Ne olurdu
Seni
Kaybetmeden
Bir kez olsun
Saclarında bir tel
Onları okşayan
Tarağında tek diş
Parmaklarından
Kestiğin
Ve önemsemediğin
Tırnağın olsaydım
O zamana kadar sana
Kansaydım
Ayaklarında
Taşıdığın
Bir çorabın
Cebinde
Gözyaşların için
Sakladığın
Bir eda ile
O yaşları silen
Mendilin olsaydım
Gözlerin elbette
Senindi
Onun
Çapakları Olmaya
Öyle hazırdım ki
Uykularında
Her an
Nöbet tutan
Melaikeye refakat eden
Gecelerinde
Bir serinliğin
Günlerinde ülfetin
Her halinde
Senin
Esenliğin için
Çalışan bulunsaydım
Oturduğun
O mekânda
Bastığın
Bir merdiven
Balkonunda
Martıları
Temaşa ederken
Vapurların
Sirtolarında
Kendi serencamında
Merakın salkımlarında
Umudun
Hasret odalarında
Her tuttuğun
Bir yaprağın
Kalan damarlarında
Yudumladığın
Bir çayda
Damağında
Bulduğun bir haz
Olmayı başarsaydım
Can sıkıntında
Sessiz çığlığında ki
Hülyalarında
Bir esintin
Mısralarında ki
Esrarını koruyan
O bilinmez
Serzenişin
Ellerinde boşalttığın
Bir kirin
Dert içinde nefesin
Olsaydım
Sabır ibriğin
Olmaya
Çoktan razıydım
Ancak
Seninle sevebilen
Onunla
Bahtiyarlığa eren
Olmayı başaramadım