"neresi burası? ay gökyüzünden kopmuş üzerime devriliyor. hep mi gece, yoksa ben mi uyanamıyorum? yıldızlar teker teker sökülüyor yerlerinden, ay üzerime devriliyor. bir ip dolanıyor boynuma, nefes aldıkça soluğumu kesiyor. ve ben uyanamıyorum. güneş mi esir düşmüş, yoksa dünya mı dönmüyor artık? yelkovanla akrep bir olmuş isyan ediyorlar zamana. şimdi ay'ı sırtladım götürüyorum. o kadar soğuk ki kanım donuyor, akmıyor... yıldızlar çözülmüş, teker teker düşüyorlar akreple yelkovanların üzerine... güneş kırmış tutsaklığını, yorgun, cılız, okşuyor şehri. zaman; ağır, güçlü devralıyor ay'ı benden. güneşin cılızlığında yürüyorum, hava kadar hafifim. ve ben uyanıyorum. sabah oluyor, dünden kalan bir ben varım. sabah oluyor ve ben uyanıyorum. yıldızlar koşuyor yerlerine, akreple yelkovan birbirlerini kovalıyor. bir ay yok ortada bir de dünyanın tüm yükü. sabah oldu, ben uyandım. hava bile ağır kalıyor yanımda, heybem boş, doldurmak için karışıyorum günün içine... gün dolanıyor bana, sendeliyor ve bir yüktür üzerime deviriyor..."