|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
26 Ekim 2003
A059 - Sarı Saçların Düştü Ekim Ağlarken Yüreğime Bebeğim
Nazlı çiçeğime
Kibar TAVASAV
|
Sevdam tutuştu bebeğim Saçların yağmur damlaları oldu Kahve gözlerin ovalarım Tutuştum, yandım Dudakların dalgalandı yüreğimde Dökte gel umutları, düşleri Salkım saçak ikimize üzüm gözlüm Ortadan ikiye aşkı bir dilim ekmek gibi Seninle bölüşelim Yarısı senin olsun, yarısıda benim Tenleri tenlerimize banıp banıp Rüyalarda çırıl çıplak yiyelim Al kalbimi, al ellerimi, al gözlerimi Al dudaklarına koşan dudaklarımı Al tenimi, al... Seni seviyorum, sana eriyorum Sana bitiyorum bebeğim
Senin dudağın benim olsun Benim ki de senin senin Senin tenin benim olsun Benim her şeyimde senin Tek sen sev beni Tek ben seni seveyim Kalbimizden inen bir buseyi Tek dudaktan ikimiz içelim Tek tek bebeğim
Hasreeet! Serhatın torununu dizlerine Kapandırmaya çalışıyorsun Sen beni ne sanıyorsun? Kaç soğuk bindi üstüme Kaç yağmuru içti vücudum Kaç güneş yaktı Kaç rüzgar salladı Kaç gece gözlerim kanlı sabahladı Kaç kere sen tükürdün içime Kaç kere ayazda kaldım Kaç kere dondum Ağladım Hastalandım Kaç, kaç, kaç Yeteeer Koymadı hiç bir şey bu kadar Ben doydum seninle savaşmaya Sen doymadın hasret Hep galip geldim sana, hep yendim Sunamdan beri hep mağlubum hayret Hiç beni bu kadar güçsüz Hiç beni bu kadar zayıf yakalamadın sen hasret Süründür şimdi önünde Bak sana ilk defa diz çöktüm İlk defa mağlubum İlk defa kucağında şuursuzca çırpınıyorum
Oooofffffff... Yıkılsın taninler Yıkılsın kaçkar Yıkılsın dağlar Derin uçurumlardan süzüleyim Gireyim yedi kat yerin dibine Mağmalar yaksın kemiklerimi Köz köz olsun etlerim Parçalanayım yetmişyedibin parçaya Savursun kasırgalar Dünyanın dört bir yanına Yeterki böyle aşkıma Hasret çeke çeke sürünmeyeyim
Özlemim kudurdu yine Düştü dilimin kemiği Esiyorum tufan olup dizelerde Kükrüyorum dağların doruğunda bir kaplan gibi Özlemim tükürdü içime Özlemim canım, Özlemim öldürdü öldürdü beni bu gece
Oooooffff... Yıkılın dağlar Benim içimi yakan ölümsüz sevdam var Dağıtmış tanrım yıldızları bir bir göklere Allahım benim yıldızım Sunam Hani nerede? Nerede? Çok şey mi istiyorum? Çok şey mi bekliyorum? Çok şey mi söylüyorum? Bir yıldızda bana çok mu söyle? Tanrım yık o zaman beni Niye yaşatıyorsun ki Öldür be ne olacak ki Al canımı bitsin son bulsun bu işkence, çile Dudaklarımı al, ellerimi, gözlerimi Götür Sunama bütün tenimi Kavurda geç hücrelerimizde hücrelerimizi Körelt tutkularımı Dağıt uzay rüzgarlarında küllerimizi kara deliklere Savurda geç tanrım Yıkta geç beni Dağlada geç içimi Kanamasın artık hasret yaram
Çıplak dolanayım galaksiler arası Hasret yüküyle yol aldığım yolculukta Mavi bir yolculuğa çıkar gibi Tutuşsun hücrelerim Tutuşsun her yerim Sunamsız kalmaktansa Bırak hasret Bırak azap Bırak şeytan Bırak tanrım, bırak! Bırak ben bu gece tek kurşunla şakağımdan vurulup Hiç acı çekmeden öleyim, öleyim Sunam seni çok seviyorum bebeğim Ölümü bir dikişte tek seferde içecek kadar Ölümü dizlerime yatırıp yenecek kadar Azraille dans edip ucunda sana kavuşmak varsa Köpek gibi bağlayıp kölemiz edecek kadar Tanrıyla pazarlığa kalkışıp bin yıl yaşayacak kadar AAAŞKIMMM
Yanık bir türkü oldun içimde Gazel oldun Ağıt oldun Sel oldun İnan seni hiç kimse bu kadar Benim kadar Canım kadar Sevemez bebeğim ölecek kadar Tutuştu resmin gözlerimde, yandı Selam olsun sevenlerime Kibar sizlere çok hasret kaldı Yeşil gözlerimden döküldü mürekkebim Bu dizeler sizlere hasret yüklü Özlem yüklü Rüyalarım kalem Kalbim pes pembe sayfalar Yazıyorum aşkı, hasreti Sevgiyi buram buram Tükür sensizlik Tükür yanlızlık içime tükürebildiğin kadar Bak mağlubum hasret sana Gül sen gülebildiğin kadar Oysa gözlerim ağlıyor Yüreğim ağlıyor Ben ağlıyorum, ağlıyorum Bu gece güneş doğana Yani sabah olana Yani sana, yani sizlere kavuşacağım ana kadar
Oooooofffff! Çöz hasret ördüğün parmaklıkları önüme Ya öldür becerebiliyorsan Yada Sunamı getir düşlerime Yağ n'olur aşkım yağmur yerine Sen üstüme üstüme, içime İşle işleyebildiğin kadar iliklerime Damarlarıma, ruhumun derinlerine kadar Okşa yumuşacık parmaklarınla omuzlarımı Okşa üşümüş yanaklarımı Okşa sana susamış dudaklarımı Süzül içime, dol Doğ bir güneş gibi gözbebeklerimde Sarılayım sana, uyuyayım göğüslerinde Bebeğim sarı saçların düştü Ekim ağlarken yüreğime Ooofffffff Ben hapsoldum! ... Hapsoldummm! ... Tutuştum ve! YOK OLDUMMM! ... |
|
Kibar Tavasav |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
. . .
Etkilendiği Yazarlar:
...
|
|
|