..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Denemeler"de gördüğüm şeyi Montaigne'de değil, kendimde buluyorum. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > yeşim kırlı




1 Şubat 2005
Kapıyı Kapatma  
yeşim kırlı
gelme dediği yarının üzerinden yıllar geçti, sonunda her şeyi göze alıp, gittim ona... mezarının üzerindeki otları yolarken dikenler takıldı elime, eve dönüp saatlerce ağladım...


:CEEH:

“Kapıyı kapatma, bırak acık kalsın,kapalı olduğunu görürse beklemekten sıkılıp gittim sanır, bakarsın çalmaz kapıyı, çeker gider...” dediğinde hiçbir şey anlamamıştım.

Kendisini kapadığı bu karanlık odada, kül tablasından taşmış ölü izmaritlerle baş başa neyi ya da kimi bekleyebilirdi ki... yüzünden geçen zamanları yakalamak zordu, silik bir tebessümle “biliyorum gelecek...” dedi benden çok kendini inandırmak istercesine. Ağır bir taşı kaldırır gibi kaldırdı başını, yüzüme baktı, sanki şeffafmışım gibi sıyrıldı benden, yüzümden,uzaklaştı bakışları, o an gözlerinin derinliğinde boğulur gibi oldum, nefesimle odaya yayılmış sessizliği yırtmaktan korktum. Gittiği uzaklardan dönmesini bekledim sabırla , sessizce yerdeki mindere oturdum...


ne kadar zaman geçti bilmiyorum,sonra aniden ama usulca avuçlarını açıp bana yaklaştı,”az önce buradaydı, işte tam da burada...” dedi ellerini gösterip, “nasıl oldu da kaçırdım, kayıp gitti ellerimden, tutamadım işte” diye fısıldadı, kırılmış cam parçaları gibi döküldü sözleri... tuz buz olmuş kırık camları toplayıp yapıştırabilsem, bir şekilde birleştirmeyi başarabilsem,-oysa biliyordum asla olamazdı,düşüncelerim kafamın içinde oradan oraya savrulan çelik top parçaları gibi canımı yakmaya başladılar, dilimin sıkışıp kaldığı kapan acıtıyor,hiçbir şey yapamamazlık beni eritiyordu, ben de onun gibi kaybolup gidiyordum kendini kapadığı bu odada... her şeyin içice olduğu, tüm duyguların nesnelerle örtülü olduğu bu odaya bakarken , sessizlikten rahatsız olup, hareket etme isteği duyuyordum, yavaş yavaş beni de çekiyordu diplere bu hiç bitmeyecekmiş gibi duran sükunet, kalkıp savrulmuş fotoğrafları, yazıları toplamaya karar verdim, sanki ne yapacağımı anlamışçasına, “bırak böyle kalsın” dedi, gözlerini gözlerime dikip,”nasıl olsa günün birinde birisi gelip, özenle kurduğun her şeyi yıkıp, gitmeyecek mi, sakın toplama, buna bir kez daha katlanamam” derken kendi sesine yabancı hali bir bıçak gibi kanattı dokunduğu her yeri.



Bense hala tek kelime edememiştim, ne yapsam, ne desem saçmalayacak gibi hissettiğimden mi yoksa ağzımdan çıkacak ilk kelimeyle durmaksızın bu derin uçuruma yuvarlanıp, oradan çıkacak gücü kendimde bulamayacağımdan mı bilmiyorum, yapabileceğimin en iyisi susmak gibi geldi bana, sustum ve öylece oturdum ta ki bana “git artık, biraz daha kalırsan hiç gidemeyeceksin” diyene kadar. Usulca kalktım,çıkarken bana “ yarın yine gel, bakarsın her şey değişmiş olur...” dedi yarı umutlu, yarı küsgün. Tamam bile diyemedim, başımı salladım, onu orada bırakıp, gittim...


kendi güçsüzlüğümden öyle çok korkmuştum ki, uyandığımda her şeyin bitmiş olmasını dileyerek uzun süre uykuya sığındım, defalarca uyanıp, yeniden gözlerimi kapattım, her seferinde kabuslardan kaçarken buldum kendimi, dayanamadım, hiçbir şey yapamasam da yanında olmalıyım deyip, toparlanmaya çalıştım, defalarca kapıyı açıp, yeniden kapadım, olmadı işte yapamadım...

gel dediği yarının üzerinden günler geçti, sonunda her şeyi göze alıp, gittim ona...
bana kapattırmadığı kapının ilk kez açık olmadığını görünce çok geç olduğunu anladım, ama artık dönemezdim, kendi anahtarımla açtım kapıyı, aynanın önünde onun yazısıyla bir not vardı...”bekledim sen şahitsin, gelmedi... yarın gelme, bakarsın hiçbir şey değişmez...”yazıyordu...

gelme dediği yarının üzerinden yıllar geçti, sonunda her şeyi göze alıp, gittim ona...
mezarının üzerindeki otları yolarken dikenler takıldı elime, eve dönüp saatlerce ağladım...


yeşim kırlı

.Eleştiriler & Yorumlar

:: tebrikler
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
15 Şubat 2005
Sevgili Yeşim; Etkileyici.....Tarzınızı sevdim.Kendini okutturuyor.Sonra yine.......Belki yeni bir şeyler yakalayabilirim diye...Tebrikler....Sevgiyle kalın..Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İtiraflar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Seni Sana Rağmen Sevdim
Kadınım, Bana Yakışanı Yaptım! Kaçtım...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Islanıyorum En Az Şehrimin Karnındaki Balıklar Kadar…
Lanet
Beş Element ve Beş Yapraklı Yonca
Oyun

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Teşhislerim Hiç Şaşmazdı Morgların Grisinde… [Şiir]
Affet Anneni Bebeğim! [Şiir]
La Vien En Rose [Şiir]
Mühürlü Dudağımın Sana Ait Yanı [Şiir]
Bilmezsin! [Şiir]
Bir Efsane Eklensin Yunan Mitolojisine [Şiir]
Tüketiyorum Ömrünü Kelebek Yüzmelerin... [Şiir]
Doğma İstersen [Şiir]
Kapılarım Sana Kör, Zillerim Sağır Sana [Şiir]


yeşim kırlı kimdir?

susarsam kabuk bağlarım. . . rahat durmaz kabuğu kaldırırım, şayet kanarsa kabuk, kan tutar beni bayılırım, ben iyisi mi yazayım. . . yazıyooorum. . yazdım!

Etkilendiği Yazarlar:
balık hafızamdan geriye kalanlar...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © yeşim kırlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.