Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
O gerçekten seviyor belli ki bu mevsimi. 'Kış geldi' diyorum 'evet' diyor 'geldi sonunda'. 'Acı çekmiyorum ben kışın. Doğanın durgunluğu yansıyor benimde kimyama. Yüzüme çarpan rüzgar başımı döndürüyor benim. Kalbim sıkışmıyor. Koşuyorum sürekli bir yerlere durmaksızın. Giyiyorum en kalın kazaklarımı atıyorum kendimi dışarıya. İnsanlar ne kadar da anlamsız ve umursamaz yaşıyor oysaki kışı. Sokaklar bile öyle tenha oluyor ki sanki sadece bana ait. Sadece bana... Çok uzakta olduğunu hissediyorum ve yaklaşamayacağımı biliyorum her nasılsa...'. 'Devam et' diyorum 'anlat'...'anlat bana kışı...' 'Kahve içmeyi seviyorum kışın. Kışın kahve içmek çok daha zevkli bence. Aldığım yudumun boğazımdan akıp gittiğini hissetmek bile garip bir zevk veriyor bana. Daha bir aromatik kokuyor kahve, içime çekiyorum sonuna kadar ve yaşadığımın farkına varıyorum.' Onu dinlerken bende farkına varıyorum kendi yaşantımın. İnat etmek istiyorum. 'Ben sevmiyorum kışı' diye haykırmak istiyorum yüzüne. Yapamıyorum. Yoksa ben de mi..? 'Kar kokusu var bir de' diyor. 'Beyaz bembeyaz... Tüm kirliliklere rağmen hala beyaz yağıyor kar ne kadar ilginç değil mi? Kar dediğin öyle özgün ki... Taklidi mümkün olmayan...' Sonra her kar tanesinin bir eşinin daha olmadığını anlatıyor bana. 'Hepsinin yapısı da boyutu da farklıdır onların. Narin bir kadına benzer her kar tanesi. Öyle narin ve usul. Eline dokunduğu anda yokolup terkederler seni. Asla geriye dönmeden... Ama her terk ediş bir geri dönüşün başlangıcıdır aynı zamanda...' 'Yaz aşkları yaşayamazsın kışın. Öyle saçma sapan, köpük misali eriyip giden aşklar yaşanmaz. Daha ağır, daha pusludur belki ama daha somuttur kış aşkları. Çünkü kalbinin üşümesini donmasını istemezsin soğuktan. Daha çok seversin bu yüzden. Daha çok kullanır daha çok üstüne düşersin. Efor sarf etsin ki ısınsın, üşütmesin kalbin... Daha çok sevsin...' 'Geceler de uzundur upuzundur kışın. Gündüzler erkenden biter, getirir ardından geceyi. Kış geceleri güzel olur. Evimin kıymetini, yatağımın sıcaklığını daha iyi anlarım ben uzun kış gecelerinde. Yorganıma daha sıkı sarılır, gecenin bitmemesi için dualar eder, uysal şarkılar söylerim yıldızlara ve aya...' Sonra bi anda susuyor ; 'Sen beni dinliyor muydun?' diye soruyor. 'Tabiki dinliyordum...' diyorum. 'Ee, yani sende mi seviyorsun kışı yoksa?' 'Evet ' diyorum. 'Sanırım ben de seviyorum kışı! Seviyorum kışı, aynı seni sevdiğim gibi...' Mutlu kışlar…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © gizem, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |