Yeller Esiyor Şimdi Oralarda

İnce belli kadehler,
Yine çın çın etsin isterim,
Akşamın o güzel saatlerinde,
Boğaziçinin güzelim maviliklerine karşı.
Ne duruyorsun güzelim,
Fora etsene o göğüslerini
Çözsene düğmelerini ,
Esen melteme karşı !
Buse kondursun gitsin o yeller
Susuz kalmış, çatlamış dudaklarımıza.
Sevinçlerimizi, hüzünlerimizi,
Endişelerimizi yudumlayalım,
Varsın gitsin o ince belli kadehlerde.
Daha daha, ne düşünmektesin güzelim,
Sarmaş dolaş olup da,
Seyran edip duralım gönül bahçelerinde !
Ne bileyim,
Bir şeyler fısıldayalım biribirimize.
Ama güzelim
Kelebekler bile duysun istemem !
İşte öyle.
İnan, kıskanırım sonra seni,
O güzelim kelebeklerden !
Bağırlarımıa esen o serin yellerden bile !
Titreyen ellerimiz, yalnız kalmasınlar
Varsın bulsunlar biribirlerini.
Kenetlensinler hem de sımsıkı,
Güven versinler biribirlerine.
Gözlerimiz kaybolsun gitsin
Biribirlerinin derinliklerinde.
Ve sonra da,
Açılsın gitsin enginliklere.
Sevgi pınarlarından
Buz gibi su içelim bir danem.
Hem de içimize sine sine !
Oh be hayat varmış diyelim,
Sonra da silelim ağzımızı ellerimizle.
Akşamın o güzel saatlerinde
Çın çın etsin kadehlerimiz isterim
Boğaziçinde, o güzellikler içinde.
Yeller essin artık yanık bağırlarımıza,
Hüzünlerimizin estiği yerlerde .
Ama onlar da yorulsunlar istemem
Esip dursunlar serinletsinler gönüllerimizi
Esebildiklerince !

Fikret Dündar