..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamak ne güzel şey be kardeşim. -Nâzım Hikmet
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > ebru




14 Mayıs 2003
açılmamış mektuplarım-6  
zannetmiyorum sevgilim...

ebru


Bunca aşikarlığa rağmen, sizse hala küçük bir çocuk gibi prenses olma hayalleri kurarsınız. Asla vazgeçmez, sevgi ile her şeyi aşabileceğinizi zannedersiniz. Zaten hayatınızda hep “zannetmekle” geçer.


:BCIH:
Başlangıçları sevmediğimi daha öncede söylemiştim sana. Hep ilk kelime, ilk bakış, ilk dokunuş zor olmuştur hayatımda. Ama bir ucundan başlamaya göreyim; hemen en dolu en deli şekilde yaşarım. Tıpkı senle ve sende yaşadıklarım gibi. Hayatımın anlamı olman gibi. Eksik şeyler asla içime sinmez bilirsin. Ne yediğim eksik olmalı, ne cebimde param, ne de içimde sevdam. Hayattan zevk almak için sevmeliyim ben. Sevdikçe ben olduğumu bilmek, belki de en büyük bencilliğim.

Bazıları aşk için yaratılırmış hakikaten. Onların ruhlarını ne güçle, ne hayalle, ne de parayla doyuramazsın. Sadece sevmek ve sevilmek içindir yaşamın onca tantanasına katlanmaları. Ve hep kendilerini sevgide bir adım önde görerek böbürlenirler. Işık onlardadır, huzur onlarda... Sevdikçe büyürler ve büyütürler... En güzel masalı yazmaktır dertleri. En parlak ışık onların etrafında, en mis kokular onların tenlerinde gizli olmalıdır. Aynanın karşısına geçtiklerinde; başlarının üzerinde bir halkayla, sevdiklerinin mutluluk perisi olduklarını zannederler. En büyük yanılgıları da budur zaten. Mutluluk verebilmek adına parçalanıp durmalarının pek bir anlamı yoktur karşılarındaki için. Çünkü insanoğlu alışık değildir sürekli altın tepsilerde sunulan sevgilere. Onlar için az ama öz olmalıdır. Çünkü hayatın tek amacı sevmek değildir onlar için. Doyurmaları gereken bir karınları ve sürekli içlerini gıcıklayan dürtüleri vardır. Hayatın zevkini sadece ”sevgiyle” tanımlamak onlar için çok budalacadır. Her baktıklarında gözleri kalır ve her şeye sahip olmak için sürekli hırslarla beslenirler. Sevgilinin elinden sıcak bir çorba içmek yerine; her gün başka bir fino ile büyük masalarda, büyük tabaklarda, adını dahi bilmedikleri soslarla bezenmiş yemekleri yemeyi tercih ederler. Etrafına ne kadar güçlü görünürse, o kadar çok sevileceklerini düşünürler.

Bunca aşikarlığa rağmen, sizse hala küçük bir çocuk gibi prenses olma hayalleri kurarsınız. Asla vazgeçmez, sevgi ile her şeyi aşabileceğinizi zannedersiniz. Zaten hayatınızda hep “zannetmekle” geçer. Bir zaman sonra bakarsınız ki, insanoğlu olma dürtüleri; siz farkına bile varmadan, aldığınız nefesle, burun deliklerinizden umarsızca girip, her seferinde bir parçasını kalbinizde bırakarak, ağzınızdan tekrar sizi terk etmeye başlamıştır. Ve zamanla vücudunuz buna yenik düşer. Aynanın karşısında gördüğünüz o halka artık tam kafanızın üstüne, büyük bir zonklama hissi vererek düşmüştür bile. Kendinizi bitkin, göz kapakları düşmüş ve boş bakışlarla seyredersiniz aynanın karşısında. Artık mutlu değilsinizdir. Mutlu olmadan da mutlu edemeyeceğinizi “zannedersiniz”. Artık masal yazamazsınız. Etrafınızda ne parlak bir ışık, ne de teninizde o kokudan eser kalmıştır. Vazgeçmek istersiniz ama “zannetmeleriniz” hep size mani olur. Ne kadar yenik görünseniz de; pes etmeyi asla kabullenemez yüreğiniz. Bir yerde, bir gün diye “zanneder” durursunuz. Ta ki ölüm gelip kapıyı çalana kadar bu böyle sürer gider. O zaman etrafınıza dönüp baktığınız da,bir zamanlar beğenmediğiniz insanoğlunun sahip olduklarını kıskanırsınız. Siz soyutlandığınız için sevginizi, yalnızlığa mahkum etmiştir hayat sizi. Yetinmeyi bilmemenin cezasıdır bu. Yalnız ama huzurlu ölmek artık kaderinizdir. Ve bir daha asla dünyaya gelmeyeceğiniz “zannederek” tüm kapılarınızı kapar ve göç eder gidersiniz.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: joy / izmir
22 Mayıs 2003
şairin dediği gibi " ne olduğunu bilmediğim bir umudum var hala " sevgiyle kal ebru.

:: Ağlarken...
Gönderen: Yeşim / İstanbul
22 Mayıs 2003
Ağlarken, gözleri güldürmek yakışır hüzünlü sevdalara... Günahtır yasaktır sevgili ama hayat her şeye rağmen devam eter. Siz aşkın hayali ile yaşadığınızı zannederken o çoktan başka kollarda hayat bulur. Kırık kalpler sokağında tutunamayanlar ile dans eder dururken boş bir rüya kalır hatıralarda... Sevgi ile Ebru...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.



ebru kimdir?

okundukça anlaşılacak olmak çok onur verici. . .

Etkilendiği Yazarlar:
hayat


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ebru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.