Sonsuzlukta söylenmiş bir dua:
Büyülü nehirleri aştımda geldim.
Parlak kanatlı meleklere selam olsun!..
Evrenin sahibine eğilirim sonsuz kere...
Görmedim Dünya’da bereket böylesine.
Uçsuz bucaksız göğün kenarındayım.
Bilinmeyenin kucağındayım.
Ne ruh bir artık, ne beden...
Karıştım gücüyle gökler yarılırken
Küçük meleklerle uçtum sen uyurken
Ufak damlaları yağmurun notalardaydı.
Sesin ise kulaklarımda
Nasıl savaşabilirdim bu krallıkta?
Şimdi ise burdayım.
Sizin “cennet” dediğiniz yerdeyim.
Kar beyaz değil burada
Sahte ne de rüyalar
Sessizlik var kapılarda
Arplar perilerin ellerinde içerde
Renklerin rengi değişik
Boşlukta evler sıkışık
Yer yokmuşçasına
Çiçekler duvarlarda açıyorlar sırayla
Ve Tanrı büyülü tozlar döküyor yağmurmuşcasına
Yavaşca eğilip oturdum deniz kenarına
Dalgaların isimlerini öğrendim her çarpışlarında kıyıya
Hiç bir zaman hatırlamayacağımı bilsem de
Dinledim onları içten içe
Islattım saçlarımı soğuk ve tılsımlı suyla
Bir parlak ışık gördüm sonra
Rüya kentindeydim
Zamansızlıkta ve gökyüzünün olmadığı yerde.
Ürktüm görünce arzuların büyüklüklerinden
Kaçamadım oysa ki kendi şehvetimin ısrarından
Ordaydın beyaz elli meleklerin yanında
Nefesini üfledikçe yıldızlar çıkıyordu dört bir yana.
Ruhum uzandı yanına
Yıldızların kaldı geriye ama sana dokununca.
Kristelleşti gözyaşlarım boşlukta
Dökülmelerini bekledim teker teker
Uçtular yanına belki de birer birer
Ne olur söyle bana,ben nerdeyim?
Sende mi kayboldum?
Yoksa kutsal maviliklerin içinde mi?
Cevapsız kaldım tek başıma
Üşüyorum usulca.
Dudaklarımdan birkaç dua dökülüverdi
Sonsuz Tanrı’m yoksa beni duyumuverdi?
Neden bu buzulluk ruhumdaki?
Adı olmayan dua bu mu ki?
Sonsuzlukta Söylenmis Bir Dua
Ordaydın beyaz elli meleklerin yanında / Nefesini üfledikçe yıldızlar çıkıyordu dört bir yana. / Ruhum uzandı yanına / Yıldızların kaldı geriye ama sana dokununca. / Kristelleşti gözyaşlarım boşlukta / Dökülmelerini bekledim teker teker / Uçtu