sonsuzlaşıyor usumun çığlığı, lâlleşen hayalim ufka değdikçe
siyaha dönen beyaz resimlerim ellerimden kayıyor
tozlanmış nefesim yadını bırakıyor kilitlere...
ışığın karanlığından sıyrılmak istedikçe
vaktin iniltisi ruhu sarıyor
savruluyor ağaçlar
savruluyor yapraklar
savruluyor evim!
devinim sarıyor bulutları
derinliğince yağmurlara bulanıyor
çırpındıkça batmamak için tutunuyor
toprağa!
sözcüklerin duvarlarına yapışan gizler
çekmecelerden bir bir çıktıkça
uzayan gölgelerin dansı başlıyor
dağlıyor sonsuzluğa yayılan koku
bileğimi!
zamana yolculukta iç avludan âleme yayılıyor
sukunetince buluşuyor beyaz resimler
kozadan çıkıp kelebek oluyor
bir ömre yayılıp anlık hayatını yaşıyor
tekrar kilitler kırılıncaya kadar kozasına kapanıyor
ve
pencereden sızan huzmelerin hükmünce hoyratça dağılıyor buhran
ruhumun yamaçlarında puslanmış kuytuluklarım
hıçkırıklarla boğularak zincirlerini tekrar mühürlüyor
ruhumun değirmeni öğütmeye başlıyor
beyazdan siyaha geçen resimleri kilitliyor albümlere...
sabah yüzünü gösteriyor
ışığı saran aynam sırrına bürünüyor...
**Ahmet Erhan
Merâl Özcan