..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman değil. Daha büyük bir şiddetle uzağa fırlatılmalıdır. -Dorothy Parker
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Şairler > M. Asar




11 Eylül 2007
Nâzım 100 Yaşında  
M. Asar
Şairler vardır kendi ülkelerinde, anadillerinde unutturulmak istenirken, ünleri ülkelerinin sınırlarını aşan, şiirleri, kitapları başka dillere çevrilerek, dilden dile, elden ele dolaşan; dünya insanlarına aydınlık, sevgi, barış ve umut taşıyan. Bizim de onur duyarak, göğsümüzü gere gere bizim şairimiz diyebileceğimiz böyle büyük bir dünya şairimiz var: Nâzım Hikmet Ran.


:BFIB:
Şairler vardır doğruları, gerçekleri dile getirdikleri, daha insanca ve daha güzel bir dünya istedikleri için susturulmak istenen, hapislere atılan, çok sevdikleri yurtlarını, memleketlerini terketmek zorunda bırakılan. Şairler vardır, kendilerine eziyet edenlerin adları tarihin utanç sayfalarına geçerken, şiirleriyle ölümsüzleşen.

Şairler vardır kendi ülkelerinde, anadillerinde unutturulmak istenirken, ünleri ülkelerinin sınırlarını aşan, şiirleri, kitapları başka dillere çevrilerek, dilden dile, elden ele dolaşan; dünya insanlarına aydınlık, sevgi, barış ve umut taşıyan. Bizim de onur duyarak, göğsümüzü gere gere bizim şairimiz diyebileceğimiz böyle büyük bir dünya şairimiz var: Nâzım Hikmet Ran.

Bu yıl Nâzım Hikmet´in 100 doğum yılı kutlanıyor. Birleşmiş Milletler Kültür Örgütü (UNESCO) 2002 yılını Nâzım Hikmet yılı ilan etmesi söz konusu. Tüm dünyada anma törenleri, kutlamalar düzenleniyor. Televizyon kanalları, dergiler, gazeteler ondan bahsediyor. Ne Türkiye´de ne de Almanya´da onun adını duymayan kalmamış gibi. 7. sınıftaki öğrencilerim bile ondan söz ediyor. "Nâzım Hikmet kim?" diye soruyorlar. Gözlerim doluyor. "Ah sevgili çocuklar nereden başlasam, nasıl anlatsam size o güzel insanı, büyük şairi?!" diye iç geçiriyorum. Gerçekten, nasıl anlatılabilir çocuklara o "mavi gözlü dev"? Biliyorum onlara Nâzım´ı en iyi yine Nâzım anlatabilir, şiirleriyle, şiirlerinde atan kocaman çocuk kalbiyle. "Dünyayı verelim çocuklara, hiç olmazsa bir günlüğüne, oynasınlar allı pullu bir balon gibi..." diyen şairi sevmez mi çocuklar?

10. sınıf öğrencilerime kendilerinin seçecekleri bir konuda inceleme, araştırma yazısı yazdırmak istiyorum. Boş zamanlarında şiirler de yazan başörtülü bir öğrencim "Ben Nâzım Hikmet´i anlatmak istiyorum!" diyor, sarılıp yanaklarından öpmemek için zor tutuyorum kendimi. "Tabii" diyorum, "Ne güzel olur!" Derste kullandığımız, Almanya´da hazırlanmuş olan kitaplardan birinde Nâzım Hikmet´in de bir kaç şiiri var. Yani isim onlara yabancı değil. Ama yine de ona hiç ilgi duymayacağını sandığım bir öğrencimin Nâzım Hikmet"i seçmesi beni duygulandırıyor. Heyecanlanıyorum ve sınıfa Nâzım´ın,


"Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da

Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil

Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte

Yani yürekte... "



dizelerini okuyorum. Tüm öğrenciler ilgiyle dinliyor. O ders boyunca Nâzım Hikmet´ten bahsediyor, şiirlerinden örnekler okuyoruz:



Dört nala gelip uzak Asya´dan

Akdeniz´e bir kısrak başı gibi uzanan

bu memleket bizim

Bilekler kan içinde

dişler kenetli

ayaklar çıplak

Ve ipek bir halıya benzeyen bu toprak

bu cehennem bu cennet bizim

Kapansın el kapıları bir daha açılmasın

Yok edin insanın insana kulluğunu

Bu davet bizim..."

"Biz de Nâzım´ı seçmek istiyoruz", diyenler oluyor. Sonunda okulun yabancı, Alman tüm diğer öğrencilerine Nâzım´ı tanıtmak için bir "Nâzım Hikmet Günü" düzenlemeye karar veriyoruz. Okulun tiyatro kolunu yöneten Alman meslektaşım, "Birlikte düzenleyelim" diyor, "O bizim de şairimiz!" ve ardından,


"Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine

bu hasret bizim."

dizelerini Almanca olarak söylüyor.

Ey koca yürekli şair, seni tanıyıp da sevmeyen var mı, acaba? Nâzım´ın büyüklüğü işte burada. Yani, hangi milletten, hangi ulustan olursa olsun genç, yaşlı tüm insanları sarabilmesinde, onların dile getiremedikleri özlemleri, sevdaları, umutları dile getirebilmesinde. Sevdaya mi tutuldunuz, Nâzım gibi,


"Sevebilirim,

hem de nasıl

dile benden ne dilersen,

canımı, gözlerimi..."

diyebilmelisiniz. Sevgiliniz size yüz mü vermiyor, aldırmayın:



Yani sen elmayı seviyorsun diye

Elmanın da seni sevmesi şart mı?

Yani Tahir´i Zühre sevmeseydi artık

Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

deyip geçin. Ölümden mi korkuyorsunuz, bundan daha insancıl ne olabilir ki:



"Yedi tepeli şehrimde

Bıraktım gonca gülümü

ne ölümden korkmak ayıp

ne de düşünmek ölümü..."

Sevgilinize hasret mi kaldınız açın telefonu ona şu dizeleri okuyun:



"Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli

belini sarmayalı

gözünün içinde durmayalı

aklının aydınlığına sorular sormayalı...

Aynı daldaydık aynı daldaydık

aynı daldan düşüp ayrıldık

aramızda yüz yıllık zaman

yol yüz yıllık..."

Yaşamakla başınız dertte mi, onun şu dizelerine kulak verin:



"Yaşamak ne güzel şey

Taranta Babu

Anlayarak bir usta kitap gibi

bir sevda şarkısı gibi duyup

bir çocuk gibi şaşırarak

YAŞAMAK...

Yaşamak

birer birer

ve hep beraber

ipekli bir kumaş dokur gibi...

Hep bir ağızdan

sevinçli bir destan

okur gibi yaşamak."


Nâzım Hikmet´i tanıyıp müthiş sevdiğimde lise öğrencisiydim. Yani öğrencilerimin şimdi olduğu yaşlarda. İlk tanışmamızdan bu yana beni hiç yalnız bırakmadı; en yalnız, en kederli, en sevdalı günlerimde, zor yıllarımda, verdiğim mücadelede hep yanımda oldu. Yazdığım şiirlerde bilincinde olmadan ona öykündüm, onu taklit ettim.

O şimdi de koca yüreğini öğrencilerime açtı, çarpıcı dizeleriyle kendine çekti, onları şair kanatlarıyla kucakladı. Kendine uzanan ellerini sevgiyle tuttu. Sanırım onlar da benim gibi, Nâzım´ın elini hiç bırakmayacaklar. Irkçılığın, yabancı düşmanlığının kol gezdiği, dayanışmanın, kardeşliğin, umudun, içi boş sözlere dönüştüğü bu ülkede, ondan güç alıp ayakta kalmayı öğrenecekler. Ne öğrenmesi! Ölü toprağı serpilmiş bu topluma yeni bir renk, yeni bir ses yeni bir hayat getirecekler. Nâzım Hikmet onların da şairi olacak, onların dilinde, onların kavgasında yaşamını sürdürecek ve


"Türküler söylendikçe Türk diliyle

Seni seviyorum gülüm, dendikçe Türk diliyle

Türk diliyle gülünüp

Türk diliyle ağıtlar yakıldıkça..."

yaşayacak.


©Mevlüt Âsar



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve şairler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şiir Üzerine Düşünceler
Yazmaya Dair

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ak Kağıt

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yalnız Kadın [Öykü]
Belki Ararsın [Öykü]
Anadilinin Önemi [İnceleme]
Fakir Baykurt [İnceleme]
Orhan Kemal [İnceleme]


M. Asar kimdir?

"Bir dize de bin anlam ile gönlümüzü dolduran Mevlüt Asar'ın şiir harmanı büyük. . . " Fakir Baykurt "Mevlüt Asar'ın şiirleri kişisel özyaiamındaki yurtsuzluğu büyük oranda yansıtıyor. . . " Westfälische Rundschau ''Ortak olanı yaşamak, birbirine yakınlaşmak ve ortak türküler söylemek, onun şiirlerindeki mesajın çekirdeğini oluşturur. '' Siegener Zeitung

Etkilendiği Yazarlar:
???


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M. Asar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.