Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Güneşlerim doğmuyor, yağmurlarım dinmiyor. Kalanların ardından, gidenlere gün olmuyor. Uykusuzum, susuzum ve yaralıyım. Kim saracak yaralarımı diye bekliyorum, kimse gelmiyor, ben yine yalnızlığıma ağlıyorum… Aşklarımı yaşayamadan, parçalanıp gitmelerine izin veriyorum, her kaybettiğimde, yeniden ve hiç durmadan giden mi sürgün kalan mı diyorum. Ama yine ses yok, ben yine yalnızlığıma ağlıyorum… Sevmek eskiden daha güzelmiş gibi geliyor, daha acısız, daha sade, daha yalın. Hakkı bu mudur yaşamanın ya da sevdanın ya da hayatın ya da güneşli sıcak yarınların? Bu mudur acaba hak ettiğimiz, bu mudur acaba değer biçildiğimiz, bu mudur bir daha dönmemek üzere çekip gittiğimiz. İşte bunlar birer birer işledi kalbime de acaba geç mi kalındı, acaba hiç olmamaları gerekiyordu da hepsi başlı başına birer hata mıydı? Yıllar neleri aldı götürdü benden kim bilir. Aldığım ahlar, yaşadığım aşklar, aldığım yaralar. İnsan hatalarından ders almalı derler ya, işte o söz tümden yalan! Gecelerin ateşi yakmaz oldu artık beni, savunmasızlık gitmemeye ısrar ediyor, her âşık olmak istediğimde gözüm korkuyor, içim her yeniden yandığında dağlamaktan ciğerim yanıyor ama çare yok, ben yine yalnızlığıma ağlıyorum… Beklemek ne kadar kötü! Zaman geçmez oluyor bir süre sonra, gitme diye yalvarasın geliyor gitmesin o, gitmesinde yalnız kalmayayım diye, içinde yaşamayı başarabilen son umut ışığı belkide, belki hiçbir zaman gelmeyecek olan, ama ömrümüz boyunca bekleyebileceğimiz sevgili o! Sonuç, ben yine yalnızlığıma ağlıyorum. Annelerin gözleri neden parlar çocuklarına bakınca? Acaba bu duygu, kendileri doğduklarında mı onlara verildi, yoksa hep içlerinde bir yerlerde saklıydı da çocukları olunca mı zikredildi? Artık annem de sahiplenemez beni, ben yine yalnızlığıma ağlıyorum. Unutulmak istemediğim kesin! Yıllarca çabaladım, didindim durdum insanları kırmamak için. Belki de öldüğümde gözlerimi açık bırakacak içimde kalan tek ukde. Gitmek istiyorum, sebepsiz, amaç yok. Gitmek ve kayıp olmak. Bir daha dönmemecesine, yitirilmek, bitmek ve gitmek. Ucu yanmış bir fotoğrafta hatırlanmak değil istediğim, karamsarlıkta değil düşündüklerim, unutulmak ve gitmek tek dileğim ve ben yine yalnızlığıma ağlıyorum…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Erkan Kelleci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |