..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Gülün dikene katlanması onu güzel kokulu yaptı." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Mehmet CAN




11 Haziran 2007
Saflarımız Sıklaştı, Kovalarımız Elimizde!  
Mehmet CAN
Ne tanıtımı, kendisini tanıtmıyo mu?


:BAGI:


SAFLARIMIZ SIKLAŞTI, KOVALARIMIZ ELİMİZDE !


"Bir gece kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir" (İsra-1)

Kudüs!.. Yani? Yani, İslam Peygamberi (s.a.a)’nin Mirac'a yükseldiği yer. Yani Mescid-ül Aksa! Mirac; yani özgürlüğün ve kulluğun zirvesi! Fiziki-maddi boyut ve olgulardan soyutlanmanın sembolü ve realitesi. Namaz gibi ibadetlerle de, bizim için ayrıca bir arınma filtresi. Mirac Ruhuna yücelebilen mü'minler, “Miraca Kalkış Garı” olan Kudüs'e, Mescid-ül Aksa'ya nasıl kayıtsız ve uzak kalabilirler ki? Mirac Ruhunu hayata indirgeyebilmek, kardeşliğin ve imanın gerekliliği ve sorumluluğu değil mi?
Acı hem de çok acı. Yaklaşık yarım asırdır müslümanların birinci kıblesi fiili işgal ve esaret altında iken ve O kutlu ismi ile esaret özdeşleştirilmeye çalışılır iken, daha ne zamana kadar bu esarete seyirci kalacağız?
Çocukluk dönemimde İsrail'in siyonist askerleri Filistinli kardeşlerimin kollarını, ekranlardan müslümanlara nispet edercesine göstere-göstere taşla kırıp ezerlerken, büyükler sadece vah-vah diyerek ve bir yandan da çaylarını yudumlayarak ne idiğü belli olmayan sohbetlerine devam ederlerdi. Bugün aynı musibeti yaşamaya devam eden Filistin’deki kardeşlerimizle aynı kaderi paylaşmaya ramak kalmış durumdayız.
"Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirlerinin dostudurlar. İçinizden onları dost edinenler, kuşkusuz onlardandır.Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez " (Maide-51)
Ürdün, Mısır vb. ülkelerde müslümanlara yapılan zulümler, İsrail'lileri aratmayacak hale gelmiş durumda. Şunu anlamak zor, hem de çok zor. Zira Yahudilerin müslümanlara karşı verdikleri amansız mücadelenin sebebini, farklı din anlayışından kaynaklanıyor diye bir an için anlayışla karşılasak bile, adları geçen ülkelerde müslümanlara yapılan işkence ve zulümlerin müsebbipleri de kendilerini müslüman olarak kabul etmektedirler.Yani bir zamanların Şah Rıza’sının, İmam Humeyni (r.a)’ye karşı verdiği mücadelede, kendisini müslüman kabul ettiği gibi!
1996 yılında Beheşt-i Zehra'ya yaptığım ilk ziyarette dikkatimi çekenler arasında, Kabe-i Muazzama’nın (simgesel) dört duvarının da birbirinden ayrılarak, 1987 yılındaki hac şehidlerinin yanı başında her bir parçanın yalnız başına ve dimdik ayakta, mahzun ama bir o kadar da onurlu duruşuydu!
Evet… Suud hanedanının katlettiği 400'den fazla hacının yanında, Kabe'nin saygınlığının ayaklar altına alınmasının ancak böyle tarif edilebilirliğini yakalamak zor olmadı, o mahzun ama onurlu 4 ayrı simgesel Kabe duvarlarına bakarken! Mahzunluğu ile özgürlüğünün kısıtlandığını, hürriyet ve azadeliğin özlemini haykırıyordu Kabe… Şehidlerinin yanı başında Onurluluğu ile, asla ve asla esarete boyun eğmeyeceğini haykırıyordu Behest-i Zehra'daki diğer yatan şehidler gibi!
Kabe'nin saygınlığı çiğnenmişti çiğnenmesine ama, onurlu duruşunu O’ndan koparmak kimsenin haddi değildi ve Ebrehe dahi başaramamıştı bunu!
Bu girişle aslında Mescid-i Aksa’nın içinde bulunduğu durumu anlatmak istedik heyhat ki, bugün bizim ikinci Kıblemiz de esaret altında. Ancak aleni olarak birinci Kıblemizin işgal ve tecavüzünü görmezlikten gelen İslam Milletlerinin başındaki yöneticiler, olası müslüman milletlerin hassasiyetlerinin de önüne geçme gayret ve maharetini göstermekten, bir an dahi gaflete düşmemektedirler.
Yerli işbirlikçilerden bir şey bekleme gibi bir zaafiyetimiz yok ve olamaz da! Ancak destek olmanın ötesinde köstek olma gibi görevleri de üstlenen bu zavallıların, ustalıkla başardıkları (ki kısmen ve bir süreye kadar) Kudüs ve özgürlük aşıklarına engel olma çabalarıdır.
...Ve biz biliyoruz ki !..
Biliyor ve inanıyoruz ki; eli taşlı Filistin çocuklarının içinden zamanının Talut'u çıkacak…
Biliyoruz ki; İzzetin El-Kassam’ın çocuklarının içinden zamanının Selahattin’i çıkacak…
Biliyoruz ki; Şeyh Yasin’in yerini boş bırakmayacak yeni Yasinler yetişecek…
Biliyoruz ki; Meşal’ler, Yasinleri Rantisi'leri aratmayacak…
ve...
Biliyoruz ki; Lübnan’ın fatihi Filistin’i de kurtaracak…
Biliyoruz ki, Filistinliler Lebbeyk Ya Nasrallah diyorlar…
Aradan gecen 20 yıla rağmen dünya Müslümanları, Kudüs için, Kudüs’ün özgürlüğü için kalıcı bir çözüm bulamayan İslam ümmeti, hala İmam Humeyni (r.a)'nin büyüklüğünü, İslami-siyasi dehasını idrak ederek uygulayamamasının bedelini ödüyor. Müslümanların ilk Kıblesi olan Mescid-i Aksa'nın bu esaretten bir an önce kurtuluşu için, Cihadın vazgeçilemez birinci temel unsur olarak karşımıza çıktığı görülmektedir..
Dünya Medeniyetlerine sunduğu sınırsız değerleri ile tarih boyunca, Asur ve Babillerin zulmü, Büyük İskender (Makedonyalı İskender) ve Perslerin istilası, ardından Romalılar ve Haçlı tasallutları ile, bugüne dek pekte rahat ve huzur bulduğu söylenemez olan KUDÜS’e karşı sorumluluklarımız nelerdir ve neler yapabiliriz?
1-Mescid-i AKSA ve Kudüs sorununu, Filistinlilerin ve Arapların yahudilerle olan toprak sorunu olarak algılamamak.
2- Bizim kendimize ait öncelikli sorunlarımız var diye, İslam aleminin başka bölgelerdeki sorunlarını (özellikle Mescid-iAksa'ya karşı) görmezlikten gelmemek.
3-Tüm İslami oluşumların Filistin’i kendi öncelleri arasında kabul etmesine zemin hazırlamak.
4- Tiyatro, Sinema vb. alanlarda Kudüs'e duyarlı sahne ve Film çalışmalarına ağırlık vermek.
5- Kitap, Dergi, Gazete, CD vb. yazılı ve görsel basın organlarının, elde ettiği gelirlerden yüzde (%) olarak Filistin sorununa pay ayırması ve sair konularda faaliyet gösteren kurumların, Finansman sorunlarına yardımcı olacak şekilde yapılandırılması.
6- Açılan bağış kampanyalarına azami destek vermek.
7-imam Humeyni(r.a)'nin siyasi vasiyeti gereği her yıl Ramazan ayının son Cum'a gününde düzenlenen KUDÜS yürüyüşüne katılmak ve azami katılımı sağlamak.
8- Yalnız müslümanların değil Hristiyanların da, kendileri için manevi değeri olan ve çevresi mübarek kılınan bu bölgenin sorunlarına dikkatlerini çekmek.
9- İslam Rehberinin Filistin ve Kudüs ile ilgili açıklamalarını anlamaya çalışmak.
10- Filistin mücadelesinde şehid olmuş öncülerin şehadet yıldönümlerini canlı tutmak ve bu vesile ile mesajlarının iyi algılanmasını sağlamak.
11- Şehidlerin geride bıraktıkları ailelerinin, yetim ve öksüzlerinin sağlık -eğitim gibi zaruri ihtiyaçlarını giderecek kurumların oluşturulmasını sağlamak, hali hazırda var olan dernek ve kurumlara yardımda bulunmak.
12- Filistin sorununun çözülebilmesi için Kur'an eksenli çözümlere yönelmek.

Elbette bu sıraladıklarımız yapılmıyor anlamında değil.Ancak bu ciddi sorunun köklü bir çözüme ulaşması için, var olanla yetinmemek gibi bir sorumluluğumuzun olduğunun da bilincinde olmalıyız.Zira bir hastalığın tedavi sürecinde doğru teşhisinin önemi pek büyütür.Lakin tedavi aşamasına geçilmez ise yahut geçilmiş olunsa bile istikrarlı bir şekilde devam edilmez ise neticenin olumsuzluğu bir o kadarda kaçınılmazdır.
Şairin dediği gibi;
Ecel korkusunun kıralım kanadını,
Sonsuzluk aşkının çıkaralım tadını.
Ve şimdi koyalım bu sevdanın adını,
Sevdamızın adı berrak, sonu toprak, dönen alçak olsun…
Bizde diyoruz ki; Sevdamızın adı KUDÜS, sonu zafer, dönen alçak olsun…
…Ve saflarımız sıklaştı, kovalarımız elimizde…

Sonsözü Rahmetli İmam söylemişti:
"Her müslüman bir kova su dökse, İsrail'i sel götürür"



Muhammed CAN
Frankfurt






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türk İslamcı Dostlarımız - 5
Gündem Özel - 4 Başkanlık Sistemi ve Avrupa Krizi
Rebeze Röportajı - 2
Türk İslamcı Dostlarımız - 3
Emperyalist İslamcı Olunabiliyormuş Demek!
Rebeze Röportajı - 1
Türk İslamcı Dostlarımız - 4
Arap Dünyasında Ortaçağın Sonu Mu?
Siyasallaşmak mı, Çürümek mi?
Politik Yezid’lik: Suriye Kerbelası ve İbn-i Zubeyr’ler!

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Muhammed Can S. Demirtaş'a Soruyor
Algı Sapmasında Türk İslamcıları
Türk İslamcı Dostlarımız! —2
Size Ne Oldu?
Türk Aydınlarında Takvimler 1789 Mu?
Özdemir İnce Kirene'li mi?
Başka Gezegenin Aydınları mı?
Zulm'ün ve Köleliğin Rengi Nedir?
Türk İslamcıların Şovenizmi ve İdeoloji Çrümüşlüğü - 6
Kerb - U Belamız

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dost İçin [Şiir]
Serzeniş [Şiir]
Bizde Ne Anne'ler Var [Şiir]
Ne İnsanlar Gördüm [Şiir]
Ey Gazzeli Cocuk! [Şiir]
Ayrılık Senfonisi [Şiir]
Hatıram! [Şiir]
Namus'un Adına! [Şiir]
Hum Kıyısında Bir Gece [Deneme]
Velayet-i Fakih ve Siyasla İslam [İnceleme]


Mehmet CAN kimdir?

. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet CAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.