Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Çünkü, yüreğimizde coşku oluştu... Çünkü, Türk Kimliğinin duruşuna tanık oldu gözlerimiz... Çünkü, senelerce anlatmak istediğimiz ama bir türlü anlatamadığımız isyanımızı, on ikinci dakika da anlatabildik... Çünkü, "bir TÜRK dünyaya bedeldir" sözlerini hak ettiğimize tanık oldu gözlerimiz... Çünkü, 72 milyonun onurunu kurtaran bir başbakanımız nihayet, sabrımızı taşıran Davos’ ta "Yeter" dedi... Tıpkı Kurtuluş Savaşının Baş Kahramanı Yüce Türk Ordusunun Baş Kumandanı M.K.Atatürk’ün savaş sonrası hala yurdumuz karasularını, İzmir Körfez’inden hala terk etmeyen, yedi düvelin savaş gemilerine, İzmir Körfezine Bakan Pencereden, çizmelerinde ki, savaş bölgelerinde ki taşıdığı tozlar durmakta iken... Hem de, hiç bir gücü kalmamış Türk Ordusundan ise hiç bir neferin olmadığı, binlerce şehitlerimizin geride kalan Gazilerin Lideri bir telgrafla haykırdı, " Savaş bitti. Hala ne duruyorsunuz kara sularımızda. Kıyılarımızı derhal terk etmezseniz, ateş emri vereceğim..." Mareşal Fevzi Çakmak, ve odadakiler heyecan içindeydiler telgraf gemilere ulaşırken... Ama o tam bir TÜRK duruşuna geçmişti. Dik ve elleri arkasına kenetlenmiş, böylece kendinde var olan enerjiden güç alıyordu sanki... Korkulu bekleyişler bir kaç dakika sürdü... İngiliz, Fransız, Yunan ve İtalyan savaş gemileri top ateşiyle veda ettiler Türk Karasularını... Odada bulunan Halide Edip Adıvar, Afet İnan, Mareşal Fevzi Çakmak ve Yaverleri bu dik duruşa tanık oldular. İşte, Davos’ta sevgili Başbakanımızın duruşu böyle bir duruştu. Bize yakışan aşırı mütevaziliği ve suskun duruşumuzu anlamadı dünya, anlamak da istemedi. Ermeni çıktı AHİM’e... Yunan çıktı AHİM’e... Rum koştu AHİM’e... Koşanlar oldu AHİM’e... Dışta ve içte herkes AHİM’e vardılar, şikayet ettiler, güzel yurdumu... Peki neden? Bir zamanlar kurşun ile alamadıkları vatanımızı, AHİM’den alacakları yüksek tazminat ile bize "borç" faturası çıkartan, çıkartmak isteyenler kimler? Bu borcu ödeyemeyen Türkiye, karşılığında ne verecek? Peki bize sıkılan kurşunlar ile yitirdiğimiz canlarımız, binlerce şehitlerimizin kanlarının hesabını, bize kim verecek? İşte Davos’ta, 72 milyon Türk İnsanının ve bu insanları temsil eden Başbakanımız, elini masaya vurmuş, "yeter!" demiştir. Evet, artık yeter!.. Uzakdoğunun yöneticisi ve filozofu Konficyüs’ün dediği gibi; "Aşırı mütevazi ve alçakgönüllü olmak erdem değil, enayiliktir!" Alınlarımızda "enayi " diye, yazmıyor. "Artık Yeterrr!" Ben de alkış tutacağım şimdi... Emine Pişiren/Bursa/2009
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |