..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Şairler > Mustafa Mert




15 Mart 2011
Zulümname Üzerine  
Yüzyılın Davasına Bin Yılların Yanıtı

Mustafa Mert


Öyledir işte Anadolu’nun toprağıyla yoğrulanlar, onun suyunu içip, güneşinde yananlar umutlarını ve onurlarını asla yitirmezler.


:BEJJ:
Okuduğum kitabı bir daha okumama gibi bir alışkanlığım vardır. Bunu tekrar tekrar okuyacağım herhalde. ‘’Zulümname*’’den söz ediyorum. Yapıtı elime aldığımda niyetim hiç ara vermeden baştan sona okumaktı ve ertesi gün güvercini uçurmaktı. Okudukça bu zevki tek gecede bitirmemeye karar verdim. Birazını ertesini güne bıraktım. Böyle uzata uzata 4 günde okudum.
Norveçli yazar Pal Peterson’un ‘’At Çalmaya Gidiyoruz’’ ismiyle Türkçeye çevrilmiş romanında kahramanın babası ona ‘’Canının ne zaman acıyacağına sen karar verirsin’’ der. İşte Mustafa Balbay da tüm yapılanlara rağmen canını henüz acıtmamaya karar verip, muhteşem Zulümnamesini elleriyle yazmış.
‘’ Böylesi davaları tarihten bilirim.
Vatanı sevmenin bedeli neyse
Öderim.
Esirevlerinde eser,
Sürgün hapishanelerinde
Sürgün veririm.
Ben Namık Kemal’lerden
Tevfik Fikret’lerden
Abdi İpekçi’lerden
Uğur Mumcu’lardan
İlhan Selçuk’lardan gelirim.
Yalnız
Aile büyüklerimi
Ve aydınlık insanları
Selamlarken eğilirim.’’
Balbay’ın eseri böylesi bir onurlu duruşla başlıyor ve sonuna kadar da hiçbir haksızlığa eğilmeden sürüyor. Okudukça her satırın altını çizesi geliyor insanın. Mustafa Balbay’a Cahit Külebi’nin cenazesinde ‘’Edebiyatla uğraşsan daha üretken olursun, günlük gelişmelerin arasında boğuluyorsun.’’ diyen Mesut Yılmaz’a hak vermemek elde değil. Mustafa Balbay gazeteci, umarım yakında milletvekili de olacak, bu yapıtıyla edebiyatçı kimliği olduğunu da dosta düşmana göstermiş.
‘’Tersdeyişler’’ ve ‘’Hukuk Terimleri Sözlüğü’’ bölümlerinde haksızlığa haklı isyanın en pratik anlatımı ortaya konmuş.
Yapıtın ‘’Hücre Üzerine Tezler’’ bölümünde yapılan psikolojik işkenceye direnişin, dimdik ayakta duruşun hangi sağlam temellere dayandığı belli ediyor kendini.
‘’ Ne Zaman Kaybeder İnsan?
Özgürlüğümüz elimizden alınınca
Kaybetmiş mi oluruz?
Ne zaman kaybeder insan?
Umudu tükenince mi?
Heyecan bitince mi?
Benden geçti artık dediği gün mü?
Ne zaman?
Hayalleri yıkılınca mı?
Bütün gücü elinden alınınca mı?
Kadere boyun eğince mi?
Tüm emeklerin boşa gittiğini hissedince mi?
Dört duvar arasına konunca mı?
Hiçbiri.
İnsan sadece kendisine
<>
Dediği an kaybeder.’’
Bu bölüm aynı zamanda ağlamamak için direnmemiz gereken bölüm. Ben hem ağlamamak için direndim, hem de uğranılan haksızlıklarda benim de en az yetmiş milyonda bir payım olduğunu düşünerek utancımdan yerin dibine girdim.
Genç Kuşaklara Hapisten Gazel şiiri, sadece gençlere değil, her yaştan herkese, bir sürü kişisel gelişim kitabının sayfalarca dil dökerek anlatamadığını, birkaç sayfada anlatan muhteşem bir yapıt. Özellikle gençler bu şiiri özümsemeli.
‘’ Gökçekimi’’ bölümünde Balbay’ın özlemleri dikkat çekiyor, ama hiçbir dizede umudunu yitirmediğini de görünce sevinerek okuyor insan.
‘’Bir yıldız doğduğunda
Bilin ki,
Başka yıldızlar da doğacaktır.
Karanlığı boğacaktır.
Bütün karanlıkların sonunda
Bir ışık olduğunu anlatacaktır.’’
Öyledir işte Anadolu’nun toprağıyla yoğrulanlar, onun suyunu içip, güneşinde yananlar umutlarını ve onurlarını asla yitirmezler. Tüm kitabı hüzünlü bir zevkle okudum. Ancak ‘’Atatürkçüyüm Diyeni Hatırlar mısınız? ‘’ şiirindeki anlatılan olay kanımı dondurdu. Zulümhane’de bahsi geçen Balbay’a ben Atatürkçüyüm diyen gardiyanın kim olduğunun öğrenilmesi amacıyla soruşturma açılması, bizi bekleyen günlerin haberci gibi sanki. Şehitlerimizin kutsal kanıyla elde edilmiş vatanımda Atatürkçü olmak ne zamandan beri suç oluyor, soruşturmalara konu oluyor?
‘’Karanlığın hiçbir derinliği yoktur.
Karanlık, ışığın olmaması halidir.
Kimliği de yoktur karanlığın.
O yüzden
Karanlıkla mücadele diye bir şey olmaz
Işığı arttırma mücadelesi olur.
Işık parladı mı
Karanlık zaten kaybolur.’’
Bu eserinle ışığımızı arttırdığın için binlerce teşekkürler Mustafa Balbay. ‘’Yırtar Gökyüzünü Bir Avuç Aydınlık’’ adlı şiirinin son dizeleriyle bitirelim yazımızı.
‘’Karanlıkları yine yırtacağız
Tel örgüler sarsa da dört yanı’’

*Düşünüyorum O Halde Sanığım Zulümname- Mustafa Balbay
Cumhuriyet kitapları 1. Baskı




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve şairler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Erol Toy İmparator Üzerine
Toprak Acıkınca - Erol Toy Üzerine
Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar Üzerine
Okuduğum Kitaplardan İzlenimler - 2
Okuduğum Kitaplardan İzlenimler

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Darwin ve Beagle Serüveni Üzerine
Tutunamayanlar Üzerine
Günlük Koşuşturmaca da Edebiyat
Kıvılcım

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Plajda Bir Gün [Öykü]
Motorsiklet Çilesi [Öykü]
Ablak Yüzlü [Öykü]
Deniz Sevdası [Öykü]
Üçkapılar'da Çay İçmek [Öykü]
Mektup [Öykü]
İddia [Öykü]
Yere Düşen Tek Terlik [Öykü]
Çevre Koruma ve Biz Türkler [Öykü]
Parkta Otururken [Öykü]


Mustafa Mert kimdir?

Antalya'da doğup,büyüdüm. Çocukluğum ve gençliğim futbol topunun peşinde koşmakla geçti. 26 Yaşındayken son oynadığım futbol takımının kaptanı,başkanı ve sponsoru olan kişiyle tartıştıktan sonra futbolu kesin olarak bıraktım. Jose Mauro De Vasconcelos'un Güneşi uyandıralım ve Şeker Portakalı,Gabriel Garcia Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık,Paulo Coelho'nun Simyacı kitapları gibi o dönemin çok satanları ile birlikte Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını da okuyunca edebiyet'a ilgim bir tutku haline geldi. Çetin altan'ın yazdığı ilk öykü kitabını okuyana kadar,kendimi sadece tutkulu bir okuyucu olarak görüyor,yazarlığa yeteneğim olmadığını düşünüyordum. Çetin Altan'ın ilk yazdıkları ile bugün yazdıkları arasındaki fark bende yazarlığın geliştirilebileceği duygusunu uyandırdı. Ancak evli ve çocuklu olduğumdan eve ekmek gitmeliydi. Bu nedenle sadece yazarak geçinmeye çalışmayı deneyecek cesaretim olmadı. Hem çalışıp,hem de fırsat buldukça yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Vedat Türkali,Orhan Kemal,Yaşar Kemal,Jose Mauro De Vasconcelos,Emile Zola,Sait Faik Abasıyanık,Orhan Veli Kanık,Nazım Hikmet,Ümit Zileli,Erol Manisalı,Tahsin Yücel


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa Mert, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.