"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
Bir soru işaretim daha oldu... Bazen tek bir cümle gözlerimi uzaklara, beynimi de düşüncelere mahkûm edebiliyor. O cümleyi bazen ben kuruyorum, bazen de herhangi biri. Belki bir arkadaşım... Bazen otobüste önümde oturan iki arkadaştan az konuşanı... Bazen bir hocam... Bazen bir kitaptaki ya da filmdeki bir karakter... Ya da bir şarkı sözü... Cümlelere nerede rastlıyorsam işte... “Bu dünyada kimler kazanıyor? Kötüler tabii...” Hocam bu cümleyi kurarken ne düşündü, ne hissederek bunu söyledi bilmiyorum. Ama ben yine çelişkilerle karşılaştım. Tamam, bazen fazlasıyla iyimser olabiliyorum. Bunu bazen birileri ima ediyor, açık sözlü olanlar da hemen söyleyiveriyorlar. Benim sorunum iyimserliğimle ilgili değil. ( Bazen “yuh artık” dedirtebiliyor kabul ediyorum. Keşke “yuh artık”dedirten her huy iyimserlik gibi olsa... ) Bu cümleyi duymamın ardından yanımdaki arkadaşıma (fikirlerine güvendiğim bir insandır) dönüp sessizce “Kötülerin kazanımları maddidir, manevi bir kazançları yoktur” deyiverdim. Arkadaşımın bana destek vermesiyle iyimserliğimin ilerisi için çok büyük bir tehlike yaratmayacağına inandım bir kez daha. İyimserlik de bazen aşılması güç, tehlikeli durumlar yaratabiliyor. Hayal kırıklıkları gibi... Hayal kurarken kötümser olunur mu hiç? Kimin hayallerinde kötüler kazanır ki... Hayallerinde kötüleri kazandıranlar ya kötülerdir ya da hayal değil başka şeyler kuruyor olabilirler. Bazıları ise iyilerin yalnızca hayal dünyalarında kazandıklarını söyleyebilirler. Peki ya gerçekte kim kazanıyor? Biz kazanmaktan ne anlıyoruz? Bahçeli bir ev, son model bir araba, iyi maaşlı bir iş... (liste uzayıp gider) Yoksa bir çocuğun masum yüzüne oturmuş muzip bakışları fark edebilme, gözlerinden çıkan ışıltılı yıldızları tarif edilemez bir mutlulukla izleyebilme yetilerine sahip olmak mıdır? Ya da hayatı dolu dolu ve huzurlu geçirmek istemek, istemekle yetinmeyip çabalarda bulunmak ve nihayetinde çabaların olumlu sonuçlar vermesi midir? Başını yastığa koyduğunda yalnızca huzur duyabilmek midir? Kazanmak, herkesin kazanç anlayışına göre farklı anlamlar taşıyabilir. Peki, hocam “Kötüler kazanır tabii...” derken, bize kendi kazanç anlayışını anlatmış olmadı mı? Herkes hayatı farklı öğreniyor sanırım. Ben de soru sorarak öğrenenlerdenim... Ben ortaya soruyorum ama “ZAMAN” hep kendi üstüne alınıyor, o veriyor cevapları. Bu kez zamanı beklemeden, aceleci davranarak iyilerin kazandığını söylersem zaman beni yalancı çıkarır mı acaba?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hatice Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |