"İşimden büyük tat aldığımı söylemeliyim." -John Steinbeck |
|
||||||||||
|
Küçücük odanın içinde bir yandan renkli fincanlarda çaylarını içerlerken köşede açık olan televizyondan tartışma programlarını izliyorlardı. Daha iricesi ve oturduğu masaya bakılırsa daha rütbeli olanı onu görünce çok sevindi, sanki aylardır bekliyormuş gibi kalkıp kucakladı, çok şaşırmıştı, daha farklı bir karşılama bekliyordu. Buraya uğrayan kişi sayısının azlığı bu memur teyzeleri, çok cana yakın yapmıştı diye düşündü. Bakanlığın diğer odalarının önündeki kalabalık ve bağrış çağırıştan sonra, binanın en sonlarında yer alan bu odaya gelirken koridor boyunca etrafta iki üç kişi görebildiği için böyle bir karşılamayı aslında tahmin etmesi gerektiğinden biraz utandı. Yüzünün kızardığını gören diğer kadın da hemen kalkıp onu kucakladı. ‘’Ay çok da utangaç bu! Canım benim,‘’ dedi. Şaşkınlığını atmaya çalışırken kadınlar yerlerine oturdular ve ona da masalarının önündeki sandalyelerden birini işaret ettiler. Daha rütbeli olarak düşündüğü kadının karşısına oturdu ve çay teklifini kabul etti ‘’Ahlak Bakanlığı Yalandan Arınma Başkanlığı Bakırköy Şubesi’’ kapısından ilk kez girdiği için çok heyecanlıydı aslında, bugüne kadar söylediği yalanlardan kurtulma şansı yoktu belki ama bundan sonra artık sadece gerçeklerle yaşamak istiyordu. Onun yalan söyleme yetisini köreltecek tıbbi işlemlerin uygulanması için Sağlık Bakanlığı bu şubeden alınmış onay belgesini istiyordu, işte bu yüzden buraya gelmişti. Karşılarında oturduğu bu sevecen memurlar gerekli belgeleri ve dosyasını kontrol ettikten sonra onay belgesini imzalayacak ve işlemlerin başlaması için onu gerekli olan onayı vermesi için yan odada oturan müdüre yollayacaklardı. Oradan alacağı imza ile sağlık bakanlığına başvurabilecekti. Kadınlar renkli fincanlardan ona da bir çay koyduktan sonra, karşısında oturduğu ve adının Zeliha olduğunu öğrendiği kadın, elinde tuttuğu karneyi alıp bilgilerini bilgisayara girdi. Bu sırada diğer kadın, Aynur hanım ki ikisi de kendilerine ‘’Abla’’ diye hitap edilmesini tercih ediyorlardı, ona sorular soruyordu. ‘’Vallahi çocuğum yani öyle az kişi gelir ki bizim şubeye, sorma yani, ondan çok merak ediyorum, neden yalan söylemek istemiyorsun?’’ Diğer kadın ondan önce davrandı ve konuşmasına izin vermedi. ‘’ Aman be kız Aynur, dur bir çocuk çayını içsin, konuşuruz sonra. ‘’ O an bu iki kadınla daha uzun süre burada oturacağını anladı, hazır onu bulmuşlarken saatlerce bırakmayacaklardı, en kısa zamanda her şeyi anlatmak en iyisi diye düşündü. ‘’ Yok, Zeliha Abla, anlatayım ben, vallahi uzun süredir yalan söylüyorum ve artık bıktım yalan söylemekten ‘’ Aynur Abla sözünü kesti; ‘’ Ay yerim seni ben, uzun zamandır yalan söylüyormuş da bıkmış, ah canım benim!‘’ İki kadın gülmeye başladı, Zeliha Abla tekrar söze karışarak Aynur Abla’yı ikide bir çocuğu bölmemesi için uyardı ve çocuktan anlatmaya devam etmesini istedi, bir yandan da bilgilerini girmekle uğraşıyordu. Onlara bugüne kadar söylediği tüm yalanları değil ama özellikle son günlerde yaşadıklarını detaylıca anlatmaya koyuldu, sevmeden birlikte olduğu kızları, sevdiği ama birlikte olamadığı kızları, arkadaşları hakkında düşündüklerini ve onlara olan davranışlarını, ailesini, okulunu son günlerde vicdanını sızlatan her şeyi anlatıyordu… Zeliha Abla sözünü kesti; ‘’Ah canım, ne kadar safsın, dosyanı açtım da bugüne kadar söylediğin yalanların listesine bakıyorum şimdi... ‘’ ‘’ Bir sürü yalan var değil mi, dikkatli olun bilgisayarınız çökertebilirim.‘’ Aynur Abla heyecanla arkadaşının yanına geldi ve ekrana bakıp gülmeye başladı. ‘’ Ayol burada hiç yalan yok, hiç yalan söylememişsin sen evladım?!‘’ İki kadın gülmeye başladılar, çocuk, çok şaşırdı. ‘’Nasıl olur anlattım ya, hayatım yalan benim. ‘’ Zeliha abla gülmesini kesti, Aynur Abla da gülmeyi bıraktı ve yerine oturdu. Şaşkın bakışlarının altında Zeliha Abla sigarasını çıkardı ve yaktı. ‘’Sigara içmemiz yasak ama müdür bey bir şey demiyor, bak güzel çocuk, evladım sen yalan söyledim yalan söyledim diyorsun ya, aslında hep doğru söylemişsin.’’ ‘’ Ama nasıl olur?‘’ ‘’ Çocuğum şimdi yalan zor bir kavramdır, öyle basit değildir, bazen doğru olan yalan söylemektir bunu da biliyorsundur zaten, senin o bahsettiğin yalanlara gelince onların hiç biri dosyana yazılmamış çünkü sen yalan söylediğini sanarken doğruları söylemişsin.’’ ‘’Anlayamıyorum?‘’ ‘’ Şöyle anlatayım delikanlı, sen hep kendine yalan söylemişsin, kendini kandırdığın için başkalarını da kandırdığını sanıyorsun, örneğin şu son örneğine bakalım, bir kızı sevdiğini söyledin... Ona aşkını itiraf edeceğine başkasını sevdiğini söylemişsin değil mi? Al işte aslında ona doğruyu söylemişsin, tam bu itirafı yapacakken nedense kendine yalan söyleyip diğer kızı sevdiğine kendini inandırmışsın! Bu yüzden asıl sevdiğine gidip başkasını sevdiğini söylemişsin, yani o an için doğruyu söylemişsin, sonra iş işten geçince aklın başına gelmiş ve kendine söylediğin yalanı unutup, o gün o kıza yalan söylediğini sanmışsın. Bu kadar basit işte çocuğum. Bunun gibi bir sürü örnek var. Bugüne kadar senin yalan sandığın şeyler söylendiği anda doğru oldukları için kayda geçmemiş, üzgünüm.’’ Hayal kırıklığı ile ortada kaldı, kadının sözleri bir tokat gibi suratına çarpmıştı ama ne tokattı, sanki ağzı burnu dağılmış gibiydi, heyecanla konuşmaya çalıştı. ‘’Peki , o zaman beni durdurun, kendime yalan söylememi engelleyin, lütfen!‘’ İki kadın ilk defa üzgün şekilde baktılar; ‘’Maalesef delikanlı, kendine söylediğin yalanları biz engelleyemeyiz, kayda geçmiyor bunlar, ancak sen engelleyebilirsin, keşke yardım edebilseydik.’’ Başını salladı ve belgelerini alıp, bu iki kadının yanından ayrıldı, Ahlak Bakanlığı’nın koridorlarında yürürken aslında etrafta kimsenin olmadığını gördü, girdiğinde ortaklıkta dolaşan bağıran çağıran bir sürü kişinin olduğu koridorlar bomboş ve sessizdi.. Yavaşça yürüyerek Ahlak Bakanlığının geniş kapısından çıktı…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kaan Alpaslan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |