Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei |
|
||||||||||
|
Hava ayaz. Üşüyor ufacık elleri. Titriyor, dişlerinin takırdamasını zor engelliyor. Henüz tam olgunlaşmamış bedeni, yaşından yaşlı bir ruhu taşıyor içerisinde. Daha 15’inde. Ama daha şimdiden gözünün altında belirmiş kader çizgisi denen işaretler. İşinden dönüyor evine. Simsiyah saçları dökülüyor omzuna, daha erkek eli değmemiş eline. Dudakları daha tatmamış karşı cinsini. Hiç hissetmemiş kalbinde o sancıyı, ah dememiş bir sevgilinin ardından. Bunun için ne zamanı ne de iştahı var zaten. Hayat onun omuzlarına saçlarının ağırlığı dışında yükler yüklemiş çünkü. Daha ufacık, minnacık. Babasız ailesinin her şeyi. Okuyor lisede. Geceleri elektrik faturası çok gelmesin diye mum ışığında çalışıyor çoğunlukla. Kardeşlerini uyutuyor uyutmayan soğuğa rağmen. Annesinin gözlerini kuruluyor ağladığında. Babasına yine de laf söyletmiyor her kız çocuğunun babasına karşı içerisinde taşıdığı fazladan sevgiye kulak vererek. Terk etmiş, gitmiş. Üç çocuk, bir hasta kadın bırakmış ardında. Kirada iki göz bir ev, tencerede ne aş var ne de üstte başta giyecek. Kadının babasından kalan bir emekli maaşı var eve giren birde kızın okul sonrasında gidip çalıştığı kuaförden kazandığı. Daha ufacık, minnacık, gözlerine rimel dudağına ruj değmemiş. Ayakları sağlam bir pabuç, üstü kalın bir parka görmemiş. İki ufak bebe, bir dertli ana bakar gözlerinin içine, avuçlarına. Her akşam iş dönüşü bu yüzden daha zor olur onun için. Yolda yürürken bunları düşünür, içi içini yer. Üşüyüşünü unutur. Yağmur yağmaya başlıyor eve dönüş yolunda. Yanaklarına süzülüyor saçlarından yağmur suyu. Adımlarını hızlandırıyor. Üstünde kaç yıldır giydiği beyaz montu var. Eliyle montunun yakasını birleştiriyor göğsüne soğuk değmesin diye, diğer eli cebinde, sırtında bir kolluğundan takılmış okul çantası. Yürüyor. Aklında bin bir türlü dert, ayağında su alan ayakkabı. Evde yakacak kalmadı diye düşünüyor, üşüyor mudur kardeşlerim diye yükseliyor iç sesi. Doğru dürüst yiyecek bir şey de yok evde, aç aç uyumasınlar diye cebindeki üç kuruşa iki ekmek alıyor marketten, yola geri dönüyor. Elinde poşet, iki ekmek. Yol işlek araçlar vızırdıyor, hava ayaz. Üşüyor. Kaldırımda su gölcüğü var. Girmeyeyim suya diye kaldırımdan yola iniyor. İki adım atıyor. Çanta ve iki ekmeğin olduğu poşet savruluyor. Çantası başka bir tarafa fırlıyor. Genç kızın çığlığıyla yarılıyor gecenin karanlığı, yarım saha boyunca fırlıyor körpe bedeni, asfalta düşüyor, yuvarlanıyor. Kamyon fren bile yapmıyor, fark etmiyor kim bilir belki de fark ediyor ama durmuyor, kaçıyor. Kızıla boyanıyor dudakları, tırnakları ilk defa. Dayanamıyor bedeni, çarpmanın anında terk ediyor yaşlı ruhu ikametini. Polisler örtüyor yağan yağmurun altında yatan ufacık bedenini gazete parçalarıyla. Üçüncü sayfalar var üzerinde. Kendisinin yer alacağı gazete sayfaları da yine kendisi gibi fark edilmeyen birilerinin üzerine örtülecek ertesi günlerde. Çünkü bu ülkenin gazetelerinin ikinci sayfalarında ünlülerin nasıl yaşadığı üçüncü sayfada da ünsüzlerin nasıl öldüğü haber konusu oluyor. Öyleydi, fark edilmemişti, fark edilmeyenlerin arasında yerini alacaktı. Hatta uzun süre sonra yakalanan kamyon şöförü de ‘ben onu fark etmedim, köpek sandım, vurunca da durmaya gerek görmedim köpektir diye’ şeklinde ifade verecekti. Fark edilmeyenler ise fark edilmemeye devam edilecekti. Onların kaderleri çoktan çizilmişti çünkü.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Caner Almaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |