Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe |
|
||||||||||
|
Ülkenin her bir yerinde kolbastı fırtınası esiyor. Belki de Avrupa, Asya derken oyunun dünyanın her yerine yayılma olasılığı çok yüksek. Bir kere kolbastı oyunu şu yaşadığımız zamanlara çok uygun. Neden mi? Bir kere düzensiz, belirsiz, karmaşık, süratli bir dünyada yaşıyoruz. Her şey içiçe geçmiş, neyin doğru neyin yanlış olduğu bilinemiyor. Her insan en iyi, her insan tek doğru, her sistem kendince en mükemmel. İşte böyle bir dönemde Karadeniz’in her köşesinde sessiz sedasız oynanan kolbastı oyunu ülke gündemine kendiliğinden girdi. Krize meydan okurcasına milleti oynatıyor. Bizde bu konulara kafa yoran biri olarak meselenin aslını, eğrisini doğrusunu araştırma görevini kendimize verdik. Ve aşağıda ki sonuca vardık: Kolbastı oyununun ortaya çıkışıyla ilgili çeşitli söylentiler var, ancak biz birini anlatmakla yetineceğiz: Bir jandarma kolu, bir çetenin gizlendiği yeri basar. Çetenin başını yakalayıp götürmek isterler. Çetenin adamları başlarlar oynamaya. Bunları gören kol komutanı “ Bunlar eğlence yapıyorlar. Çetecilik bunların işi değil.” der. Ve böylece çeteler baskından kurtulurlar. Bu olayın anısına, bu oyun oynanmış, yaygınlık kazanmıştır. Bizim bu konuya yaklaşım tarzımız ise şöyle: “Bastı” sözcüğü dilimizde değişik amaçlarla, birbirinden farklı anlamlar yüklenerek kullanılır. Yemek kültüründe( fasulye, patlıcan, kabak, bamya) bastı gibi anlamlar içerir, ayrıca pirzolaya da külbastı denir. Psikoloji de “bastı” sözcüğünün insanın içsel durumuyla da bağlantısı vardır. Afakanlar bastı: Sıkıntılı, bir yürek çarpıntısını anlatır. Karabasanlar bastı deyimi ise; gerginlik içinde, sıkıntılı olma halini, kötü bir düş, rüya görmeyi, ruhsal karmaşayı, bunalımı anlatmakta kullanılır. Diğer taraftan doğum sırasında temizliğe dikkat edilmemesi nedeniyle lohusaların tutulduğu ateşli hastalığa da albastı denir. “Aybastı” kelimesi de ruhsal bir durumun tarifinde de kullanılır. Ay’ın, dolunay durumunda kimi canlıları etkilediği bilinen bir gerçektir. Bazı insanlarda dolunay günlerinde çeşitli ruhsal değişmeler olur. Kimi hayvanlarda da değişik davranışlar ortaya çıkar. Köpekler havlar, çakallar, kurtlar ulur. Bu tür etkilerin yoğun olduğu karasal yerlere ‘bastı’lı adlar verilir. Deniz sahilinde olursa “bastı yalı” gibi adlar verilir. Türkçe basmaktan türeyen ‘bastı’ sözcüğünün dışında, Arapça kökenli başka anlamlar taşıyan ‘bast’ kelimesi Osmanlı Türkçesi’nde; yayma, açma, sevindirme, utangaçlığı bırakma, rahat etme, kendinden geçme, anlamlarına gelmektedir. Tekrar gelirsek kolbastı’ya;ve olayı jandarma baskınının dışında tutarsak; oyunun beden ve ayakların kıvrak hareketlerine uygun bir biçimde, kolların iki yana açılarak coşkulu ve rahat bir biçimde hızla hareket ettirilmesinden kaynaklandığını, buna birde dolunayın katılmasıyla oyunun çılgınca sıçramalara dönüştüğünü söyleyebiliriz. Atak, güçlü, her hareket ve müzikle oynanabilen kolbastı oyununun çıkış yeri ve sahibi neden Aybastı olmasın ki; bütün bu anlatılanlar Aybastı’ya ve yöreye çok uygun geliyor. Ben bu yüzden diyorum ki. Kolbastı Trabzon’nun değil, Ordu’nun, muhtemelen de Aybastı’nındır. Trabzonlular oyunu biraz değiştirerek biraz da kendi folklorik özelliklerini katarak Trabzon kolbastısı yapmış olabilirler… durup dururken niye oyunun adına Trabzon adını versinler ki. Diğer yandan her yöre oyunun başına yaşadığı yerin adını vererek oynamaktadır kolbastıyı. Bence oyun Aybastı’nındır. Bu nedenle kolbastı’ya Aybastılılar sahip çıkmalı. En azından kâfiye ve ses uyumu bakımından” bastı” kelimesi bizden alınmış veya esinlenmişlerdir. Yaşasın ‘Aybastı kolbastı’sı… Kemal Düz
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kemal düz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |