TOPRAK HA ÇATLADI HA ÇATLAYACAK
TAN ATACAK GÜN DOĞACAK
Ah şakağımdaki iz
Alnıma sıcacık değen siz
Verin ellerinizi; tekrar, yine
Verin ki cesareti bağlayalım
Deniz(den) çıkardığınız sevgiye
Hesabı tutulmayan onca güz
Birikir durur; yalan, hile:
“Kim görmüş düşü kurşunlanmış bebe!”
Kurşuni gözleri sessiz bir feryat mı koparmakta ne?
“Yalan” dedi bir ses!
“Savaş yok! Mutlu sermaye; mutlu insan!”
Cesedinin üzerindeki güle uzanan anne
Bunlar dedi; yalan olan:
“Kâbusla dölleniyor toprak.
Fakat bil ey sefil ses! Anneler bahara gebe!”
Verin ellerinizi
Bırakın yası, yaşlı dünya bir alamet bekler nicedir.
Kopsun kıyamet.
Verin ellerinizi
Yeniden boyamak için gökyüzünü maviye…
Ah şakağımdaki iz
Alnıma sıcacık değen siz
Hesap vakti geldi çattı
Kalemlerinizi kuşanın kiminiz
Ekmeğini alsın biriniz
Gülleriyle katılsın kadınlar
Şekersiz çocuklar; siz de gelin bir bir
Yaşlı dünya, adımlarınızı bekler, nicedir.
Verin ellerinizi
Batı illerinden gelenleriniz
(Doğu)dan yola düşenleriniz
Ufku kollayın.
Fabrika düdüğünü ç(alsın) en genciniz
Gün, yüzünde doğan genç kızlar
Alı, moru, sarıyı; ipliğinizde can bulan sevdayı
Bayrak eyleyiniz
Verin ellerinizi tekrar, yine
Verin ki cesareti bağlayalım
Deniz(den) çıkardığınız sevgiye…
GÜLCAN ÇETİNKAYA