Herkesin derdi başka. -Orhan Veli |
|
||||||||||
|
Ilık bir yudum geçirdi boğazından ve güldü kendi kendine. Arapların çölde çay içmelerinin hikmeti açıktı elbette, oysaki yukarıdaki o varlığın,Yaratıcının o kadar yumurta ve sperm arasından kendisini seçmesinin hikmetini çözememişti ömrünce. Sonradan hiçbir halta yaramadığını anlasa da uslu bir çocuk ve iyi bir öğrenci olmuştu tüm hayatı boyunca. İyi bir üniversite bitirmiş,hemen ardından da kötü sayılmıyacak vasat bir iş de bulmuştu kendine. Vasat, sıkıcı ama onu aç bırakmayacak kadar iyi. Öğretmendi Zeynep. Daha çalışmaya başladığının ilk yılında bu işin hiç ona göre olmadığını farketmiş, fakat artık ömrü boyunca bu işi yapmak zorunda olduğunu anlamıştı. İşsizliğin sokaklarda buram buram cirit attığı bu memleket ve bu zamanda bir nimet bile sayılabilirdi bulduğu bu iş.. ve elbette annesi ..onu ortada bırakamazdı, istifa edip başka iş aramaya kalksa o süreçte parasız kalıcaklarını biliyordu. Artık bunu göze alamayacak kadar geçti onun için. Çocukken dedesinin mırıldandığı o türküyü hatıladı,tekrar gülümsedii artık o da anlıyordu dedesini.. '' Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece ..'' O gece kendisiyle beraber kaç çocuk daha doğmuştu o pencerenin olduğu koridorda ve şimdi ne yapıyorlardı, nasıl bir hayatları vardı acaba ... Belki onun gibi öğretmen olanlar, doktor, mühendis falan olanları vardı, belkide kadın satıyorlardır dedi ve sırıttı . Hayattaki ilk,tek ve en kocaman çığlığını o zaman atmış olabilirmiydi acaba, ona sormadan ciğerlerine edepsizce dalıveren o havayla beraber ..ve çocukken koparıverilen o hesapsızca, arsızca bağırmalar .. sonrası hep susmakihep hesaplı susmalar .. onun dışında yetişkinliğin o kurşun gibi ağır, gri elbisesinin içinde kolaysa gel de kopar bakalım aynı hayasız gürültüyü.. Zorlama nezaketler içinde yaptığımız ince, minik hesaplar, ahh elalem ne der sonralar, ah hiç olurmular ..ya da içte kalanlar, hiç itiraf edilemeyip, hiç paylaşılamayan, içinde doğup,içinde büyüyüp ve de içinde çürüyüp kalan .. nice şeyler ... - Hey Allahım, dedi Zeynep, insanlara asla böyle şeffaf değilim biliyorsun, sana olduğum ve olacağım kadar. Küçükken cennete telefon açıp seninle konuşabileceğimi bile düşünürdüm, ( sırıttı gene ) ,sana yine hesapsız bir itiraf ve bir sitem .. beni buraya neden gönderdiğini bilmiyorum, tam otuz yıldır buradayım ama hiç sevmedim, mümkünse beni o çıktığım yere geri gönderebilirmisin ? .. Ahah, bana güleceğini biliyorum ama sen yinede bunu bir düşün ve şimdilik hoşçakal ... Çayının son yudumunu aldı, saatine baktı, öğle tatili bitmişti, acele etmeliyim dedi ve fırladı topukları yeniden kaldırımları dövmek için ... - Son -
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özge Özdil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |