Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
(ÇÜNKÜ BİZ DAHA MEHMET AKİF OLAMADIK…) Bir dakikalık saygı duruşu ve istiklal marşının ardından program başladı..Alkışlarla sunucu programı sunmak için kürsüye çıktı.Alkış dediğime bakmayın 250 kişilik salonda 50 kişi ya var ya yok.Zaten bunun da belli bir kısmı programda görev alan ve elleri titrek yürekleri de hızla çarpan lise öğrencileri.Sıralarını bekliyorlar.Ha tabi unutmadan en ön koltuklarda da oturan protokol.Biri sendika başkanı,biri üniversitede öğretim görevlisi,diğerleri ise… Bu cümlenin sonuna 3 nokta koyduğuma bakmayın birazdan buraya döneceğim..Evet ilk konuşmayı yapan konuşmacı üzgün,bellikli bir sıkıntısı var.Zaten sıkıntısını daha fazla içinde tutamıyor ve açıyor içini dinleyenlere:’’GÖNÜL İSTERDİ Kİ BÖYLE BİR GÜN DE SALON TIKLIM TIKLIM DOLU OLSUN.VE BUGÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİNE SAYGI GÖSTERİLSİN.HİÇKİMSE SUSMASIN KONUŞSUN.’’Söylediklerinde haklı;çünkü programın konusu İstiklal Marşının kabulü ve bu yüce eseri bize baHşeden üstadımız(milli şairimiz)Mehmet Akif Ersoy’du.Böyle bir günde nasıl susulabilir ki!Üstadı anarken salonun boş olması gerçektende acı.Bizi anlatan ırkımızı,inancımızı ilelebet yaşatacak olan eseri yazan vatan ve millet sevdalısına bu ne büyük bir ayıp!! Program devam ederken tam o sırada gözüm sessizce yerinden kalkıp sunucuya doğru yaklaşan gence takıldı.Belli ki bugünün önemi ona yerinde oturmaya müsaade etmemiş.İçindeki his ayaklarına komut vermiş ve kendisini sunucunun yanına atmış.Genç eğildi ve sunucunun kulağına bir şeyler fısıldadı.Sunucu ise işaret parmağını protokole doğru kaldırarak ona bir şeyler söyledi.Sonra genç biraz önceki sessizliğinin aksine kendinden emin bir şekilde yerine oturdu.Sezgilerim beni yanıltmıyorsa genç ,sunucudan bir şey talep etmiş ve sunucunun onun talep ettiği şeyi kabul ettiği bir eminlik yansıyor surat ifadesine. Sıradaki konuşmacı üniversitenin öğretim görevlisi. Daha konuşmasına başlar başlamaz anladım onun bir Mehmet Akif sevdalısı olduğunu.İlerleyen dakikalarda ise bir kez daha yanılmadığımı gördüm.Anlattıkları o kadar içten ve samimiydi ki ‘’O’’derken gözlerinden ara ara yaşlar boşalıyordu.İnanır mısınız ben daha önceleri üstadı böyle güzel anlatan biriyle karşılaşmamıştım.Hatta dinlerken yüreğimin derinliklerinden bir tel koptu ve kıyıda köşede tembelce yatan ruhsuz ruhum uyandı.Ve sadece tek bir cümle söylemek istiyordum titrek bir sesle fakat haykırarak:’’HAKKIDIR HAKKA TAPAN MİLLETİMİN İSTİKLAL!.’’ Konuşmacı konuşmasını bitirdiği an gözüm tekrar biraz önceki gence takıldı.Sanki tedirgin bir hali var ve bu hal onu koltuğundan sivriltmiş.Biraz önceki emin ifade tekrar kaybolmuş yüzünden.Sunucu tekrar kürsüye çıktı,programımız burada sona ermiştir der demez ortalardan gür bir ses yankılandı:’’HOCAM SÖZ ALABİLİRMİYİM!!’’.Sesin sahibi o gençti.Bir anda bütün salon gözünü gence dikmişti… Gelelim sonuna üç nokta koyduğum ve birazdan döneceğim dediğim cümleye…Genç sadece söz istemişti fakat protokolde bulunan ve üç nokta koymamın sebebi olan iki kişi gencin bu talebini:’’PROGRAM BİTTİ ,UZATMANIN GEREĞİ YOK,TADINDA BIRAKALIM.’’diyerek geri çevirdi.Genç ise;’’BÖYLE BİR GÜNDE BİZİMDE KONUŞMAYA HAKKIMIZ VAR.’’dedi.Fakat dedikleri havada karışmıştı bile… Salon dağılırken gözlerim hala dikkatle gencin üzerindeydi.Başı yerdeydi.Belli ki incinmişti.Hoş o kadar kişinin önünde yaşadığı an üzücü olsa gerek.Yaşayan da bir gençse söylenecek daha fazla söze gerek yok.Peki program başlarken; :’’GÖNÜL İSTERDİ Kİ BÖYLE BİR GÜN DE SALON TIKLIM TIKLIM DOLU OLSUN.VE BUGÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİNE SAYGI GÖSTERİLSİN.HİÇKİMSE SUSMASIN KONUŞSUN.’’diyenlere ne oldu.Kalkmıştı işte,konuşmak istemişti bu vatanın bir oğlu..Neden susturuldu?Ve neden sadece insanlar propokanda yapmayı severler de söyledikleriyle hareketleri uyuşmaz.Üstelik protokolde olmalarına rağmen. Salon artık boşalmıştı.Havada uçuşan fısıltılar kulaklarıma ilişti.Mehmet Akif yoktu fısıltılar arasında.Fısıltıların sahibi o gençti.Herkes onu konuşuyordu.Anladığım kadarıyla bundan bir hafta önce gazetelerde çıkan Mehmet Akif ve İstiklal Marşı aleyhinde yazılan yazıya içerlenmişdi genç.Kendince içindeki bu içerlenişi kağıda dökmüş ve salonda insanlarla paylaşmak istemişti.Yani sunucuya sessizce yaklaşmasının,programın bitimindeyse söz istemesinin nedeni buymuş.Dikkat edilmesi gereken bir husus daha var ki;gencin yazısının son cümlesi;’’ÇÜNKÜ BİZ DAHA MEHMET AKİF OLAMADIK.’’imiş.Sizce bu her şeyin açık bir ifadesi değil midir?Bunları duyar duymaz adımlarımın biraz daha hızlandığını hissettim.Gence yetişmeye çalıştım.Belki bir şeyler yapabilirim diye düşündüm.Ama ne yaparım ,nasıl yaparım bilmiyordum. Salonun bulunduğu binanın dışındaydım artık.Gökyüzünden hafif hafif damlaların şakaklarıma doğru indiğini hissettim.Sanki gökyüzü günün öneminden haberdarmış gibi Akif’ine ağlıyordu.Gence tam yaklaştım derken biraz önce programda görev alan iki liseli çocuğun ona yaklaştığını gördüm:’’ABİ SİZ ÜNİVERSİTELİMİSİNİZ,EĞER KONUŞMANIZA İZİN VERİLSEYDİ NE ANLATCAKTINIZ?’’gibi sorular sordular gence.O ise boğuk bir ses tonuyla;BOŞVERİN ARKADAŞLAR,HER ŞEY YERİNDE GÜZELDİR!’’diyerek adımlarını sıklaştırdı.Bir iki adım attıktan sonra tekrar çocuklara dönerek;’’EVET BENİ SUSTURDULAR;FAKAT EĞER SÖYLEDİKLERİNİZİN GERÇEK OLDUĞUNA İNANIYORSANIZ SİZ SİZ OLUN HİÇBİRZAMAN SUSMAYIN HELE BÖYLE BİR GÜNDE.’’diyerek karanlığın boşluğunda kayboldu… MİKAİL DURHAT
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mikail, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |