"Denemeler"de gördüğüm şeyi Montaigne'de değil, kendimde buluyorum. -Pascal |
|
||||||||||
|
Adami indirmisler!Guvenlik gucleri genis capli bir operasyon baslatmis.. Ben bu Turk medya dilini yerim yaaa! Yerim vallahi… Bunca stressli ve bas agrili bir ulke olusumuzdan olsa gerek,hep boyle latifeli deyimlerle aktarirlar bize bu cinayet ve kim vurduya gitti haber- Lerini… Hep genis capli operasyon vardir.Ben hic dar capli dediklerini duymadim.. Sabah sabah boyle yumusatarak,sanki hissettirmeden damardan veriyorlar.. Ama ben biliyorum; ne zamanki dar capli diyecekler, okuyucu soyle titreyip kendine donecek..Neden dar yahu?Allahim neden genis capli degil?diye Bir serzaniste bulunacak…Yani tek utopyam bu !Birgun diyecek yani..Inaniyorum!.Tirnaklarimi birgun uzatacagima inandigim kadar inaniyorum yani! O kadar anonim ve mental yapimiza oturduki bazi deyimler,artik bizler Leb demeden anliyoruz konuyu..Yani genis capli ise eger operasyon ,cok uzun yillar sonuc alinamayacagini biliyoruz artik..Giden gitti! Gerci bu genislik cok zaman uzun yillar sursede, hemen sonuca ulasilan Operasyonlarda yok degil hani..Ama yinede egri oturup dogru konusmak gerek Simdi Allah icin ! Mesela Susurluk skandali patladiginda,artik evimizdeki kucuk cocuk olmustu..Hergun degisiveren, sasirtan yuzuyle..Metrekareye vuracak olursaniz bayagi bir alana yayiliyordu.Genis capliydi yani..Hani ben korkuyordum artik ucu banada dokunacak diye..Kimbilir belki olayin Kahramanlariyla hasbelkader bir lokantada yemek yemis,yada (ben biraz Gece alemini severim) bir eglence yerinde ayni mekanda oturmus yada ne bileyim ayni kitapcidan alisveris yapmis olabilirdik… Bu yuzden belki kapim calinir diye umutla bekledim bir sure..Kendime san- Ki izleniyormus susu verdim..Tam olayin havasina kaptirmistimki kendimi Benim duygularimi hice sayan medya, Kalkanci olayini mansetten verdi.. Kalkanci olayi gibi koyunlara citir cerez bir mevzuu ile butun hayal dunyami Yerle bir etti..Ama yinede kirilmadim gunluk gazeteme..Basina kakmadim! Kalkanci olayi memlekette sargili burgulu kitleyi biraz dumur’a ugratsada, Beni fazla eglendirmedi acikcasi..Yillardan beri vardi zaten tarikat ve tarikatcik’lar…Adam biraz cool takilmisti sadece …Zaten ben orkestra davulcularina benzeyen tipini gorunce ,anlamistim aslinda bizim memleketin adami olmadigini……Ustelik bu iliskiler cok zaman bir statu olmustu kimilerine..Dis dunya studyolarinda bosuna cekilmemisti ‘sevgili’filmi.. Yasli adam genc kiz!Bu bence dunyanin gercegiydi ama soyleyemiyorlardi Belki benim elestirilerimden korkuyorlardi..Kimbilir? Bir sure daha sayfayi ileri yapmadan okumaya devam ettim gazetemi.. Sonra uzerinize afiyet!Bir gulme aldi beni,bir gulme aldi sormayin.. Kadinin yerini oz bilincinde henuz kabullenmemis ulkemde,bu gazetede calisan , entel dantel takilip,bilincaltini kontrol edemeyen bir arkadas, Bu haberi soyle bir baslikla vermisti.bakin simdi! 37 YASINDAKI E.O KOCASINI BALTAYLA DOGRADI. Hadi buyrun simdi..Bakin bir okuyun !Bir kerede su icmek gibi cikiyor.. Yada cekicle ceviz kirmak gibi..Operasyon haberleri genis capli verilirken (yani ey okuyucu yat kulaginin ustune bekle birgun bulunur)kadinlara dair cinayet haberlerini boyle damdan duser gibi veren medyanin dilini yerim ben!Vallahi yerim…(Aslinda bunlar iyi cocuklarda bakmayin,sebep sonuc iliskisini hep ters kullaniyorlar..Ozellikle gazete mansetlerinde..Yoksa iclerinde bir kotuluk yok vallahi..Ben biliyorum.. )Bunlar sebep sonuc iliskisini ters kullandiklari vakit ne oluyor tabii , bizde onyargili tipler olup cikiyoruz.Cunku haber icerigi ve E.O’ nun sebepleri , olay mahallinin uzun anlatimi ve kanli fotograflardan hatta bazen balta resmide ilave ediyorlar, tum bunlardan sonra veriliyor..E tabii sabah kalkmisiz kahvalti ediyoruz , biz sebepleri ogrenene kadar zaten bir onyargili fikir olusturuyoruz kafamizda…Hele aybasi yada zam ayina bir ay kala bir donemsdeyse bu okudugumuz haber, E.O’nun acilari,yedigi dayaklar,kocasini ayni yatakta baska bir hatunla basmasi,acligi falan ilgilendirmiyor pek bizi.. Dedim ya sebep sonuc iliskisinin ters kullanilmasi! Simdi birazda muzik olayina ,sahne dunyasina girelim bakalim..Ne var ne yok? Ya dikkat ettinizmi bugunlerdeTV.’lerde bir DJ yagmuru var..Yani anlayamiyorum ben!..Sanata cok merakli bir ulke oldugumuzu biliyorum. Sanatin bircok boyutunu gelistirdigimizide biliyorum..Ama bunu cozemiyorum..Hayir anlamadigim su:Acaba metrekare basina dusen insan Sayisina gore mi DJ yetistiriyorlar..Eger boyleyse neden diger meslek gruplarina ragbet yok?Yada gorselligimiz mi geri kaldi onu destekliyorlar? Anlayamadim yahu!Ayrica bu arkadaslarimiz elbirligiyle guzel Turkcemizin Lastikli bolumlerini bolca kullanip,yeni deyimler icad ediyorlar..Acaba Turk dil kurumu veya yazili medya DJ’lere bizlerden gizli maas falanmi Veriyor?Bunu bir arastiracagim!Hayir boyle birsey varsa bende yardimci Olabilirim kendilerine..Zira artik bizim o ‘Ciddimisiniz?’falan gibi unlemlerimiz yerine insanlarimiz ‘Ayinannnnnmiyorummmmmmm’ falan Gibi yeni bicimler yaratti..Sabahlari sevgilimize ‘Gunaydin’ falan derdik.. Simdi bakiyorum ‘Sabah sekerim nasilsin yaaaaaaaaaa’ gibi , kayip dusme Anindaki efektlerle konusur olduk..Neyse yinede genc cocuklardi, onca cahil Liklerine ragmen karanlik yanimizin aydinlik yuzu oldular..O konusmalari, Cicili bicili renkte kiyafetleri ile..Kisin giydikleri yari ciplak kiyafetlerle bizim kendimizi kumsalda falan guneslenirken hayal etmemize sebep oldular…Bu arada faks makinasi saticilarinin bu kirik ekonomide yuzu guldu biraz.!.Zira telefon pahali oldugundan faksla iletisim kuruyordu Izleyeciler cogunlukla…O kadar da kotu degildi hani! Sonra bir dakika durum bakayim! Ah yine en seksi kadin secilmis bizim kiz!Hulya Avsar…Turkiyenin sesi, Kadinlarimizin medar-i iftihari…Niye bunca seviyorduk acaba? Aslinda dogru mantikta gidiyordu kizcagiz…Oldugu gibiydi..Fazla halktandi belki oynadigi tenis disinda…Ulkem kadinlarinin icinde kalmis son kirilacak zincirin toplamiydi belki…Uktelerimizdi….Sevgilimizden, Kocamizdan kiskanmiyorduk onu….Hele birde evlenince ,iyice bir evin kizi Oldu,bagrimiza bastik…Kendiyle dalasan o profesor’u programinda oynatip nasil alasagi etti bazi kitleleri… Bir seyi cok iyi kullaniyordu aslinda..Tum karizmalarda bir beyinsel aclik Vardi..Oyle sevdik ki onu…Zehra’yi falan..Aslinda Kaya’yi hic yakistiramadik yanina ama ne yapican iste kiz sevdi bir kere ses etmedik.. Kocasiydi nihayetinde..Dort duvar arasini bilmek yoktu geleneklerimizde… Bagrimiza tas bastik !Tek o mutlu olsun yeter dedik… Sonra bakayim yine bir soyle…… Ha birde Reha Muhtar’imiz vardi..Deli Reha derdim ben…..Adam yillarca Atinadan Bildiriyor! yazili bir fotograftan bakti bize oyle,ana haber bultenlerinde…Aslinda bakislarinda her zaman ‘Ben sizin zamani gelince ananizi belliyecegim’ifadesi sakliydi gozlerinde…Ama diger spikerler ve Program yapimcilari bunun birgun , Yunan’i birakip Show habere genel yayin yonetmeni olacagini hesaplayamadilar..Halbuki ben bizim Ugur’u akilli birsey zannederdim..Gorus acisi iste..Ben tahmin etmistim o yillarda.. Cunku sover gibi haber aktariyordu…Hele o bakislari….. Gelisi her ne kadar Ugur ve diger kanallardaki ekurilerinin karizmasini biraz salladiysada, Ugur mahallenin cocuguydu sahip ciktik..Bu mahallenin Delisiydi….Geldi oturdu ekrana….Asagi tukursen sakal,yukari tukursen biyik !Iki arada bir derede kaldik yani…..Ama bu Reha madalya takilasi Bir deliydi..Ates hatti’ni diger kanallarin haber bitiminden sonraya birakip Bizim sofrayi toplamadan , beklememizi sagliyordu..Hal boyle olunca biz Tatliyi sofrada yemek zorunda kaliyorduk…Ama icimizden hikayeler o Kadar vurucu tim tarafiyla veriliyordu ki tatli yiyemedik ve bir sure sonra Kilo vermeye basladik..Seviyorduk mahallenin delisini..Tas atmiyordu bize..Birazda galiba bikmistik oklava yutmus spikerlerden!..Biraz dogallik Gerekiyordu sanirim….Ustelik biz barbar bir toplumun evletlariydik..Oyle Bagirip, cagirmadan,tehdit etmeden yapilan habere haber mi derdik! Kavga etmeden ,dalasmadan anlasamazdik ki!Anlatilani da anlayamazdik! Soyle oturdugumuz yerden ‘Helal olsun be sikistirdi koseye’ falan diye bagirmiyorsak guzel birsey degildi izledigimiz…Ama ben cok isterdim Deli Reha’nin ihtilal haberi vermesini…Eski spikerler hic degismeyen bir ses tinisiyla verirlerdi ihtilal haberlerini….Acaba Reha nasil verirdi?Nasil hesap sorardi?Bir dusunsenize!…… ‘Efenim, bana sormadan niye boyle anlamsiz seyler yapiyorsunuz?Ben size dememismiydim once bana bir haber verin..Ben bir halkin nabzina bakayim…Serbet lazim mi ?Icecek durumda mi? Mahsun’a haber vereyim yeni bir Canakkale turkusu yazsin…Hasan Mutlucan yaslandi artik,ciksin sallabas Azer soylesin yeni turkumuzu…..Karayollari’na haber vereyim sokaga cikma yasaginizi..Hazir kimse yokken asfalt doksunler gerekli yerlere.. Fatih Urek’e haber salayim ,hemen yumusak talk show yapsin ihtilale dair! Mankenlerimizin goruslerini alsin..Tele-vole ekibindeki kameraman arkadaslar konuslansinlar, koskun gorunmeyen yerlerine.. Cik cik cik…Olmaz ki boyle canim..Bak bu son ihtarim !Yapmayin Boyle seyler..Hadi soz verin bana!’ Sizce nasil olurdu? Yada devaluasyon haberlerini vermeliydi Reha.. ‘Efenim agzimiza sicildi bugun…Yani moralim cok bozuk..Dolar firladi yine….vs’ gibi yani..Nasil olurdu acaba? Yada Harika Avci ile beraber oldugu gunlerde,gazetelerin Harika Reha’dan Cocuk aldirdi! diye mansetten haber verdigi gunlerde kadini canli yayina davet edip ‘Bebek aldirdiginiz yolunda haberler var..Dogrumu?’ diye soracak kadar cevizi kirikti yani anlayacaginiz.. Reha’yi da alip evin baskosesine koyduk.Milletce evimizin saldirgan,koca-kafali, hesap soran,hak arayan hic evlenmemis buyuk oglu olarak kaldi. Sonra durum bakayim… Meteoroloji ve osinografi dairesinden alinan hava ve yol durumlari hep ayniydi zaten..Dort mevsimi bir arada yasiyoduk iste..Yalniz en cokta bunu korumustuk nedense.. Neydi hani o ‘Havalar nasil olursa olsun ,sizin havaniz yerinde olsun ‘ diyen bir hatun vardi Hulya diye..Bu aykiri geldi biraz bize hemen ayagini kaydirdik….Oysa ulkemin cok az insani dinliyordu hava durumunu.. Bir benim gibi yola cikacak olanlar,birde 65 ine gelmis dul kadincagizlar… Bu bolumu elletmedik nedense..Cunku pek varligi ve yoklugu belli olmayan Bir bolumdu…. Ha birde Pazar gunleri paso izlemek zorunda birakildigimiz spor programlari vardi..simdi gazetede gordum de aklima geldi … Bu Erman Toroglu,.Hincal Uluc,Sansal Buyuka acayip bir ekuriydi aslinda.. Memleketin spordan sorumlu ,otoriteleriydi…Unuttugumuzu yada gorme- Digimizi sandiklari bir an;’EVLADIM!Al bi geriye hah!al,al,al…Tamam!’ Deyiverirdi Erman…Hincal ikna olmamis bir ses tonuyla, o sinir bozucu Betona civi cakar tarzinda gulmesini koyverirdi …Erman delirir!..Sansal O gunlerce konussa degismeyecek izlenimi veren ses tonuyla ortam yumu- Satir… Artik gundelik yasantimizda fazla aciklama yapmadan ‘Aliver bi geriye’ Diyorduk yerimize parketmis bir araca….Hincal gibi gulmeye calisirken Bazen nefesi soluk borusuna kacirip saatlerce oksuruyorduk..Bu arada Er- Tekin’ in yerini ogrendik Ortakoy’de….. Ya ben size en onemli sahsiyeti anlatmadim bu arada…Birden kendimi Inkar ediyormusum gibi geldi…. Bu Sabah gazetesinin bir kose yazari vardir…Bu adam benim bitmeyen Asklarimdan biridir..SELAHATTIN DUMAN!Unutmayin diye buyuk harfle Yazdim..Bu Selahattin’i hic birine benzetemezsiniz vallahi..O acayip dizaynli gozlukleriyle,aslinda cok siradisi bir karizmadir..Gunluk sikintilar- Dan arinmak icin once okumanizi tavsiye ederim..Boyle cok ‘Ipimden asagi Kasimpasa’gulusu vardir bu adamin…Boyle cok gevrek.!.Kel alaka yazilar Yazarak kendini hakli bir une kavusturmustur..Birkac filmde’de oynamistir. Dunya yansa yorganim yok icinde tarzi olaylara yaklasimiyla, cok degisik bir adamdir…Digerlerine benzemez hic..Gozluklerini cikarip yakin plan poz verdiginde bilseniz ne seksidir o goz altlarindaki torbalar….O bakislar ..Hani her eve lazim denen seyler vardir ya oyle birseydir o…Stress topu gibi ..Hah iste tam boyle birsey..Her eve bir Selahattin lazim aslinda… Yazilari hep renk degistirdiginden tarzini tam olarak anlatamiyorum size.. Mutlak okumaniz lazim.. Ya boyle iste memleket medyasi…..Bende bayagi genis capli aktarmisim Soyle bir baktimda! Hayirdir?Gazete almaya mi gidiyorsunuz? Eminmisiniz? Son kararinizmi? Deniz guney greenville
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Deniz Güney, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |