Doğallık sahip olunan değil, kazanılması gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
M.NİHAT MALKOÇ Ölüm genç bir spor adamını aramızdan ayırdı. Türkiye Futbol Federasyonu’nun çiçeği burnunda başkanı Hasan Doğan 05 Temmuz Cumartesi günü geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Oysa bir hafta evvel Türk millî takımı Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Avrupa’nın ve dünyanın sayılı takımlarını diz getirerek Avrupa üçüncüsü olmuştu. Önce gruptan çıkmışlar, ardından yarı finale kadar yükselmişlerdi. Yer gök kırmızı beyaza boyanmıştı. Büyük küçük sokaklara dökülmüştük; içimiz içimize sığmıyordu. Bu başarının mimarları Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan, Teknik Direktör Fatih Terim ve yüreklerini ortaya koyan futbolculardı. Şimdi bu başarı sacayağının bir ayağını maalesef kaybettik. Avrupa’yı titreten ve adından sıkça söz ettiren takımın başkanı artık yok aramızda. Genç yaşta ebediyete uğurladığımız Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan’ın Millî Takımın her gol atışında sevincini eşine sarılarak paylaştığı kareler gözlerimin önüne geliyor. O ne büyük sevinçti, o ne büyük coşkuydu yüreğinde yaşattığı, büyüttüğü?... Türkiye’nin bu turnuvada bir şey yapamayacağı, sıfır çekeceği, hatta gol atmaya bile muvaffak olamayacağı çokbilmiş spor yazarları arasında konuşuluyordu. Fakat Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan böyle düşünmüyordu. O, kırmızı beyaz formayı giyen aslan yürekli futbolcularımıza güveniyordu. Başarının geleceğine yürekten inanıyordu. Nitekim düşündüğü ve inandığı gibi oldu her şey… Türkiye bir destan yazdı Avrupa’da… Kim derdi bu sevinç karelerinin yerini bir hafta sonra hüzün kareleri alacak. Hayat ne kadar garip değil mi? ‘Gülmenin kardeşi ağlamaktır’ diyenler ne de doğru söylemişler. Bir saat sonrasını hiç kimsenin kestiremediği bir dünyada yaşıyoruz. 52 yaşındaki bir insan hiçbir hastalığı yokken ve de en popüler olduğu bir zamanda Azrail’e teslim ediyor canını. Merhum Hasan Doğan çok büyük heyecanlar yaşadı Avrupa Şampiyonası sırasında. Türkiye’nin başarısının hazzını bütün hücrelerinde hissetti. Fakat o heyecanların yaşandığı demlerde gelmeyen kalp krizinin, her şeyin durulduğu, sükûnete erdiği bir zamanda çıkıp gelmesi enteresan değil mi? Artık her şey bitmiş. Türkiye Avrupa üçüncülüğü koltuğuna oturmuş, her yerde düğün bayram var. Bu düğün en çok da Hasan Doğan’ın evinde yaşanıyordu. Böyle bir zamanda düğün havası dağılıyor, onun boşluğunu cenaze hüznü alıyor. Hasan Doğan, 1956 yılında Kastamonu’nun Abana ilçesinde doğmuştu. İlk, orta ve lise tahsilini İstanbul’da yapan Doğan, 1979 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünü bitirdikten sonra 1979-1980’de İngiltere’de lisan eğitimi almıştı. 1981-1988 yılları arasında Koç Holding bünyesindeki ‘Beldesan’ firmasında Pazarlama Koordinatörü olarak görev yapan Doğan, 1988 yılında kurucusu olduğu Ramsey’in genel müdürlüğü görevini üstlendi. Merhum Hasan Doğan evliydi ve iki çocuk babasıydı. Hasan Doğan, Levent Bıçakçı’nın Futbol Federasyonu başkanı olduğu dönemde federasyonda başkan vekili olarak görev almıştı. Hasan Doğan’ın bu görevleri dışında, İstanbul Sanayi Odası Meclisi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sanayi Konseyi, Boks Federasyonu Yönetim Kurulu üyelikleri bulunuyordu. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan, bunların yanında Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi üyesi ve Beşiktaş Kulübü kongre üyesi olarak sporun içinde yer almıştı. Toplam 143 gün başkanlık yapan Doğan, genel kurula katılıp oy kullanan 231 delegenin 222’sinin oyunu alarak başkanlığa seçilmişti. Hasan Doğan’ın Futbol Federasyonu Başkanı olmasından sonra futboldaki kargaşa ortamı yerini dostluk ve huzura bırakmıştı. Kısa zamanda futboldaki hizipleşmenin önüne geçmişti Herkese gül dalı uzatmıştı. Bütün kulüplere aynı mesafede durmuştu. Meydan okuma, korkutma yerine sevgi ve hoşgörüyü ön planda tutmuştu. Ülke idaresinin başındaki Başbakan Recep Tayip Erdoğan’la çok iyi dost olmalarına rağmen futbolla siyaset arasına mesafe koymuştu. Futbolun politize olmasına izin vermemişti. Türk Futbolu’nun gelişmesi için eğitim hamlesi başlatmıştı. O, kısa zamanda çok şey yapmıştı. Allah rahmet eylesin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.Nihat MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |