"Bilmezlik ile ne hoştum; hayalimde ne güzellik, ne de aşk vardı." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Kendime ihanete başlayalı kaç zaman oldu bilmiyorum.Kaç zaman önce evimi talan ettim,kaç zaman önce umutlarımı yakıp kül ettim bilmiyorum.Yavaş yavaş hayatı yudumlarken boğazıma ne zaman bir hıçkırık takılıp beni ben olmaktan çıkardı bilmiyorum.Dört elle sarıldığım hayattan parmaklarımı teker teker kim açıp beni boşluğa gönderdi bilmiyorum.Bir zamanlar kelimelere aşina olan yüreğimi,şimdi bu cümlelere kim yabancı etti bilmiyorum. Geniş bir dünyanın,küçük sıkıştırılmış,nefes bile alınması zor olan bu koridoruna girmemek için hayattan avuç dolusu hayaller,umutlar çalmıştım.Belki ,bir gün bir yerde,yaşamak sırtımda bir demir yığınına dönüşür diye, umutlarımı çeyizime koymuştum.Hem kim karışıp da hayatı bana uzakta görünmez bir nesne haline getirecekti?Korkusuzdum.Çünkü kendi halime yaşayıp kimseye ilişmeden doğrularımın denizinde yelken açabilirdim.Çünkü karıncalar bile insanı hayret içinde bırakan bir ivedilikle çalışırken umut ediyordu.Ben de umut etmeli,hayata iyi bir pencereden bakmalıydım.Hem bunun kime zararı vardı ki…? Şimdi o çeyizimi arıyorum.Tanrım, nereye koymuştum o el emeği göz nuru umutlarımı.Tanrım o masum hayallerimin yerine ,şimdi bu iç içe sarılmış bez parçalarını kim koymuştu.Ben nerdeyim?Çeyizim mi çalınmıştı yoksa ben mi çeyizimden uzaklaşıp kaybolmuştum? Kaç zaman oldu bilmiyorum,kırık hayallerle yolumu doğrultmaya çalışıp,hayatımdan çalmaya başlayalı.Kaç zamandır bu yitik bedeni, yitik bir dünyanın sokaklarında kaybettim.Adres sorduğun insanlar neden böyle sağır ve dilsiz?Kulakların ve dilini kullanan insan yok mu,bu şehirde?Tanıdık bir kapı numarasının arkasında bana kapıyı açıp,”Gel,biraz soluklan .”diyecek tanıdık bir çehreye ne zaman rastlayacağım?Çeyizimin izini sürerken ,bana kim,ne zaman yardım edecek? Küçük kaygılarım olmadı.Küçük kaygıların büyük bir cezaya dönüşüp,her gün beni biraz daha başkalaştıracağını çok erken öğrenmiştim.Dünyaya dair,tanımadığım insanlara dair,sevdaya dair düşünürdüm.Çoğu insana aptalca gelecek bir şekilde hayatımı şiirleştirmiştim.O şiirlerin içinde daha masum ve kendime daha samimi oluyordum.Hem kim neydi şiirsel bir hayatın kenar mahallesinde yaşadığım?Ama olmadı.ne o şiirsel hayatım,ne de sevdaya dair umutlarım kaldı.Şimdi sokak ortasında bir anda yapayalnız kalan,kimsenin tanımadığı bir beden oludum.Bedenim o kadar ağırlaştı ki,kendimi taşıyamaz oldum. Sahi nerdeydi benim çeyizlerim?Kaç zaman oldu?Hangi kapıyı çalıp birilerine sığınacağım?Sığınacağım bir adam yok mu bu şehirde? 06/03/05 Kestel
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İLYAS ORKUN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |