Arif Nihat Asya'nın Doğumunun 100. Yılı
Bilindiği üzere Arif Nihat Asya, bundan tam yüz yıl önce 1904 senesinde dünyaya gelmişti.Şu anda 2004 yılını idrak ediyoruz.Yani bu yıl Arif Nihat’ın yüzüncü doğum yılı…
Bilindiği üzere Arif Nihat Asya, bundan tam yüz yıl önce 1904 senesinde dünyaya gelmişti.Şu anda 2004 yılını idrak ediyoruz.Yani bu yıl Arif Nihat’ın yüzüncü doğum yılı…
Prof. Dr. Ayhan Songar, İslam kültüründeki cinsel patolojiyi incelerken Divan şiirinden örnekler verir ve Osmanlı Sarayındaki “içoğlanı” kurumunun eşcinsellik ve oğlancılığa en somut örneklerden biri olduğuna değinir. Songar'ın verdiği bilgiye göre Osmanlı Sarayının oğlan gereksinimini karşılamak üzere Sakız adasında edilgen eşcinseller yetiştirilirmiş.
Kaynaklardan ziyade okuyucunun İslami bilinç seviyesinin yüksek olduğu kabul edilerek mümkün olduğunca siyasi bir bakış oluşturulmaya çalışılmıştır. Yer yer kinayelere, kimi yerlerde de alegorik metaforlardan oluşan paragraflara rastlamak mümkündür
Yunan mitolojisindeki hiç yaşlanmayan ve hep genç kalan nemfler kendilerini şehvet dolu insan başlı atların (Satirler) taciz ve saldırısından korumak durumundadırlar. Ancak, huriler için böyle bir tecavüz tehdidi yoktur. Çünkü, insan başlı atın İslam mitolojisindeki karşılığı El Borak dişi bir attır. Kanatları olduğundan Pegasus’a da benzer, yüzü insan
Orta Asyadan göç eden Selçuk Bey liderliğinde yaklaşık 12 Türk Aşireti, Müslümanlaşarak miladi 1030 yıllarında Büyük Selçuklu, 1177de Anadolu Selçuklu ve 1299da Osmanlı adlarıyla devlet kurmuşlardır. Ancak bunların hiçbirisine Türk devleti denilemezÇünkü devletin resmi dili Farsça ve Arapça olurken, din kültürü ise Arap İslam kurallarına göre şekillenmiştir. Türklükle
Kadını bu dünyada salt bir seks ve doğurma aracı olarak görüp onu kara çarşafların altına gizleyerek cinselliği yok saymaya karşılık, öbür dünyada abartılı bir seks patlamasını müminlere armağan olarak sunmaya kalkışmak psikotik bir çelişkidir. Ancak, Adler kuramına göre bu bir çelişki olmayıp, önceki durumun "telafi edilmesi" veya dengelenmesi
Orta Asya`dan gelen Şamanist Türkler ile İran ve Mezopotamya`da yaşayan Zerdüşt Manici Kürtler, İnançlarının birbirine benzemesi ve ortak dinsel kültürel özellik taşıması sonucunda, birleşip Kızılbaş Aleviliği oluşturmuşlardır.
Temel gayemiz, kadınların karşı karşıya kaldığı ve toplumun temel problemlerinin başını çektiği şeytani zihniyetleri bertaraf etmek, aynı zamanda kadınların parçası haline getirilmeye çalışıldığı senaryoların asıl gerçeklerine ve gerekçelerine dikkat çekmektir. Aksi takdirde beyinsiz kuklalarının çorap söküğü gibi gelen asılsız iddialarını dile getirmeye mecal bırakmaksızın hayalleri dahi aşan çokluktadır
İslam ve İslami benzetmelerle yetinmeyi düşünen Aleviler şunu bilmelidir ki, anasına, bacısına ve kızı olan Kadını şeytan görüp aklı kısa saçı uzun diyen İslam'ın, iste Şii Alicisi olsun ister de diğer Mezhepleri, Alevi olup Alevilikten uzaklaşanları yarın daha kötü aşağılama ve işkencelerle yok edeceğini akıllarından çıkarmamalıdırlar.
İnciller üzerine yazdığım iki makalemin ardından, bu serinin son yazısı olarak incillerde yer alan birbiriyle çelişkili cümleleri maddeler halinde yazacağımı belirtmiştim. Daha anlaşılır olması için bu maddeleme metodunu kullandım.
Söz konusu plan, yetkili kişiler tarafından da açıklandığı gibi sadece Ehl-i Sünnet alimlerini kapsamdığını, Caferi/Şii kitleyi de içine aldığını belirtiyor
Kadın Kuranla maddi manevi yücelir. Kuranın özel olarak hep kadını koruyan üslubu vardır, hep kadının yanındadır.
Okuyun.. Okuyun ve görün gelecek için umut bağladığınız gençleriniz ne halde! Daha ilkokul çağında ve ölümü beklemekteler. Gelecek elçilerinin umudu kalmamış, biz neyi beklemekteyiz?
. Onları mutsuz eden ve ‘tesadüfen’ kendilerine gelip çattığını düşündükleri herşey, aslında Allah’ın onlar için yarattığı imtihanlardır. Yaşadıkları zorlukları, Rabbimiz’in bir hikmet üzerine kendilerine verdiğinin şuurunda olmadıkları için, hoşlarına gitmeyen olaylar onları üzüp, mutsuzlaştırır
İnsanların pek çoğunun mutlu olmak için buldukları çözümler din dışı cahiliyenin alternatifleridir ki bu denemeler onlara birşey kazandırmaz. Çünkü cahiliye sistemleri temelde birbirinden farklı değildir; insanlar, mekanlar ve koşullar değişse de yaşanan kaygılar, amaçlar hep aynıdır. Zengin ya da yoksul, kültürlü ya da varoşlarda yaşayan kişinin de, orta