En tatlı sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
- Esenler otogarında anılar tarih öncesi mahzunluğuna bulaşmasa da “merhabaların” ve “gülegülelerin” içtenlikle söylendiği az bulunur sülietler görürsünüz . İnce çıkık çeneli, elinde lahmacun olan şu bizim Recai emmi. Uzun zamandır çocuklarından haber alamaz. Çocukları da onu aramaz. Ofislerin önünü süpürürde nasiplenir gariban. Bazen bir süreliğine kaybolur. Nerdedir, ne yapar bilinmez. Zeytinburnu surlarında yattığı söylenir. Görenler varmış. Şarapçı taifesiyle yarenlik edermiş. Sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi sabahın erken saatlerinde günlük mesaisine başlarken görürsünüz onu. Sıgaraya bulanmış “günaydın”da demişseniz eğer gördüğünüzde, keyfine diyecek olmaz gün boyu. Şu karşıdaki, Rahmi Hoca. İlk Okul Öğretmenliğinden buralara kadar ki, çoğu zaman fırtınayla geçen kırk yılın her karesini yüzünde okuyabilirsin. Yaşamın kaygan zemininde bir kez dengesini kaybetmişte toparlanamadan, tığ-teber, kalmış bir başına. Sonrası gene aynı film. Şurada turlayan genç çocuk. Adı Kekeç Ramazan. Çocukken korkutmuş onu üvey babası. Direksiyon hastası çocuk. Burada hiç birimiz anlayamadık büyüdüğünü. Ama o askere gidiyor şimdi. Bu hazırlığımız onadır. Sevince karışmış hüznümüz aslında burada yaşayan herkesedir. Çünkü her birimizin geçmişinde biraz hepimiz varız. Geleceğimiz aynı otobüsün farlarında parıldıyor. Dedi. Sonra birden toparlanmak istercesine yutkunup tekrar devam etti konuşmasına. -Aslında bunları anlatmak değildi amacım, ama ne zaman Recai Emmi’yi elinde lahmacunla görsem gözlerim dolar. Sen benim kusuruma kalma be hocam. Dedi. Baş parmağıyla tespihinin imamesini koparmak istercesine zorlarken diğer eliyle de alyansı ile oynuyordu. Gergindi. Onun için hocayla dertleşmek istemişti. Yaz ayları başlayalı otogar nadasa düşmüştü. Yolcu yoktu. Yaprak kımıldamazken sıkıntı hala dorukta seyrediyordu. Bu nedenle bir hal çaresi var mıdır diye sormak istemişti hocaya. Gerçi hoca da hiçbir zaman reçete vermezdi ya adama. Gene de dayanamadı da sordu. - Hocam aslında rekabet dediğin iki ucu keskin kılıç ne yana düşse bizim canımız yanıyor. Fiyatlarla kaliteli hizmet birbirini nasıl etkiler? Hoca düşünmeden cevap verdi. - Bir ürünün satın alınmasındaki temel kriter fiyat ve kalitedir. Tüketicinin alım gücündeki düşüşler onları daha ucuz ve daha düşük kalitede ürün almaya iter. Bu nedenledir ki firmalar bir ürünü piyasaya sürerken daha kaliteli ürünü daha düşük maliyetle elde etmenin efsunlu yüzünü ararlar. Globalleşmenin sert rüzgarları günümüz firmalarının ılık nefeslerine karıştığında insana yatırımın, öncelikler sıralamasındaki en ön koltuğa kurulmasına neden olmuştur. Değişen tüketici anlayışı, gelişen teknoloji, rekabetteki kıtalararası mücadeleyi bilgisayar kutusunun içine sığdırırken, çift çizgili defterlerdeki tükenmez kalem bulaşığı alış verişler, sanal alemdeki “parmak hesabı” tek düzeliklerin anlamlı “nanik”leriyle karşılaşmışlardır. Nedense bu tür işletme anlayışlarının kapıları çaresizlik denizinin tamda ortasına doğru açılırken heveslileri de bu denizin vazgeçilmez misafirleri arasında değişmez biçimde yerlerini almışlardır. Artık her şey değişiyor, Necmi Kaptan. Değişmeyen tek şey var hayatta oda değişim. Şu üzerimizdeki ölü toprağını kaldırıp silkelenme zamanı geldi de geçiyor. Bir bahar temizliği yapalım kendi benliğimizde. Eskimişliklerden bir bir temizlenip aydınlık yüzlerle güneşi karşılayalım. Dedi. Necmi Kaptan, elindeki sigarasını kül tablasında söndürürken Hocanın söylediklerini bir bir düşünüyordu..... Uygur AYDEMİR
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © uygur, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |