Kitabının bir kopyasını gönderdiğin için sağol. Onu okumakla hiç zaman yitirmeyeceğim. -Moses Hadas |
|
||||||||||
|
Okumanın ve yazmanın sınırı yok. Bilgi, toplumu aydınlık ufuklara sürükler. Ancak bu gelişimin de bir kuralı bir tutuculuğu mutlaka olmalıdır. Dil bir toplumu ayakta tutan en temel unsurlardan biridir. Türkçe üzerine bir çok tartışmalar yapılıyor. Gelişimi için yeni düzenlemeler getiriliyor. Bu tartışmalar yıllarca sürer gider; ancak bu arada dil de gider. Türkçe, matematiği mükemmel bir dildir. Her türlü cümle rahatlıkla inşa edilir. Diğer dillerden geçen kelimelerde ayrıca bu zenginliğe katkı sağlamışlardır. Fakat son on yılda inanılmaz bir şekilde türkçe üzerine katliam başlatılmıştır. Bilinçli ve bilinçsiz dışarıdan montaj olduğu gibi içeriden uydurma bir takım sözcükler dil terörüne yataklık yapmaktadır. Aşağıda yazılan metin bakalım dediklerimi haklı çıkaracak mı? “ Global bir imgenin sardırılmış bir boyutunu hayata geçirmeye karşın yanıt sizce olası bir konsept midir? Sanal bir katılım, potansiyel bir dürtünün işlevsel edinimidir. Bu edinim kişisel bazda küresel bir katılım realize edebilir. Toplumlar bu devinimi kanıksasalar da yine de kişisel egolarına indirgeyememişlerdir. Outdoor ve indoor görselleri de buna katkıda bulunsalar da bir nevi sterilite yaşam kapsamındadırlar. İmaj ve getirisi olan reyting bu çabaları forse eder. Bu bir ekin biçemidir. Bunu yadsıyanları kargımak gerekir. Büyük bir direşkenlikle değginliğimizi varlamalıyız” Bu metin oldukça çarpıcı bir örnek. Yazar anlatmak istediğini anlaşılmasını özellikle istememiş. Çünkü kendisinin anlaşılamaz olmasının diğerlerinin bilgisizliğinden kaynaklandığını varsaymıştır. Fakat yazar bu “uydurukçalar kümesi”nin içinde zavallı bir konuma düşmüştür. Ne yazık ki, çok okuyup adam olduğunu sanan bu sefiller dil kaosuna neden olmaktadırlar. Bir çok genç beyin bu uydurukçaların içinden çıkabilmek için dil karmaşasının içinde kaybolup gitmektedir. Dil anlaşılmamak için değil tam tersi anlaşabilmek için vardır. Lisan bilmek çok iyi ve gerekli bir durumdur. Ancak bütün dilleri harman yapıp sunmak hiçte hoş bir durum yaratmaz. Aksine çok iyi anadil bilgisi değişik lisanların daha kolay öğrenilmesini sağlar. Zaman içerisinde bir çok kelime türkçemize yerleşmiştir. Arapça’dan, farsça’dan, fransızca’dan, ingilizce’den vs. ancak bir o kadar da türkçe’den diğer dillere kelime transferi olmuştur. Ama hiç bir ülke bizim kadar kendi dilini katletmemiştir. Kültürümüzü, geçmişimizi yok etmek için yeni bir yol daha keşfettik. Yazık... Çok yazık...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Y. Kemal Erener, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |