Tüm mutsuzluklar yokluktan değil, çokluktan gelir. -Tolstoy |
|
||||||||||
|
Pranga pranga yıldızları gömdüm gönlüme Yola düştüm Dile Ateşlere düştüm tütün gözlüm yokluğunda Kilitledim gönlümü sandıklara Kanıyorum Düşlerime düşen tütün gözlerin içimde Öylece cayır cayır yanıyorum Bir gece ayrılık vurdu beni Bir gece tütün gözlerin Bir gece hasretin vurdu Bir gece öptüğüm göğüslerin Yokluğunda Sanki kalleş bir militanın Binbeşyüz metreden kullandığı kanas'ın namlusundan çıkan Kahpe bir kurşunla kalbimden vuruldum Yokluğunda Senin için Tanrının Azraili ile bile dost arkadaş oldum Bir seni özledim Birde tek seni Her defasında Her vuruluşumda Daha çok kanadım Daha da çok çekti seni canım Ateşlere düştüm tütün gözlüm hasretinden Bir daha dünyaya gelsem Bir daha Tanrıdan isterim seni Bir daha severim gönülden Bir daha severim seni Allahına kadar Tenin, Gözlerin Kokun Ateşli sevişmelerden sonra üstünde uyuduğum memelerin Bir türlü gözlerimin önünden gitmiyor geceleri sabahlara kadar Hasretin salladı kalbimi deprem gibi kökünden Hasretin yanardağ oldu lavladı Hasretin kan seli olup ciğerlerimi, kalbimi bastı Ben boğuldum Ateş topu olup döne döne delipte giriyorsun kalbime Hiç acımıyorsun Çöl kumlarının yakıntısını işliyorsun Afetlerin yıkıntısını Hepsinden kanlı göz yaşlarını yüklüyorsun bana Hiç insafın yok mu? Hiç mi acımıyorsun? Bu ne işkence döktüğün, şu yanık si-neme Ateşlere düştüm tütün gözlüm hasretinden Eriyorum Bitiyorum Yeşil yaprakların dalına düşmüş kurt gibi İçin için kemiriliyorum Daha gözleri açılmamış yavru bir kuzu gibi kokunu ve seni istiyorum Anasından yeni doğmuş, emzikte süt bekleyen Bir bebek gibi seni bekliyorum Aklını her hangi bir şeyden yitirmiş Bir deli gibi seni özlüyorum, Şu hasretin İki kaşımın arasından dom dom kurşunu gibi vuruyor Hasretin giyotin gibi dilim dilim tenimi parçalıyor Şu hasretin Soğukta buz gibi içimi üşütüyor Kar düştü beynime, kalbime Tek kaybım sen değilsin Galiba aklımıda üşütüyorum Ateşlere düştüm tütün gözlüm hasretinden Alev alev tutuşuyorum Şimdi kara kışa teslim yüreğim Şimdi karanlık gecelere Şimdi acının dehlizlerine Yıldız gibi içime parıldadığın günler çok geride kaldı Kalbimi kim aldı? Kim? Kim? Kime kaldı? Neye kaldı? Niçin kaldı? Nerede kaldı hiç bilmiyorum Bildiğim bir şey varsa O'da senin özleminden canlı bir cenaze gibi dolaşıp Denizdeki balıklara Yaprağını dökmüş ağaçlara Soğukta kar altında çöplüklerde yiyecek arayan martılara Ve İstanbul'a seni anlatıyorum, Seni ne kadar çok sevdiğimi söylüyorda Bağıra çağıra haykırıyorum canım İşte ben sadece bunu biliyorum SENİ ÇOK SEVİYORUM Ateşlere düştüm tütün gözlüm hasretinden Alev alev tutuşuyorum oy Seni yazdım kalbime Seni yazdım meleklerin yerine Seni yazdım gökteki yıldızların içine Seni yazdım alev alev tüten şu tenime Seni yazdım Seni yazdım Ooof tütün gözlüm, Of Hasretini yudum yudum içiyorum Of! Kibar TAVASAV
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kibar TAVASAV, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |