Penceremin önünde,
başında kavak yelleri esen yeni yetme bir ağaçtı aşk...
Arzu dolu yapraklı, silme tomurcuk dallı.
El değmemiş, dillenmemiş, nazlı.
Dallarında bekliyordu tomurcuklar patlamayı,
patlayıp sere serpe güneşe soyunmayı,
soyunup şehvetle içlerine çekmeyi baharı,
baharı içlerine çekip büyümeyi,
büyüyüp serpilmeyi.
Serpilip kabuklarından sıyrılmayı,
sıyrılıp yaşamak dolu dizgin kaçınılmazı.
Kaçınılmaz; bir tomurcukken çiçek olmaktı.
Penceremin önünde,
başında kavak yelleri esen yeni yetme bir ağaçtı aşk...
Dallarında gördüğüm o arzu, o heyecan
O çılgın çırpınış.
Yasak bir meyvayı yer gibi,
çarçabuk, gizli, saklı.
Bir gecede çiçek açan ilkbaharla sarmaş dolaş.
Penceremin önünde,
Aşk
Başında kavak yelleri esen yeni yetme bir ağaç.
Ağaç
Aşk, başında kavak yelleri esen yeni yetme bir ağaç.