Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Çiğdem TAŞ | 30 Eylül 2007 | 04:09 Neden Eylül giyer ki ayrılığın hükmünü *** Gece bir yılan gibi çöreklenirken şehrin üzerine gökler ağlamaya hazırlanıyordu. Sıkılmıştı, sonunda telefonu çaldı. Elini uzattı ve “Nerdesin?” diye açtı telefonu, adeta boğuluyordu sprey, parfüm ve sigara kokusundan. “Beni ne zaman almaya geleceksin saat kaç oldu.” “Geldim kapıdayım” dedi. Gelinliğinin kabarık eteklerini toplayarak kalktı oturduğu koltuktan. Çok güzeldi. Siyah saçları bukleler halinde süzülüyordu beyaz duvağından. Kaşları ince siyah ve düzgündü, kirpikleri içe kıvrık gözleri iri ve siyahtı. Burnu ufacıktı. Hiçbir pembe bir dudağa böylesine yakışamazdı. Herkes hayran hayran onu izledi gelinliğinin eteklerini toparlarken. Çantasını aldı ve kapıya doğru yürüdü. Herkese iyi akşamlar dileyerek onun koluna girdi ve merdivenlerden indiler. İkisinde de bir sessizlik hakimdi, mutlu gülümsüyorlardı. Düğün kapalı bir salonda olmayacaktı. Bir kokteyl gibi havuz başında bahçede olacaktı. Her şey önceden hazırlanmıştı. Beyaz örtülü masa ve sandalyeler, ışıklar seçilen müzikler her şey. Bütün sevdikleri onlardan önce gelmiştiler. Her şey istedikleri gibi muhteşemdi. Güzel bir eylül düğünüydü. El ele indiler merdivenlerden alkışlar içerisinde. İva zanicchi eşliğinde dans etmeye başladılar. Herkesin gözleri onların üzerindeydi. Ellerinde kadehler herkes onların şerefine içiyorlardı. Görkemli bir düğündü. Görkemli düğünün güzel gelini ve ‘O… İlk danslarını bitirip, misafirlerin arasına karıştılar. Eğlenceli muhabbetler, eşliğinde müzik ve kadehler çiftin mutluluğuna çarpıyordu. … Ve eylül geldi. Sonbahar yaprakları gibi dökülen yüzünü toplayıp bir rüzgar gibi esti geceye. Beyaz elbisesi omzuna dağalan kıvırcık sarı saçları mühürlediği kırmızı dudaklarıyla… çok güzeldi sanki düğünün diğer geliniydi. (Öyleydi de…) Yavaş yavaş yürüdü bahçeye çıplak ayaklarıyla. Ve bir masanın yanına dikildi. Herkes eğlencesine devam ediyordu. Bir yandan da acaba kimdi bu bayan diye sorgulayan bakışlarla eylüle bakıyorlardı. ‘O ise eylüle kilitlemişti bakışlarını. Eylül eline bir kadeh aldı ve ona bakıp gülümseyerek kadehi havaya kaldırdı. Eylül 'Onu çok sevmişti. O ise kayıtsız kalmıştı. 'O kayıtsız kaldıkça eylül daha çok sevmişti. İmkansızdı ama hiç bir önemi yoktu. Sevmesine engel değildi ki. … 'O şaşkındı, niye gelmişti ki yetmemiş miydi kendine çektirdiği acı. Ruh hastası benliği bu görüntüyü nasıl kaldırabiliyor ki diye düşündü bir an için sonra susturdu beynindeki soruları. Çünkü eylül onlar kadar mutlu gülümsüyordu. Buna inanmak istemese de sevinmişti. Eylül'ü oda seviyordu çünkü ama eylül gibi değil. Eylül elindeki kadehi masaya bıraktı. Çıplak ayaklarıyla gülümseyerek onlara doğru yürüyordu. ‘O bakışlarını eylüle kilitlemişti. Aklı almıyordu olanları. Ve eylül onlara yaklaşınca durdu. Gökyüzüne baktı. Yağmur çiseliyordu. Gülümseyerek başını yere indirdi. Çantasını açtı. Son bir kez ‘ Ona derin derin baktı gülümseyerek. Sonra çantasındaki hançeri çıkarmasıyla göğsüne saplaması bir oldu. Gülümsüyordu gözlerinden yaşlar yavaş yavaş süzülüyordu. Ayakta duramıyordu yere düştü. Beyaz elbisesi kırmızıya boyanmıştı. Davetliler şaşkındı. Kimse ne yapacağını bilmiyordu. Büyük bir şok yaşıyordu herkes ve ‘ O yanına gelmişti eylülün. Şaşkındı, beyni durmuştu resmen hiç bir şey diyemiyor, ağlayamıyor konuşamıyordu. Eylül elini tuttu. Ve gözlerini kapadı. Herkes olayın şokundaydı kimse anlayamıyordu hiç bir şeyi kimdi bu kadın neden öldürmüştü kendini… Aslında düşününce çok basitti. Kimsenin unutamayacağı görkemli bir eylül düğünü olmuştu işte şimdi. En çokta ‘O unutamayacaktı. Gözlerini her kapadığında bu sahne tekrarlanıp duracaktı. Eylül yağmuru ve kanlar içinde yatan eylül… Neden hep eylül giyer ki ayrılığın hükmünü haziran, temmuz, ağustos dururken… Çiğdem TAŞ | 30 Eylül 2007 | 04:09
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © çiğdem taş , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |