Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
M.NİHAT MALKOÇ Trabzon Belediyesi’yle Moral FM’in ortaklaşa düzenlediği “İstanbul’un Fethinin 557. Yılı Anısına Fatih ve Fetih” konulu sohbet programı 17 Mayıs 2010 tarihinde Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi’nde yapıldı. Programın sunuculuğunu Moral FM’in sunucu ve programcılarından Fethi Çağıl yaptı. Bu nefis program Araklı kökenli Devlet Sanatçısı Süleyman Şahintürk’ün doyumsuz solo mehter konseriyle başladı. Trabzonlu Şahintürk birbirinden güzel mehter marşları ve kahramanlık türküleri söyleyerek hazirunu coşturdu. Bahadıroğlu’nun sohbetinden evvel Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu kısa bir takdim konuşması yaparak Trabzon’un tarihine ve kültürel unsurlarına vurgu yaptı. Onun ardından “Tarihi Sevdiren Adam” olarak tavsif edilen Yavuz Bahadıroğlu sohbetine başladı. Bahadıroğlu’nun konuşmalarından aldığım notları dikkatinize sunuyorum: “Anadolu’nun her karış toprağı ana kokuludur. Kendi memleketimin toprağı bambaşkadır. Kendi topraklarımda bulunduğum için çok mutluyum. Trabzon Fatih’tir, Kanunî’dir, Yavuz’dur. Romanlarımda bu üç büyük şahsiyeti de yazdım. Trabzon fethedilmeseydi İstanbul’un fethi yarım kalacaktı. Akkoyunlu Uzun Hasan’ın annesi Sare Hatun’un Fatih’e ‘Ey oğul, Trabzon’a bunca zahmet nedendir? Bir kale uğruna bunca zahmete değer mi?’ sorusuna Fatih’in ‘Ey ana bu zahmet din yolunadır. Elimizde İslam’ın kılıcı vardır. Ahrette Rabbimizin huzurunda eğer zahmete katlanmazsak bize gazi denmez. Bu gayreti göstermezsem ahrette Peygamberimin yüzüne nasıl bakarım. “dediğini tarihler yazar. Osmanlı, İstanbul’u fethetmek için kurulan bir sünnet devletidir. Peygamberimiz ‘İstanbul elbet bir gün fetholunacaktır, onu fetheden kumandan ne büyük kumandandır; onu fetheden asker ne kadar güzel askerdir.” diye buyurmuştur. Bu müjdeye mazhar olmak isteyen nice padişah, fetih için harekete geçmiştir. Fakat bu ancak Sultan Mehmet’e nasip olmuştur. Ordular gökten inmez, milletin içinden çıkar. Geçmişine sahip olmayanın geleceği de olmaz. Tarihte yaşanmış bir hadise vardır. Hayme Ana’nın eşi Gündüzalp vefat ediyor. Hayme Ana ve Gündüzalp’in dört oğlu vardır. Sungur Tekin, Gündoğdu, Ertuğrul ve Dündar… Hayme Ana oğullarını yanına çağırıyor. Küçük oğlu dışındakilere, bey olduklarında gelecekte ne gibi planları olduğunu soruyor. İkisi geri dönüp topraklarını ekip biçeceklerini söylüyor. Sıra Ertuğrul’a gelince O, “Deryayı geçeceğiz ve devlet olacağız” diyor. Bu cevaptan sonra annesi, Ertuğrul’u aşirete bey olarak seçiyor. Öbür oğulları da eski topraklarına geri dönüyorlar. Ertuğrul, devlet ektiğimiz topraklar olan Söğüt ve Domaniç’e yerleşiyor. Ölürken ‘Âlimlere hürmet ediniz, devlet onların dualarındadır’ diye vasiyet ediyor. Ertuğrul öldüğü yıllarda Bursa, Bizans’ın en güçlü ayaklarından biriydi. Siz bir şeyi çok istersiniz Allah da ihsan eder. Siz gayret gösterirsiniz Allah da yolunuzu açar. Başarı sabrın ve ihlasın sonucudur. Unutmamalıyız ki geri dönenleri hiçbir tarih yazmaz; sabredeni ve gayret göstereni yazar. Karınca misali doğru tarafta durarak elimizden geleni yapmalıyız. Tarihte, yaşadığı toprakların bedelini bizim kadar ağır ödeyen bir başka millet yoktur. Aile reisi olarak hedef sahibi insanlar yetiştirmeliyiz. Bu toprakların en çilekeş varlığı annelerdir. Onlar çocuklarını kendi değerlerimizle yetiştirmelidir. Babalar bu işten çoktan el çekmişlerdir… Hayal adres gibidir. Adresiniz varsa hedefinize varırsınız. Ceddimiz hayallerinin peşinden koştular ve bütün engelleri aşarak başardılar… İlmin başı sabırdır… İnsanların önünde eğilip bükülmemeliyiz. Osmanlı’yı büyük yapan her şart altında dik durmasıydı. Osmanlı kurulduğu ilk günden itibaren Bizans zihinlerde parça parça fethedilmeye başlanmıştı. Sultan Mehmet fetih ruhunu henüz çocukken kazanmış ve bunu bir ideal olarak yaşatmıştır. Sonuçta da “Ya ben Bizans’ı alırım, ya Bizans beni alır” kararlılığıyla İstanbul’u fethederek bir çağı kapayarak yepyeni bir çağı açmıştır.” Trabzon Belediyesi Kültür Müdürü Murat Yeter’i ve ekibini bu gayretli ve isabetli kültürel faaliyetlerinden dolayı kutluyorum. Trabzon’umuza ruh ve hareket kazandırdılar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |