..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim. -Salvador Dali
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Hira Selma Kalkan




27 Haziran 2004
Dönüşüm  
Hira Selma Kalkan
birbiri içinden geçen yaşamlarımız. mikro ve makro kosmosun bizde bıraktıkları


:BDJB:
yaşamlarımız birer puzzle sanki. başka yaşamların biraraya gelmesinden oluşuyor ve çarçabuk bozuluyor puzzle. kaybolan parçaların yerine yenilerini aramakla geçiyor ömrümüz ve ne kadar çok yaşam bağlı birbirine.
benim puzzle’ımda hüzünlü , direngen ve kalbi kırık mor bir kardelen var. yıllardır kendini dağlalesi sanan ve dağlalelerine tutkun bir kardelen.benden yana mevsim kış...
ilkyazda geziye çıkıyor kardelen, yanından geçiyor büyük bir bahçenin. hayatındaki tüm güzel insanlar birer çiçek olmuşlar bahçede. güzel kokulu ıtırlar, ılgınlar, ayrıkotları arasından başını çıkaran sarı papatyalar, lalelerle yanayana rengarenk güller, bir köşede bembeyaz ölümcül güzellikte bir zakkum, duvarı sarmış yaseminler, yer yer yaban çiçekleri ve kırılgan gelincikler...
ve görüntülerine kanılmasını bekleyen saldırgan ısırganotları, parçalayıcı devedikenleri, sinsice yaklaşıp nefesini kesen şeytantüyleri ve diğer yalancı, üçkağıtçı pusuda bekleyen ne kadar ot varsa hepsi...
kenarda küstüm çiçekleri... el değmesini bekleyen ama değince de kapanıveren...
bahçeyi uzaktan seyrediyor . herbiri birsüre dünyayı güzelleştirip gidecekler. kalan tek şey soyut bir çiçek kavramı olacak.
gülleri kokluyor ama bu sefer dikkat ediyor gelinciklere. nasılsa hep oradalar dememeyi öğrenmiş onların rüzgara direnmeyi çabuk bıraktığını biliyor. ya sen beyaz zakkum? güçlü ve bilen zakkum.kocaman gövdenle, ihtişamınla nasıl da yalnızsın değil mi? her koşulda yaşamdan karlı çıkan eğreltiotlarının yanına gizlenip, kendinden vaz geçiyorsun. senin bembeyaz başını görüyor, yere dikilen gözlerini... “şimdi seni çıkarsam puzzledan ,o sıcacık çiçeğini basam göğsüme ve öyle yavaş yavaş değil de bir anda boşalsa zehrin yüreğime...”
koşarcasına yürüyor ama ayağının altındaki toprak kayıyor
sanki bir türlü elini değemiyor. kokusunu duyuyor yalnızca,içinde duyumsuyor.


bahçeyi gezmeyi sürdürüyor. pembe yıldız çiçekleri bağrını açmış selamlıyor onu. duvardan sarkmış turuncu boru çiçekleri yüzünü yalıyor, turuncu bir ışıltı bırakıyor gözyaşının süzüldüğü yolda.
yerini ebediyen bırakan çiçeğe dokunuyor, yabansı siyah laleye... bu erken açıp tez giden çiçeğin yerine gökyüzünü mü koyacak? yerine koyacak bişey bulamıyor, hayatını öne sürüyor. bahçeden yana ilkyazda bir gezintiden sonra kendi kışına dönüyor. başını göğe uzatmak için topladığı bu güçle buzun altına giriyor.

ilkbahara duran karlı dağlarda çocuklarına bakıyor kibele. çoğu çarcabuk büyümüş ve başkalarını yaralamayı öğrenmişti. sonra mor saçlı kızını alıyor kucağına, saçlarını okşuyor. mora boyanıyor elleri. yopyoğun bir morlukta kanayan kızın avutuyor.
“sana keyifli masallar anlatamam artık. acına müdahale edemem. bir dost eli yokedemese de acıları azaltır belki, üstesinden gelmeyi kolaylaştırır.”
derin bir morlukta kalakalıyor kızı. çığlık kırmızısına yakın,t enha bir morlukta.
başını okşadıkça küçülen, sonra gözden kaybolan kibele’ye bakıyor. ”tekrar kibele’nin varisi olabilmeyi ne çok isterdim” diye geçiriyor usundan. oysa o kadar küçük ki şu evrende. güneşe doğru uzattığı mor başı geçmişini ve geleceğini bilmediği evrenle , koskoca evrenle karşılaşıyor. tek amacı maksimum düzensizlik ve minimum enerjiye ulaşmak olan , bunu yaparken de yalnızca rastlantılarla çalışan evrenle. çığlıklarını kusacak, bağırıp dövecek birini arıyor. ama suçlayacak kimsesi yok. her şey çıldırtacak kadar rastlantısal. ”belki de evren benim tek bir hücremdir ve ben herşeyi değiştirecek kadar güçlüyümdür “diye düşünüyor , ”acıyı dönüştürmenin tek yolu yaratmak olabilir belki de...”
oturup puzzle’ındaki çiçekleri yazıyor.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Frances Farmer'ın Hüzünlü ve Direngen Öyküsü
Yedi Kalpli Kız
Yakınma
Yeni Bir Aile
Mor Mayıs
Böbrekte Buluşma
Yolculuk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Düş İzleri [Şiir]
İllüzyon [Şiir]
İşkence ve Hekim [Deneme]
Hem Yargıç Hem Suçlu [Deneme]


Hira Selma Kalkan kimdir?

. . . . .

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hira Selma Kalkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.