..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi başka. -Orhan Veli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




19 Şubat 2011
Bize Ne Oldu  
Mehmet Önder
İnanamıyorum! Bu insan, benim biricik sıra arkadaşım olamaz. O dürüst, kibar Halit gitmiş, yerine bir canavar gelmiş.


:AFFJ:






BİZE NE OLDU


İnanamıyorum! Bu insan, benim biricik sıra arkadaşım olamaz. O dürüst, kibar Halit gitmiş, yerine bir canavar gelmiş.
     Bir iş kuracaksınız, yeterli paranız yok, ne yaparsınız? Biraz parası da olan güvenilir bir arkadaş ararsınız. “Benim için en uygun ortak, okul arkadaşım, o yıllarda yediğimiz içtiğimiz ayrı giden Halit” diye düşündüm. Yılların onu başka biri yaptığını bilmeden elbette.

     …

Bizim Halit bir tuhaf olmuş. En başta tembelleşmiş, savurganlaşmış, kötü arkadaşlar edinmiş.
Bakkaliye işi yapıyoruz. Ortaklığımızda her şey yarı yarıya. Yalnız onun ortaklık anlayışı, hasılatın yarısına anında el koymak biçiminde. Kalanıyla da ben toptancıdır, elektrik sudur, şudur budur idare etmek zorundayım.
Para paylaşımında çok da titiz. Diyelim kasa boş, bir müşteri geldi kasaya bütün bir onluk girdi. “Bozduralım şu onluğu. Bu ne kepazelik” diye çığlık atıyor. Sonra beşliği cebine atıp rahatlıyor.
Kalanı da neye yetecek? Şimdi, kimi mal yüzde yirmi beş bırakır, kimi yüzde otuz. Neredeyse hiç kâr bırakmayan mallar olduğu gibi, yüzde kırk kâr bırakan çeşit yok gibidir. O hasılatın yarısına el koyunca sürekli anaparadan gidiyor.

     …

Bunun böyle gitmeyeceğini söylemem gerek ama, nasıl? Onca yıllık canciğer arkadaşım. Açıkça söylenmez, bari dolaylı biçimde anlatmaya çalışayım. Yoksa batacağız.
Bir gün yine öğleye doğru çıktı geldi. Kasaya göz attı, olan üç beş kuruşun yarısını aldı. Ben de artık dayanamıyorum konuyu açtım:
- Halit, kardeşim, parasal sıkıntı içindeyiz. Yakında yok satacağız. Kredi gerekli.
Ha bakın, bunu olumlu karşıladı. Demek para sıkıntısının o da farkında. Duyarlı bir yanını yakalayabilmek güzel.
- Tabi tabi, dedi. Hemen başvur. Paraya sıkışığız.
Tamam kredi alalım da, bari “Onu da ben yapayım” demiyor. İş yine başa düşüyor:
- Başvurdum. İki kefil getir, verelim, dediler.
Adam sanki kendim için istemişim gibi:
- Vallahi biri ben olurdum ama, kefillikten çok canım yandı. Büyük yeminim var.
Baktım, olmayacak. Çözüm yolu arıyorum. Bu kez mal satacağımı söyledim:
“Babadan kalma bir parça tarla var, bir türlü müşteri bulamadım” dedim. Aman, buna bir kızdı bir kızdı:



- Ben de ne uyuşuk ortak bulmuşum! Kardeşim durduk yerde kim bilir senin tarlanı takkanı. Hemen emlakçıyı arıyorum. Sen de camlara yaz. Adama varlık içinde darlık çektiriyorsun. Ayıptır!
Burada ayıp eden ben olmuş oluyorum. Eh artık, ortağını ekonomik sıkıntıya sokmuş kabahatli olarak daha sıkı çalışmam gerekiyor.
Bir kaç yol daha denedim ama, sonuç alamadım. Üstelik bir gün bir işim çıkıp dükkana da geç kalır mıyım? Vardım, toptancılardan mal bırakanlar olmuş, ortalıkta duruyor. “Paranız Mehmet’te bir dahaki gelişte alın” demiş olmalı. Tezgahta öylece oturuyor. Gelse de malları istif etse diye bekliyor. Çok çalışmış yorulmuş gibi de uyarıyor:
- Her işi bana bırakma, bir ucundan tut!
Bir kez benden önce geldi ya, daha da bastırıyor..
- Nerde kaldın, saat kaç?
İnsan mahçup da oluyor böyle durumlarda, neyse ki özrüm var:
- Hani çoluğu çocuğu olmayan varyemez bir dayım var dediydim ya, hastalanmış. Sabahtan beri doktordur, eczanedir…
- Umut var mı bari?
- Var var, ilaçlarını düzenli içer, bir hafta dinlenirse bir şeyciği kalmazmış.
Yanlış bir şey mi söyledim bilmem. Birtakım el yüz hareketi yaptı:
- Bir şeyi de doğru anlasan!

     …

Çözüm yok, ortaklığa devam. Bizimki de hasılatın yarısını cebine atmaya devam. Hatta beş dakika ayrılsam hissesi tavan yapıyor, çekmece tamtakır.
Artık olmayacak; tak etti, derler ya o haldeyim. Bir gün karşıma aldım:
- Bak Halit, bu iş yürümüyor. Ortaklığı bitirelim, ya dükkan, ya para, birkaç gün düşün.
     …

O halinden hoşnut ya önerim hiç cazip gelmedi. Öğütlere başladı:
- Sen piyasada yenisin. Maceranın sırası değil. Başka ortak arıyorsan yanlış yaparsın. Adamı soyar soğana çevirirler.
Öğütleri işe yaramayınca kendinden beklenmez bir biçimde işle ilgilenmeye başladı. Hatta iki gün kasaya dokunmadı. Çevresinde dolaşan berduş arkadaşlarına, sözde bana belli etmeden “Git git!” edişi görülmeye değerdi.
Üç gün sonra yine karşıma aldım:
- Kararın?
Yönünü arkaya döndü. Eliyle yüzüne gözüne bir şeyler yaptı. Yüzüme baktı. O da ne? Gözlerine yaş gelmiş. Neredeyse hüngür hüngür ağlayacak:
- Yahu kardeşim, bize ne oldu böyle? Ne güzel gidiyordu.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Tebrikler
Gönderen: Aysel AKSÜMER / , Türkiye
19 Şubat 2011
Hayatın içinden, çok anlamlı ve güzel bir yazıydı. Emeğinize sağlık. Tebrik ederim. Saygılar...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da İzmir'in Bayındır ilçesine bağlı Furunlu Köyü'nde doğdum. İlkokulu köyde, lortaokulu Çırpı Mustafa Adanır Ortaokulu'da okudum. Bayındır Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliği başta olmak üzere birçok işte çalıştım. Ege Tıp Fakültesi'nde memur olarak işe başladım. Buradaki on bir yıla yakın çalışmam süresinde önce İzmir Namık Kemal Akşam Lisesi'ni, ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. İlk Beş yılını İzmr merkezde, kalanını Bayındır'da olmak üzere yirmi iki yıla yakın bir süredir serbest avukatlık yapmaktayım. Evliyim, Alp Deniz adında sekizinci sınıf öğrencisi bir oğlum var.

Etkilendiği Yazarlar:
Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Muzaffer İzgü


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.