Değişim dışında hiçbir şey sürekli değildir. -Heraklitos |
|
||||||||||
|
Bu yazının bugünlerde kendimce yıldönümü olması nedeniyle geçen bir yıllık süre içerisinde futbol ve magazinden başka elimize kalan nedir diyerek bir daha ortaya çıkması gerçeğidir. Çünkü ülkemizde unutmak veya daha doğrusu unutturmak oldukça kolay bir şekilde uygulanan olgudur. Bu nedenle Anayasamızın havalarda uçuştuğu dönemden bu yana Türkiye nezdinde pek değişen bir şey yok. Dünya üzerindeki ülkelerin dengelerinin bir hafta içerisinde seyreden değişkenliği ve sonuç alma yöntemlerini seyrettikçe nasıl bir dönem yaşıyoruz demeden geçemiyor insan.Ve o gün yazılan yazıma geri dönüyorum. Ülkemizde her gün yenilenen olaylar gündem oluşturmakta hiçte geri kalmıyor. Bunlardan biride Kemal Derviş'in ülkemize transferi sonucunda yaşanan daha doğrusu Kemal Bey'in transferinden önce patlak veren Anayasa kitabı ve MGK toplantısında oynanan sahneler. Aslına bakılacak olursa bu sahneleri oynamak bir millete hayatında seyretmediği oyunların toplamına eşdeğer bir nitelikte. Malesef bu ülkede belli bir yaş sınırına dayanmış insanların bu tip karmaşa oluşturma hevesleri fakir fukara,zengin burjuva demeden hepimizi hatta nefes aldığımız havayı bile etkisiz kılacak sebeplere sürüklenmemize yetipte artıyor. İnişli çıkışlı siyasetimizde adını pekde fazla duymadığımız ama kanun hükmü çerçevesinde peşinde dolandığımız bir kitap aslında Anayasa dediğimiz. Anayasa hakkında pek çoğumuz adının ülkeyi yöneten kanunların bütün içeriğini taşıyan hükümleri olduğundan fazlasını bilmeyiz. Ve içeriğinin dışında günün birinde MGK toplantısında havada uçarak yaşadığımız olaylara ve toplumsal şartlara bir darbe gibi ineceğini ise hiç bilemeyiz. Bilemezdikte. Şimdi getirileri gün gün ortaya çıkıyor. Zamların ve vergilerin ekonomik bağlamda vatandaşımıza yağmur sağanağı halinde nüfuz etmesi işte bu üzerinde şimdiye kadar pekde düşünmediğimiz olayların basit bir bedelidir. Bir ülke insanı olarak yaşadığımız topraklarda her türlü bedeli yapılan basit ama etkisi oranında oldukça güçlü olan yönetimsel hatalara bağlamak ne yazıkki ödenilen her vergi gibi kutsaldır artık bizim için. Birbirinden ilginç açıklamalarla ülkemize gelen ve Dünya Bankası uzmanı olan Kemal Derviş Bey bile gidişatın sanırım farkına varmış olacak artık. Amerikan Dolarının yüzde yüzlük bir artışa yükselmesi ardından DM'ın sürüklenmesi ile görünürde herşeyin normal olduğu zamanlarda ne yazıkki her şehirin bütün sessiz sokaklarından çığlıklar günbegün artarak yaşanılan dengelerin bozukluğuna tepkisiz kalmamaya başladı. Düşünmesi komik belkide ama herhangi bir günün herhangi akşamında bütün güne sığmayan hatta sığdırılamayan paketlerin açılsınmı açılmasınmı, yedi uyurları andıran meclis ortamından geçsinmi geçmesinmi tartışmalarının hızla arttığı bu dönemlerde zor bela yaşamaya çalışan esnafın,dar gelirli insanların tahammül sınırlarını zorlayan herhangi bir zamanda bir yazar kasanın aniden Başbakanlık merdivenlerine doğru süzülmesi tam doların düşeceği umuduna kapılan çehreleri tekrar hüzne sevketti. Şimdi bu tragedya değilde nedir. Ve merdivenleri şehire inen gece misali inmekte olanlar,ne olduğunu anlamaz bir halde şaşırıp kaldılar. Hali hazırda kameralarına 3 (üç) saatlik kaset takan medya ordusu havada süzülen yazar kasanın yere nasıl ineceğini çekmeye başladılar. Tamam kasa indi yerde. Paramparça. Kameralar hala daha yerde dağılmış olan yazar kasanın derdinde. (Bu da haberin yazar kasa tarafı sanırım) Esnaf olduğunu bağıran bir vatandaş ve müdahale. Sonrası mahkeme ve kendi adına serbest kalış. Millet olarak çok duygusalız. Çok çabuk kırılıp çok çabuk gevşeyebiliyoruz. Tüm sessizliğimiz yine bundan kaynaklanmakta. Genel anlamda ne Anayasa Kitabının,ne de Başbakanlık merdivenleri önünde infaz edilen zavallı yazar kasanın yaşadığımız olayları ve ezici projeleri yada açılması mümkün olmayan paketleri (Zam paketleri hariç) engellemeye dair girişimlerinin ekonomik anlamda bir etkisi malesef olamadı. Ve neredeyse iki ay olacak halen daha yararlı bir çalışma olmadığı gibi hergün gittikçe yokolan yaşama arzularıda bir bir tükenmekte. Yollara baktığınız anda azalan trafik ve neredeyse saatlik zam uygulaması bunun antisosyal hayata ve getirilerine katlanan insanımıza zorunlu bir hediyesidir. Her sabah işe giderken alışkın olduğumuz asık suratların her gelen güne iki kat artarak çoğalması ise anti sevindirici bir durumdur. Ve öylesine güçlü bir yapıdayızki, mozaik kültür altında bile dayanmasını biliyoruz. Allah'tan alnımızda cep telefonlarındaki gibi cebimde şu kadar para var diye yazmıyor. Yaya trafiğinide hallederdik arada. Sonuç olarak aynı ülkede yaşayan insanlarız ve her gece televizyonlarda çok yakında güzel günler gelecek diye ahkam kesen tarzları umursamanın ötesinde zorda olsa ayakta kalmasını biliyoruz. Bilmek zorundayız. Hergün işinden ard arda çıkarılan insanları ve dükkanını kapatan esnafı, ekmek alacak durumda olmayan yürekleri düşündükçe yazılan tüm yazıları ve konuşmaları okunmadan yakmak kalıyor geriye. Ve sabır en iyi tahammüldür hayata. Sonuç itibari ile geçen sürede gözle görülür bir iyileşmenin olmadığına gözü kapalı inanamak ve kısaca havada uçan her şeyden,her zaman diliminde sakınmak gerektiğidir. Yüreklerdeki mutluluğu siyasete kulak tıkarcasına büyütmektir bize kalan geriye. Birkan® - 13.04.2001-Bursa
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Birkan ASKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |