Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot |
|
||||||||||
|
zinirken, o güzelliği oluşturan tek tek ayrıntıları kaçırıyorsak ve envai çeşit bitki, çiçek ve böcekten ancak bir iki tanesine gözümüz takılıyorsa, günlük yaşamımızda da birçok güzelliği ve renk cümbüşünü öyle kaçırıyoruz. Bizden olmayana, bize benzemeyene ilgi duymuyoruz. Farklılığa karşı ya algıda körlüğü yaşıyoruz ya da farkındalığın huzursuzluğunu. Bizden farklı olana karşı mesafeli, kibirli, korkak ve aciz bir tutum takınıyoruz. Aynadaki silüetimize bakmayı marifet sayıyoruz. Hayatı tekrarlamayı; aynı tip insan görmeyi, aynı sözleri duymayı ve aynı filmleri seyretmeyi seviyoruz. Etnik kökenlerden, farklı inançlardan, farklı cinsel tercihlerden ve farklı yaşam tarzlarından öcü gibi korkuyoruz. Bundan dolayı da hayatı siyah ve beyaz olarak belirlemiş ve hayatın içindeki ara tonlardan, enfes renk cümbüşünden kendimizi mahrum bırakmışız. Bir travesti ya da fahişeyle dost olmaya ise hayallerimizin kapasitesi zaten yetmiyor. Oysa, baharın kendini göstermeye başladığı bu günlerde, yeşilin yüzlerce tonu ve sayısız renk ve cinsteki çiçeklerin yerine; sadece siyah ve beyaz renkler hakim olsaydı iyi mi olurdu? Olmazdı elbette. Doğanın kanununa aykırı çünkü. İşte " hepimiz " yerine " biz " ya da " siz " ayrımı da insanın doğasına aykırı bir tutumdur. Ayrımda ısrar edenlerde de psikolojik ve patolojik nedenler aramak gerekir bence. İstanbul' da yaşamayı sevmemin en büyük nedeni; bu şehrin, bu renklilikten yeterince nasibini almış olmasındandır. Aslında ben etrafımda; sokaklarda veya caddelerde daha çok Ermeni, Rum veya diğer etnik köken ve inançlardan insan görmeyi isterdim. Onlarla komşu olmayı, dost olmayı, kendilerine ait özel lezzetlerinden tatmayı, ağıtlarında onlarla ağlamayı, sevinçlerinde onlarla kahkaha atmayı ve onların dilinden şarkıları ezberleyip bu şarkıları onlarla söylemeyi ne çok isterdim. Ve onlara aşık olmayı... Ama teker teker uzaklaştırdık onları bu coğrafyadan. Bu toprakların asli unsurlarını küstürdük. Kendi vatanlarında yalnızlığa, içine kapanmaya mahkum ettik. Onlara hayatın, iki nokta arasında düz bir çizgi olduğunu dayattık. Yazık ettik.. hem onlara hem de kendimize.. yazık, çok şey kaybettik. Özellikle Ermeni ve Rum dostlarıma çığlığımdır bu yazı. Biliyorum bu dalaşta hepimiz günahkârız. Birbirimizin hak ve hukukuna tecavüz ettik. Ama gün; kimin daha çok haksızlık yaptığını ortaya çıkarma günü değil bence. Gün; dostluk, kardeşlik, barış ve kaynaşma günüdür. Gün; bu dostluk ve beraberliğin güçlenmesinden öcü gibi korkanları " öcü " hale getirme günüdür. Dostluk harcımızı ne kadar güçlendirirsek, toplumsal renklerimizi de o kadar canlı hale getiririz. Tek tek her birimizin yaşamına da yeni anlamlar katmış oluruz. Bu coğrafyanın tüm dokularını seviyorum. Travestisi ve fahişesiyle de dost olabilir; anarşisti ve komünistiyle de rakı içip yaşamı didikleyebilirim. Ne kadar çok renkle bezenirsem, o kadar çok ve verimli yaşayacağıma inanıyorum. Ermeni, Rum veya Yahudi dostlarımı gittiğim kafe veya barlarda görmek, parkta oturduğum bankta da rastlamak istiyorum. Aşkı ve sevgiyi platonik yaşamaktansa, bu duygularımı onlarla karşılıklı paylaşmak istiyorum. Benim rızam olmadan elimden alınmış ve benden uzaklaştırılmış yitik dostlarımı yeniden kazanmak istiyorum. Biz tarihte, yolculuklara çıktığımızda malımızı ve namusumuzu biribirimize teslim ettik. Sevgi ve dostluğumuzu mu birbirimizden esirgeyeceğiz. Benim rızam olmadan elimden alınmış ve benden uzaklaştırılmış dostlarım, NEREDESİNİZ?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © şiyar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |