..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > seyfullah ÇALIŞKAN




21 Ocak 2005
Dandik Yazı  
seyfullah ÇALIŞKAN
Hay daktilomun tuşlarına eşek arısı soksaydı da yazmaz olsaydım. Şaryosu raydan çıkıp Pamukova treni gibi devrilseydi de yazacaklarım yarım kalsaydı.


:CJBA:
Dandik Yazı
Yazdıklarım, yazmak için seçtiğim konular hakkında sürekli eleştiriliyorum. Fazla yapış yapış, salya sümük yazıyormuşum. Aşk iyi hoşmuş ama, baklava-börek, bal-kaymak olsa bile her gün her gün çekilmezmiş. “Senin gibi delikanlı adama hiç yakışmıyor. Bu ülkede açlık, yoksulluk, konut sorunu, trafik, çevre ve alt yapı sorunları var. Sen diline bir ayrılık bir sevda dolamış yazıp duruyorsun. Başka şeyler anlat kardeşim. Çiçek, böcek, yağmur, sokak anlatılarından sana daha gına gelmedi mi? Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar okuduk.. Bu kadarı bize yeter. El insaf be kardeşim.”diyorlar.
Elleştirenlerin hepsinin ağzına, diline sağlık. Neresinden baksam yerden göğe kadar haklılar. Benim gerçekten tutar yerim yok. Cennet vatanımızın sorunlarına benim kadar duyarsız birini bulmak neredeyse imkansızdır.
Bir ara bu yoğun eleştiri rüzgarına kapılıp işimle ilgili makaleler yazmaya başladım. Benim de memleketime faydam dokunsun, bir hizmetim olsun istedim. Çevresinden sorumlu bütün insanlar gibi bazı konuları ele alıp işleyerek toplumsal duyarlıkları cilalamayı amaçladım.
İnsanlara, siz çok haklısınız demekle yetinmeyip eyleme geçtim. Bilirsiniz, her şehirde, her ilçede Halk Eğitim Merkezleri vardır. Bu kurumlar yaşa başa bakmadan bulundukları çevrede yaygın eğitim hizmetleri verirler. Bulundukları mahalde komşu esnaf ve o sokaklarda onlara komşu olarak oturanlar bu merkezlere biçki-dikiş binası derler.
O zamanlar daha bilgisayarım olmadığı için oturup daktilomun başına Allah ne verdiyse yazdım. “Halkın yaygın eğitim ihtiyacını genç kızların ceyiz sandıklarını doldurmak sanan bu kurumlar ülkemizin sosyal dinamiklerinden habersiz derin bir kış uykusuna yatmışlardır. Biz dantel ve nakış bilmediğimiz için değil kalifiye eleman bakımından yetersiz durumda olduğumuz için gelişmiş Avrupa’nın peşinden koşmaktayız. Yaygın eğitim hizmeti vermek istiyorsanız halkın içine karışınız. Önce toplumun ihtiyaçlarını belirleyiniz. Sonra da kapılarınızı Mevlana’nın yüreği kadar geniş açarak halka hizmet ediniz. Yapınız, gidiniz, atınız, tutunuz....”
Hay daktilomun tuşlarına eşek arısı soksaydı da yazmaz olsaydım. Şaryosu raydan çıkıp Pamukova treni gibi devrilseydi de yazacaklarım yarım kalsaydı. Bizim yazı daha bültende bile çıkmadan “Müdür seni çağırıyor.” dediler. “Hayırdır. Niye çağırıyor. Siz neden çağırdığını bilirsiniz. Söyleyiverin yanına gitmeden” dedim. Kimse en ufak bir tiyo vermedi. “Vallahi biz de bilmiyoruz.” deyip beni müdürün yanına gönderdiler. Müdür, önce halimi hatırımı sordu. Arkasından “Buyurun , lütfen şöyle oturun.”dedikten sonra çay söyledi.
- Hocam, yazdığınız makaleyi çok beğendim. Sizim gibi iyi gözlem yapabilen, sorunların çözümü için farklı bakış açıları yakalayabilen insanlara ihtiyacımız var.
- Teveccühünüz efendim. Teşekkür ederim. Gak guk...
Bu övgü cümleleri arkasından bir çapan oğlu çıkacak ama bakalım ne çıkacak diye beklemeye
başladım.
- İlimizde bulunan bütün Halk Eğitim Merkezleri hakkında sizden ayrıntılı bir incelme yapmanızı istiyorum. Hizmet üretmeyenleri ve halkın gereksinimlerine yanıt veremeyecek durumda olanların kapanmasını teklif edin.
- Sayın müdürüm, ben bu kurumların hizmet anlayışının halkın gereksinimlerine yönelik olarak yeniden yapılanması gerektiğini, yönetimin bakış açısının değişmesi gerektiğin anlattım. Kapatalım demedim.
- Ne yazdığını gayet iyi anladım. On beş gün zamanınız var. En kısa zamanda görev yazınızı alıp işe başlayın.
- Emredersiniz sayın müdürüm. İyi günler, iyi çalışmalar. deyip odasından çıktım.
Sonradan öğrendiğime göre bu kurumlardan birinin müdürünün değişmesi isteniyormuş.
Benim makale bu yönetici üzerinde baskı yaratmak için bir fırsat olarak düşünülmüş. İnceleme sonucunda o kurumun verimsiz olduğuna ve kapanmasına karar verirsem bu yönetici ile bir pazarlık şansı yaratmakta araç olacakmışım. Hay, sosyal duyarlılığımın ebesini...
     On beş gün gece gündüz çalıştım. Kurumların yıllık giderlerinden, personel yapılandırılmasına ve hatta tek bir kursuyerin devlete maliyetini bile hesaplayıp rapor haline getirdim. Verimlilik hakkında da sayfalar dolusu kocaman bir rapor sundum. Rapor bir türlü inceleme kurulundan ve müdürün onayından geçemiyordu. Geri alıp yeniden yazıyorum, ama fayda etmiyordu. Papazı bulmak denilen şey bu olsa gerek.
     Aylar sonra çektiğim bin bir sıkıntının ardından rapor nihayet kabul edildi. Yazılanlara yada tavsiyelere ilişkin hiçbir şey yapılmadı. Her şey unutuldu gitti. Ben çektiğim sıkıntı ve eşekliğimle baş başa kaldım. Bu olaydan sonra içinde sosyal veya sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik, siyasal, vatan, millet, Sakarya kelimeleri geçen tek bir yazı bile yazmamaya karar verdim. Toplumsal duyarlılıklardan ağzı yanan aşkı üfleyerek içermiş. Artık iyice anladım.
     İhtimal ki şimdi de kolay pes etmekle, kolaycılığa teslim olmakla eleştirileceğim. Hakkınız var. Çünkü eleştirmen her zaman haklıdır. Ve yazma hevesi bulunan biz zavallı faniler her zaman onların dümen suyundan gitmeliyiz. Üvendireyi elinizden atıp bizi dürtmekten vaz geçerseniz biz zaten yoldan çıkarız.

Seyfullah ÇALIŞKAN
Ocak 2005

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Dandik yazılaırnızı seviyorum..
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
3 Şubat 2005
Merhaba Sevgili Seyfullah Çalışkan; Dandik( sizin ifadenizle) yazılarını seviyorum.Siz makale de yazsanız; deneme, anı da yazsanız; herkesin zevkle okuyacağına inanıyorum.Bugüne kadar birçok yazınızı okudum.Anlatımınız sürükleyici, tasvirleriniz güzel, espiri anlayışınız yerinde, ironi derseniz var......Yani; sizi zevkle okumak için birçok neden bulabilir okuyucu....Başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim...Sevgiyle kalın...Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mevsim Türlüsü 2
Mevsim Türlüsü
Yitirilmiş Akıl Hükümsüzdür
Kel Başa Arap Saçı
Ben Daha Çok Napolyon'um
Aç Tokun Halinden Anlamaz
Grip, Televizyon ve Terlik
Ne Güzel Hiç Bir Şeyimiz Yoktu
Midyat
Poyraz,yağmur ve Sonbahar

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Başka Türlü Bir Şey
Canan
Aşkı Anlatmak Haksızlıktır
Zaman Sen Yalansın
Nisan"ın Şuçu
Bahar, Badem, Çocuk
Sonbaharı Hüznün Rekleri Boyar
Bir Fırtına Tuttu Bizi
Delikanlıyı Bozan Yazılar
Romantizm Delikanlıyı Bozar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tabanca [Öykü]
Saman Altından Aşk Yürürse [Öykü]
Rakı Şişesine Ejderha Olduk [Öykü]
Gökçeada 3 [Öykü]
Ben İşin Kitabını Yazmıştım [Öykü]
Sokarım Seni Şalvarıma Çıkarırım Tozpembe [Öykü]
Nataşa, Mavra ve Rakı [Öykü]
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki [Öykü]
Güvercinli Yazı - 1 [Öykü]
Emekleye Emekleye Emekli [Öykü]


seyfullah ÇALIŞKAN kimdir?

Ben yazar falan değilim. Yazma eğilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiği Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © seyfullah ÇALIŞKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.