Parantez
Seval Deniz Karahaliloğlu
Tıpkı şairin dediği gibi, aç parantez doğum tarihi, çizgi, ölüm tarihi kapa parantez.
İşte tüm iş o çizgide.
Çizgi kimilerinde silik, belirsiz.
Öylesine, varla yok arası bir şey.
Kimilerindeyse, belirgin keskin hatlı, kalınca çizilmiş.
Ben buradayım diyor,
Lanet olası!
Ben buradayım!
Her şey o çizgide olup bitiyor.
Ana memesine sıkıca yapışan minik, yumuk parmaklar,
İleriki yıllarda aç ve hırslı hayata yapışır.
İlk çocukluk yılları,
İlk hayatı fark ediş ne zaman başlar?
İlk öpüşte mi, yada karşı cinse ilk çarpılışta.
Kendi hayatlarımız dışında başka hayatların da var olduğu ayırımına varınca mı?
Ne zaman başlar?
Okul sıralarında ilk kavgalar,
Oyuncağını başkasına kaptıran yumurcağın huysuzluğu,
Giderek, kendisinden yüksek not alana karşı yeni yetmenin öfkesine,
Ve sonraları, iş hayatında kaçırdığı fırsatı rakibi tarafından değerlendirildiğini gören adamın bilenmiş hırsına dönüşür.
Önceleri başkalarıyla kavga ederiz, sonraları kendimizle ve nihayet hayatla.
Bu aşamada, ver elini diploma,
Tebrikler, mezun oldunuz.
Hep bir şans vardır.
Çizgiyi koyu, kalın ve belirgin bırakma şansı.
Kimleri bunu iyi değerlendirir.
Kimileri fark etmez bile.
Hayat çoğumuza teğet geçer.
Hatta bir çoğumuza hiç demeden
Bazılarınaysa değmek yetmez, dikine; tam gözünün ortasına çarpmak ister.
Mümkün olsa tırnaklarını geçirip yakasından kavrayıp sarsacak,
Ben buradayım, lanet olası!
Beni fark etmeye mecbursun.
Tüm çaba, parantezdeki çizgi için.
Kahrolası bu dünyada,
Bir zamanlar, var olduğumuzun tek kanıtı.
Öteki tarafta,
‘Arkadaş, çizgin kadar konuş’.
Diyecekler,
Haberiniz ola!