Bir fincanın lekesine bırakıyorum hayatı
Gölge serinliğinde ürperiyorum
Saklandığım tozlu hasıraltı
Karanlık, kendimi avutuyorum

Seyrine dalıyorum dolu sokağın
Kalabalık, yine korkuyorum
Sakinleri göçerken yeşil saçağın
Yalnızlık; onu da sevemiyorum

Yeşilinde yanıyorum tükenen ufkun
Kızıllık, geceye kaçıyorum
Şafak efkarı, ihtişâmını parçalar yokun
Zaman bitti, sonu toprağa saçıyorum.

Bahtımın cenazesi var bugün
Elimde zar, atamıyorum
Hayatın kapısındayım, elim yumruk
Cesaret -yok- çalamıyorum

Bir hayalet şehir görüyorum, bir hayalet şehir
Eteklerinde kan kir, bakamıyorum
Hayaletin kokusu, beyaz ıstırap
Berrak sükut, konuşamıyorum

Katıksız gam, yeni doğmuş keder
Hüzünle yatıp, yalnız kalkıyorum
Göğsümün orta yeri kırmızı nar
Tadıyorum hayatı doyamıyorum