..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bir kitabın kaderi okuyanın zekasına bağlıdır." -Latin Atasözü
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Özcan Nevres




6 Nisan 2002
Ortadoğuda Kan Gölü  
Özcan Nevres
Bu kan nasıl durdurulacak? Bu kanın durdurulma olasılığı var mı? Bence var. Kudüs Vatikan gibi ayrı bir devlet olur


:AHDE:
Ortadoğu’da kan gövdeyi götürüyor. Teknoloji tank olmuş, panzer olmuş, makineli tüfek olmuş. Hepsinin ortak yanı ölüm makineleri olmaları. Nükleer güç İsrail’in karşısında tüm Arap ülkeleri ellerin ovuşturup Amerika’dan çıkacak sesi bekliyor. Umutsuz ve umarsız.
Dün başlamadı bu ölümüne kavga. Kavgacıların iki tarafı da Sami ırkından. Yani ırk kardeşi. Yüzlerce yıl önce kardeş kardeşi vurmuş, kırmış din adına. Zayıf olan taraf kaçıp canını kurtarmış ama, elin memleketlerinde sığıntı olmuşlar. Yüzlerce yıl özlem çekmişler atalarının topraklarına. Sürülen insanların topraklarına yerleşenler asırlarca ekmek elden su gölden sürdürmüşler yaşamlarını. Ulus olmayı bir türlü becerememişler. Karşılarında buldukları şiş cüzdanlı, eski kanlıları Musevilere satıvermişler yurtlarını topraklarını. Çok geç anlamışlar öz vatanlarının elden çıkıp gitmekte olduğunu.
Kudüs, üç semavi dinin ortak kutsal şehirleri. Bölünmesi olası değil. Eğer o kutsal kent üç din arasında eşit paylaşılamıyorsa bu kavga, bu vahşet bitmez. Sürer gider asırlar boyu. Güçlü olan taraf tüm insanlık kurallarına gözlerini yummuş, ölüp giden insanların ölüm çığlıklarına kulaklarını tıkamış, kana doymuyor bir türlü. Bu kavga din kavgası değildir. Bu kavga yitirilen insanlığın kavgasıdır. Hangi din kitabında masum, savunmasız insanları öldür diye yazar. Eğer Tanrı tekse, eğer bütün dinlerde yollar Tanrıya ulaşmak içinse ve bu üç dinin tanrısı aynı ise, bu kavga, bu dökülen kanlar niye?
Bir melanetten bin hayır çıkar diye bir söz vardır. Yıllardır Kıbrıs’ta dökülen Türk kanına gözlerini kapatmış, Türk feryatlarına kulaklarını tıkamış Arap ülkeleri, “Kurtar onları Türkiye” feryatlarıyla koro oluşturmaya başladılar. Bu gün onları kurtarsan, her ne pahasına olursa olsun akan kanı durdurmaya başarsan, kalıcı bir dostluğa, kalıcı bir kardeşliğe olasılık var mı? İki tarafın da birbirine güveni kalmamış. İki taraf ta birbirlerini gırtlaklamak için dişlerini biliyor.
Peki bu kan nasıl durdurulacak. Bu kanı durdurmanın olasılığı var mı? Bence var. Kudüs Vatikan gibi ayrı bir devlet olur. Üç dinin seçilmişleri sırayla devlete başkanlık eder. Parlamentoda üç dinin bireyleri eşit olarak temsil edilirler. Kimsenin olmaz demeye hakkı yoktur. Pirene dağlarının zirvesinde on bin nüfuslu Andora devlet olabiliyorsa Kudüs niye olmasın? Buna benzer daha kaç devlet var. Hiç birinin nüfusu yirmi beş bini aşmıyor. Eğer Kudüs’e Vatikan örneği bir statü sağlanmazsa bu kan dünya var oldukça akmaya devam edecektir. Zaman zaman ara bulucularla, baskılarla durdurulan kan, dinler var oldukça sudan nedenlerle yine akacaktır. Dinler var olacağına göre, kalıcı barışın sağlanması için Kudüs devletinden başka umar kalmamıştır. Dikkat edilirse bu gereksiz kavgada yavaş yavaş Hıristiyan dünyası da yer almaya başlamıştır.
Kıbrıs’ta iki devlete hayır diyenlerin bu akan kanları çok iyi irdelemesi gerekir. İki ayrı dinin aynı ırktan olan insanları birbirlerini bu denli acımasızca katledebiliyorsa, ırkı Rum ve dini Hıristiyan olan Güney Kıbrıs’taki Rumları, ırkı Türk ve dini Müslüman olan Türkleri bir arada nasıl yaşatacaksınız? Yoksa toprak geçmişte akan kanlarla doymadı mı? Kıbrıs toprağı zorla kana mı susatılmak isteniyor. Hazır orada taşlar yerine oturmuşken ikide birde Kıbrıs’ı kaşımanın gereği yoktur. Orada bir Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur. Tüm dünyanın bu devleti tanıması zorunludur. Aksi halde Kudüs örneğindeki gibi, geçmişte seyrettiğimiz o insanlık dışı film yeniden vizyona girer.
                              ***
Akaryakıta yine zam. Akaryakıt bedenimizdeki kan gibi günlük hayatımıza girmiş. Ona yapılan zam tüm tükettiklerimize yapılan zam demektir. Dar gelirlinin dayanacak gücü kalmamış kimin umurunda? Yöneticiler eğer korkmuyorlarsa halkın arasına girsin. Pahalı ayakkabılarının çamurlanmasına yüksünmeden çöp bidonlarının yoğun olduğu yerlerde gezsin. O çöp bidonlarının içerisine eğilmiş insanların ne aradığına baksın. O bir oyun değil sayın yöneticiler. O insanlar çöp bidonlarını ekmek bulmak için karıştırıyorlar. Nafaka arıyorlar nafaka.
Sakın birileri çıkıp ta, bizde akaryakıt Avrupa’dan daha ucuz demesin. Avrupa’dan ucuz olabilir. Bizdeki emeklileri, bizdeki asgari ücretlileri, bırakın Avrupa’yı dünyanın en ucuz emekli ve çalışanlarıdır. Geçmişin göçü özendiren politikaları yüzünden büyük kentlerin taşı toprağı altınından pay kapmaya koşan insanlar, bu gün kentlerin varoşlarında aç ve perişan soğuğa ve açlığa teslim olmamak için direniyorlar. Geri dönememenin acısıyla kıvranan bu insanlar nasıl geriye dönsünler? Doğup büyüdükleri yurtlarını terk ederlerken her şeylerini bu ham hayal uğruna satmışlar. Her şeylerini tüketmişler ve tükenmişler. Köylerine nasıl dönsünler? Elde avuçta yok. Atadan babadan kalma hiçbir şeyleri yok. Ev yok iş yok. Orada da aynı sefalet kendilerini beklemiyor mu?
Bu ülkenin üretime, yeni iş alanlarının açılmasına gereksinimi var. Küçülen devlet, küçülme uğruna tüm yatırımlara kapılarını kapatmış, işsizliğin boyutu doruklara ulaşmış kimin umurunda.İMF iyi bilir, doğru bilir havasında ülke gerçeklerine ne eğileni ne de kavrayanı var. Yazık oluyor bu güzel ülkeye yazık.
                         Özcan Nevres 6 Nisan 2002



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Baykuş ve Serçeler
ADD nin Uyarıları
Bozuk Orman Arazisi Arıyorum
Bir İstek Üzerine
Uyan Ey Türkiye Uyan
Televizyonda İçine Eder Hanım
Küçükçekmece Gölü
Yeni Yıla Bakarken
Dürüst Olabilmek
İşkence Suç Mu

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bilim Nereye Gidiyor?
Siyasetin İçinden
Pazar Günkü Gezimiz
Çok Sevmiştim Bu Kenti

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Acılarla Yaşamak [Şiir]
Özleyiş [Şiir]
[Şiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Şiir]
Sevgiliye [Şiir]
Seni Düşündüm Yine [Şiir]
Alın Götürün Beni Dalgalar [Şiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Şiir]
Bir Rüzgardır Yaşamak [Şiir]
Uyan Be Memet [Şiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal, Ümit Yaşar Oğuzcan Fazıl hüsnü Dağlarca


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.