Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Kanepe yastıklarının, minderlerinin altına baktı . Yok ! Masa ve sehpa üstlerini yokladı. Yok ! - Hangi cehennemde şu meret ? Bilgisayar masasına baktı. Yok ! Oğlunun oyuncak sepetine baktı. Yok ! Koltuk ve kanepe altlarına baktı. Yok ! Nefesi hızlandı, saçları dikleşti. Sinirle, mutfaktaki eşine seslendi: - Nejlaaaaaaaaaa ! Nerde şu kumanda ? Kadın, mutfaktan odaya geldi ve gazetelerin altında kalmış kumandayı buldu. Osman Bey derin bir “ oohhh ! ” çekti. Ellerinin titremesi, gözlerinin seyrimesi durdu. Kumandayı eline alıp, keyifle kanepeye uzandı. Eline kumandayı alınca, tarifi olanaksız bir haz duyuyordu. Vücudunda bir gevşeme, bir rahatlık hissetti. Ilık ılık oldu içi. Tv kumandasının kendisini böyle rahatlamasına öyle alışmıştı ki ! Televizyon izlemese bile kumanda elinde olmalıydı. Hele hele dakika başı zaplamak, onun en büyük zevkiydi. Televizyon izlemek değil, zırt pırt kanal değiştirmekti onu mutlu eden. Çocuklarının, eşinin bu duruma sinir olmaları, umurunda bile değildi. Evin erkeğinin elinde olmalıydı kumanda. Yaşasııın ! Evin büyük kızı, mutfakta annesine yardım ediyordu. Endişeyle annesine şöyle dedi: -Anneciğim, babamın bu kumanda hastalığı ne olacak ? Elinden bırakmıyor hiç. Tuvalete giderken bile kumandayla gidiyor. Annesi, kızından daha dertliydi. - Bırakmıyor ki, istediğimiz bir programı izleyelim. Kanepede uyurken bile, elinden düşürmüyor kumandayı. - Ya anne, izlediğim bir tanecik bile dizi yok. Geçen babam duşa girdiğinde tv seyretmek istedim. Ama ne mümkün ! Meğer babam kumandayı banyoya götürmüş. Nejlâ Hanım rahatlattı kızını: - Biliyor musun, erkeklerin çoğu böyleymiş. Geçen gün arkadaşlarla sohbet ediyorduk, erkeklerin kumanda hastalığından söz açıldı. Tüm kadınlar, bizim kadar dertli. İtiraz etti Hülya: - Sanmıyorum anneciğim. Babamın durumu kadar vahim değildir hiç biri. Birden gülmeye başladı Hülya: - Hatırlasana anne, geçen gün kumandayı yanlışlıkla çantasına koyup işe gitmişti. Saatlerce kumanda aramıştık. Nejla Hanım girdi araya: - Yatak odasına bile kumandayla gidiyor. Başucuna koyup, öyle uyuyor. Hülya : - Ben odama tv istiyorum. Babamın kumanda hastalığı yüzünden, istediğim bir programı bile izleyemiyorum. Gündüz evde değilim ki, babam yokken izlesem. Mutfaktaki sandalyelere oturup, derin düşüncelere daldılar. Osman Bey’i n bu kumandaya yapışık gibi yaşamasından kurtulmanın bir yolu olmalıydı. Aradan birkaç gün geçti. Osman Bey eve gelir gelmez yine hemen tv kumandasını eline aldı. Televizyonun karşısına geçti. Ama televizyonu açamadı. Çünkü kumanda çalışmıyordu. -Gene mi pili bitti bunun ? Sinirle salladı, sıktı, bir iki el darbesi indirdi kumandaya. Yok ! Çalışmıyordu. Kapağını açtı, sıkıca kapattı, iki elinin arasında iyice sıkıştırdı. Hayır ! Yine çalışmadı. Hemen iki pil bulup, değiştirdi. Yok, yine çalışmıyordu. O sırada Hülya girdi odaya. Osman Bey sinirle: - Kumanda arızalı mı ? Hülya kumandayı babasının elinden aldı, tuşuna şöyle hafifçe bastı, şak diye açıldı tv. Annesinin mutfaktan gelen sesine yanıt verdi: - Geliyorum anne. Osman Bey şaşırdı. Kumandanın hangi tuşuna bastıysa, çalışmıyordu. Acaba parmaklarında mı sorun vardı ? Acaba parmak uçları hissizleşmiş miydi ? Sinir uçlarında bir problem mi vardı ? Hülya’ nın elinde çalışan kumanda, neden kendisinin elinde çalışmıyordu ? Ellerine, parmaklarına baktı. Her şey o kadar normal görünüyordu ki ! Bir de cep telefonunu denemek istedi. Cep telefonunun tuşlarına bastı telâş ve korkuyla karışık. Hım ! Telefon çalışıyordu. Yani parmakları, cep telefonunu kumanda ediyordu. Sonra ev telefonunu denedi, o da çalışıyordu. Bir umutla, tv kumandasını tekrar eline aldı . Ama, sonuç olumsuzdu. Kumandayı bir kenara koydu. Az sonra karısı geldi odaya. Kumandanın Osman Bey’in elinde değil, sehpanın üzerinde olmasına hayret etti. Televizyonun karşısına geçti, bir kadın programı açıp izlemeye başladı. Osman Bey âdeta şoktaydı. Acaba neden kumandayı çalıştıramamıştı ? Vücuduna yüklenmiş bir elektrik veya ne bileyim herhangi bir şey mi vardı ? Çok şaşkındı ama bu durumu eşiyle ve kızıyla paylaşmak istemiyordu. Birden bilgisayar geldi aklına. Acaba bilgisayarı açabilecek miydi, kullanabilecek miydi ? Yerinden kalkıp, bilgisayar masasına oturdu. Korka korka klavyenin tuşlarına dokundu. İşte çalışıyordu. Kumandayı kullanamayan parmakları, klavyede yıldırım hızıyla geziniyordu. Derken internette, “ Flaş haber ” dikkatini çekti. Merakla haberi tıkladı: “ Sadece kadın parmağına duyarlı tv kumandası artık Türkiye’ de. ” Kâmuran Esen
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |