..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > İronik > Faruk Özçınar




19 Nisan 2008
Demir Perdenin Alevden Çerçevesi  
Faruk Özçınar
yaşamın dehlizlerinde gezen,"bir et parçası" olmaktan öteye gidememiş bir kadının öfkesini törpüleyen hayatının beklenen ya da beklenmedik bitişi.


:AHIA:
DEMİR PERDENİN ALEVDEN ÇERÇEVESİ
__ TAMAM! dedi kadın;
Fiyatta anlaşmışlardı. Kırk milyona fit olmuştu iki tarafta. Kadın; arabanın penceresinde yaşamın bok kokan havasına çevirdiği poposuna süzülen gecenin karanlığından sıyrıldı ve hayatın anlamını yüklediği kalçalarını savurarak, cehennemin kapısını açtı. Şoför koltuğunda oturanla yaptığı pazarlığın karşılığını vermek üzere kendini ter kokan uyuşukluğa bıraktı. Şeytanın alev alev yanan kolu hemen boynuna dolandı ve teninin yakıcılığı tüm bedenini kavurmaya başladı. Eriyen bedeninden sızan ruhunu emebilmek için günahkâr ağız kadının dudaklarına yapıştı ve elinden kaçmasın diye sımsıkı sarıldı. Yaptığı yaşam pazarlığının karşılığını tümüyle, hatta fazlasıyla almaya çalışan adamın fark etmediği ya da gözden kaçırdığı bir ayrıntı vardı. Kadının damarlarında gezen korku tohumları ve onun büyüttüğü nefret. Nefret ki; tüm erkeklere duyulan. Kendini bildiğinden beri hissettiği ve giderek büyüyen korku ve nefret…
     Kadının yaptığı tüm pazarlık aslında ölümle yaşam arasındaki ince çizgi üzerinde yapılıyordu. Arabanın egzozundan havaya karışan mazot kokusu pencereden arabadaki çürümüş yaşamların ekşimtırak kokusuyla bütünleşiyordu. Sıcaklığın verdiği uyuşuklukta şoför makamındaki yağ kütlesinin buz gibi soğuk kolu kadının bacağına düştü ve yaşamın ıslak dokunuşu bacağının kurumuş yüzeyinde yavaşça kaymaya başladı. Şoförün alev saçan dudakları arasından yanık kelimeler dökülürken kadının hissettiği tiksinti içindeki nefretin keskin yüzünü biliyordu. Çıkan her sözcüğün iğrenç yakıcılığı çarpıyordu tenine. Bacağının üzerinde hareket eden yağ tabakasının bedeninin her uzvunda yarattığı nefret ve tiksinti giderek yükseliyordu ve hissettiği gerginlik yüzüne yapışmıştı sanki. Garip bir güç hissediyordu ve tarif edemediği bir güvenle çantasının içinde, zor anlar için sakladığı bıçağa uzandı. Metalin buz gibi gerçekliği irkilmesine yol açtı.
__TAMAM! Dedi içinden.
__Pazarlık yaptık, anlaştık ve ben istemesem de bu işi yapıyorum; ama neden , kimin için insan adı altındaki bu hayvanlarla uğraşıyorum.. diye düşündü kadın.
ve tüm gücüyle elindeki bıçağı sıktı. Bıçak elini kesmişti ve avucundan kan süzülmeye başlamıştı. Ama o elindeki kesiğin bıraktığı sancıyla değilde; evrimini tamamlayamamış insan müsveddesinin ruhunda bırakacağı sancıyı hissediyordu. Kadın bunların içinde yarattığı kaosla cebelleşirken adam kadını boynundan kavradı ve üzerine doğru çekti. Dünya üzerinde yaptığı son hareket bu oldu. Kadının içinde kabaran nefret taşmıştı. Elinde sıkıca tuttuğu bıçağı tüm gücüyle adamın kalbine sapladı; ama hala hırsını alamamıştı. Adam aldığı bıçak darbesiyle kendinden geçince araba kontrolden çıkmıştı ve bir sağa bir sola yalpalayarak gidiyordu. Kadınsa hala adamın bedenine durmaksızın bıçak sokuyordu. Hırsını bir türlü alamıyordu. Araba sonunda yoldan çıkarak ağaca çarptı. Adam çoktan ölmüştü, kadınsa arabanın camından fırlamış ve kaporta üzerinde, bedeninden sızan kanla öylece yatıyordu; Can çekişirken bile adamı görmeye çabalıyor ve öldüğünden emin olmak istiyordu. Zor nefes almasına rağmen yüzünde huzur dolu bir tebessüm vardı; çünkü biliyordu ki dünya üzerinden pisliğin biri gitmişti ve artık kimseye zarar veremeyecekti. Arabanın kaportasından sarkan bedeninden toprağa kan süzülürken gördüğü son şey kayan bir yıldızdı. Son nefesini verirken ala bulanmış ıslak dudaklarından dökülen son kelimelerse:
__yaşamla ölüm arasında son duvarıda geçtim, şimdi sıra sende Şeytan! oldu.

Bitişler kekrek dudaklardan dökülen yitişlerdir. Her kelime anlamsızlığını başlangıcı olmayan bitiş çizgilerinde bulur ve kaybedişler başlar.

                              FARUK ÖZÇINAR


     



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Faruk Özçınar kimdir?

. . .

Etkilendiği Yazarlar:
.....


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Faruk Özçınar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.