Metalden, plastikten, kemikten yapılmış üzeri noktalar halinde rakamlandırılmış taşlarla oynanan bir oyun domino. Dedemler oynardı oradan biliyorum. Onların oyunlarını bitirip masayı bize bırakmalarını dört gözle beklerdik. Oyunu oynamayı bildiğimizden değil, bizimki hepsi aynı boyda olan o muntazam taşları yan yana dizip sonra en baştakini ondan sonrakinin üstüne devirip seytermekti. Onca emek ver uğraş yan yana, sırt sırta diz taşları bir küçük darbe hepsini yerle bir etsin. O taşları yıkılırken seyretmenin de tadı bir başkaydı doğrusu.
Şimdi gündeme gelen “domino teorilerini” bir ele alalım günümüzün bir kavramıymış gibi anlatılsa da geçmişi Roma İmparatorluğuna kadar uzandığı söylenir. Eski uygarlıklar bile ilk taşın yıkıcı etkisi ile diğer taşlarında çöktüğünü biliyorlardı.
Domino Teorisi, ABD'nin 1950'lerin ortalarından itibaren yaklaşık yirmi yıl boyunca uyguladığı Güneydoğu Asya politikasının dayandığı görüş.
Domino teorisi ilk kez Nisan 1964'te Vietnam'la ilgili bir basın toplantısı sırasında Başkan Eisenhower tarafından ortaya atılmıştır. Vietnam'dan geri çekilme yönündeki baskılar karşısında; Vietnam'ı kaybetmeleri halinde, ABD'nin yanında yer alan bölgedeki diğer ülkelerin domino taşlarının yıkılması gibi teker teker Çin ve Sovyet etkisine girecekleri savunulmuştur. Daha sonra dış politikayı yönlendiren diğer devlet adamları tarafından da paylaşılan bu görüş, ABD'nin yıllarca Vietnam'dan çekilmeyi ısrarla reddetmesinde etkili olmuştur. Daha sonra 1. Dünya savaşı sıralarında Lord Curzon tarafından da bu kavram kullanılmıştır. Lord Curzon, 'İngiltere garnizonunu Batum' dan çekerse; bu hareket domino etkisi yaratarak Doğu'daki tüm İngiliz sömürgelerinin elden çıkmasına neden olacaktır' diye tanımlanan bu teoriyi, doğal olarak ABD yeniden kuramlaştırmış ve uygulamıştır; 1965'te ABD'nin Dominik Cumhuriyeti'ne karşı giriştiği askeri harekâtı açıklarken bu teoriden faydalanmıştır. Bundan sonra ABD ne zaman başı başka ülkeleri işgal etmekten derde girse bu teoriyi ortaya atmaktan geri durmamıştır.
Şimdi aynı kavram her kriz durumunda ortaya atılmaktadır. Bir ülkenin ekonomisi batımı diğerleri de batar, bizim borsa dibe vurdu mu sizinkini de aynı akıbet bekler... Liste ve domino etkisi uzayıp gider. Tamam, domino etkisi diye bir kavram var ama hiç mi oyuncuların suçu yok. Tüm suç zavallı domino taşlarının mı?