..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > osman demircan




14 Ocak 2010
Çoraplarım İnsan Kokardı  
osman demircan
Ressam olsaydım kesinlikle basit insan manzaraları resmederdim. Sırıtık gülüşlerin, aptal bakışların ve çoğunluğu üniversite mezunu olan insanların resmini çizerdim. Ha sanmayın ki resimlerini yaptıklarımı fırça darbeleriyle döverdim ya da onlara söverdim.


:AHGE:
Ressam olsaydım kesinlikle basit insan manzaraları resmederdim. Sırıtık gülüşlerin, aptal bakışların ve çoğunluğu üniversite mezunu olan insanların resmini çizerdim.
Ha sanmayın ki resimlerini yaptıklarımı fırça darbeleriyle döverdim ya da onlara söverdim. Sadece insanların ne kadar sığ olduğunu gözlerindeki denizi çizerek anlatırdım. Sadece tuvaletten yeni çıkmış ellerini tuvale aktarırdım. Tabi kimse tablolarımı almazdı. Basit ve ucuz insan manzaralarına kim para verirdi ki. Herkes zekice şeyler arar insan beyninin ürettiği tüm yalanları gerçekçi bir boyutta görmek isterdi. Zekice bir bakışın altında aptalca gülüşler çizerdim. Gözlerin sadece bir zeytin tanesini gördüğünü ve kimsenin zeytin dallarıyla ilgilenmediğini konu olarak işlerdim. Zeytin ağaçlarının barış güvercinlerine ev sahipliği yapmadığını resmederdim. Çünkü dünyada en ucuz şeyin barış olduğunu, dağınık bir masada imzalanmış barış antlaşmasında gösterirdim. Kendi aptallıklarımı başkalarının yüzüne vururdum. Yüzüm bir başkasının yüzüne değerdi. İki yüzlü olurduk. İki sayısının asla bir sayısı olamayacağını ispatlardım. İnsanın aptallığını matematiksel resmederdim. Bunca insanın aslında bir sıfır olduğunu çizerdim. Dünyanın bütün hallerini boyalarla yansıtırdım. Resmim kırmızı ve mora dönerdi. Saçlar mor, gözler kıpkırmızı olurdu. İnsan kudurmuş gibi bakardı. Deliliğin, başka birine ok gibi kirpiklerini saplamasıyla meydana geldiğini söylerdim. Küçük gözlerde kocaman kirpikler çizerdim. İnsanların bakışlarında her zaman dünyayı böyle görmek istediklerini ifade ederdim. İnsanın geometrisini çizerdim ve onu kareye benzetirdim. İnsana hangi çerçeveden bakarsan bak, o çerçeveye aşkı sığdıramayacağını söylerdim. Sadece insanın zevkten dört köşe olma peşinde koştuğunu bu yüzden insanın en çok kareye benzediğini matematiksel olarak gösterirdim. Birçok kişiyi ise, daha çok bir çembere benzetirdim. İnsanın kendi bencil dairesinde kocaman bir sıfır olduğunu belirtirdim. Ben insan problemini böyle çözerdim. İnsanın doğru bir yanı olmazdı benim resmimde. İnsanı asimetrik olarak çizerdim. İnsan hep doksan dokuz değil yüz ister. Ona yüz verdiğinde de bu benim hakkım der. Ne büyük haksızlık ne büyük yüzsüzlük değil mi? İnsan hep böyle hak etmediğini ister böylece dünya adaletsizlikten geçilmez. İnsana yüz verende kabahat. Ben insana hep doksan dokuz verirdim. İnsanı doksan dokuz çizerdim. İki dokuz asla yüz yapmaz. İnsanı yüzsüz resmederdim. Ben ressam olsam insanın basit hallerini tuvalimde kişileştirirdim. Pişmiş kelle gibi sırıtmasını, bu haliyle bir başkasını alaya almasını konu olarak seçerdim. İnsanın kişiliği bu derdim. Tablolarımı kimse almazdı. Kim kendi aptallığına para verir ki. Kim kendini aptal görür ki. Tabi ki ben. İnsanların duygularını okşamadığım için beş parasız bir ressam olarak gezerdim. Aptallığımın cezasını ayaklarım çekerdi. Çoraplarım insan kokardı. Nereye gitsem kendimi bir başkasıyla toplayacağım birini bulurdum. Topumuz toplumuz. Toplanır maç ederdik. Formamızda sayılar olurdu. Her gol de bir sayıya denk düşerdi. Sayılar arası maç ederdik. Ama çoraplar insan kokardı. Bir ressam olsam insanı iki sayısı olarak çizerdim. İki olmak üç olmaktan zordur. Biraz zorluk çeksin isterdim. Bir numara olarak çorapları çizerdim. Bunca ayaklar altına alınmasına rağmen hala sahibinin kokusuyla demlendiği için onu birinci seçerdim. İnsana asla birincilik vermezdim.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tanrı Dedi ki Bana
Durmak Yok Yola Devam
Ben İse Ahıra Bağlı Öküz Gibi Debelenmekteyim
Şair Osman, Öküzü Kadıköyde Sanat Yapar, Köylü Murat İse Öküzü Bağdat Caddesinden Aşağı Salar
Masallarla ve Yalanlarla Dolu Hayatınızı Ne Edeyim
Ben Asya'da Ömer Hayyam, Avrupa'da Archimedes Olmuşumdur
İnsan Aslında Beş Yıl Yaşar
Köpek
Abdullah Öcalan
Toplum Bir Ahtapota Benzer

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Köpekler ve İt Herifler
Üç Türlü İnsan
İnce Bir Tülüm
Tüm Aşklar Faşizm Kokmaz
Başka Bir Yol Yoksa İnancın Seni Nereye Kadar Götürür
Keyfin Bilir
Örümcek ve Kelebek
Dünya
Tüm Evli Sevgililerin, Sevgililer Günü Kutlu Olsun
Olan Dağdaki Garibana, Karakoldaki Garibana Olmakta

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.