Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
Yanlışlarımızın farkına varmadan doğruları bulabilmenin mümkünatı var mıdır? Hayatta bir çok insan doğru yolda yürüdüğünü bildiği her şeyin doğru olduğu inancı ile hareket etmektedir. Fakat, hesaba katmadıkları tek şey inanmakta oldukları doğrular yüzünden çarşıya pirince giderken evdeki bulgurdan olacakları. İnsanoğlu, her zaman benim; benden başkası yoktur. Düşüncesi ile yola çıktığı için her daim gökyüzüne bakarak yürür ve kendisini dev aynasında görmekten bir türlü vazgeçmek istemez. O yüzden hayatına yön veren doğru bildiği yanlışları tekrar etmekten beri durmaz. Ben bilirim havası ile önüne bakmadan yürümekte inat ettiği için de hayatı boyunca dünyasına ışık tutacak olan doğrulara sırt çevirmekten vazgeçmez. Kendisini zor durumda bırakacak bir engelle karşılaşacağı ihtimalini de hesaplamadan yolunu bitirmeyi, kendine yedirememektedir. Bu yazımı da bir örneklendirme yapmadan, siz değerli okurlarıma sunmayı uygun görmüyorum ve örneğimi sizlere naklediyorum. Değerli ağabeyimiz kaderdaşımız ünlü sanatçı Metin Şentürk'e oynamakta olduğu dizide bir soru soruluyor, soran kişi cevabını aldıktan sonra düşünemediğini söyler. Güzel bir cevap da nakletmiş olduğu o cümlesinden sonra gelir. İşte olay bu güzel kardeşim, önceden düşünemediğimiz için şimdi bu durumdayız cevabını verir. Yani Metin Şentürk ağabeyimizde yanlışlarımızı görmeden doğruları bulmamızın imkanı bulunmadığını, bu güzel cümlesi ile belirtmektedir. İnsanlar, hayatını değiştiren engelleri görmemenin klaslarını sarsacağı inancına sahip oldukları için hayata yön veren gerçek doğruları hiçe saymaktan çekinmez. Sırf gökyüzüne bakmayı tercih ettiği için önüne gelen çukura düşeceğinin de hesabını yapma zahmetine girmez. İnsanlar bir türlü düştükleri yanlışı görmemekte ısrarcı oldukları için uğrayacakları bir hüsran fırtınasının önünde, oradan oraya savrulup gidecekleri fikrine de akıllarının bir köşesinde yer vermezler. Eğer bu düşünceyi zihinlerinin bir köşesinde bulundurmaktan beri durmasalar hayatlarını daha farklı bir biçimde devam ettirirler. Sizleri yıllardan günümüze kadar gelen ve yapmaktan bir türlü vazgeçmediğimiz önemli ve büyük bir hata ile daha yüzleştirmek istiyorum. Engelliler konusunda olduğu gibi yazık ki kadınlarımız konusunda da hayata yanlış açıdan bakıyoruz. Bu konuda da yukarıda sözü geçen dizide olduğu gibi yine Metin Şentürk ve bu sefer bir bayanın insanlara vermiş olduğu dersi örnek göstereceğim. Derler ki bayanlar elinin hamuru ile erkek işine karışmasın, evinde oturup çoluğuna çocuğuna baksın geri kalan bütün işleri biz hallederiz. Bilinmelidir ki bu büyük bir yanlıştır. Ne yazık ki erkeklerimizin, bu büyük hatayı görmek işine gelmemektedir. Ama ben bir erkek olarak diğerleri gibi düşünmüyorum. Kadınlarımızın da üstesinden geleceği işler her daim vardır. Örneğini verdiğim dizide, kızın bir tanesi tavla turnuvasına katılarak bütün rakiplerini yıldırma taktiği ile alt ediyor. Sona kalarak Metin Şentürk'ün karşısına rakip olarak çıkarak maçı beraberlikle sonlandırıyorlar. İkisi de birbirlerine bir amaç için orada bulunduklarını belirterek bir centilmenlik gösterisi ile insanlara bu iki önemli konudan, büyük bir ders çıkarmaları gerektiğini anlatıyorlar. En sonunda Metin ağabeyimiz, bir centilmenlik daha yaparak bu tacı sen tak kardeşim, diyerek yine yapacağını yapıyor. Yani diyorum ki bu hayat sadece sağlam insanlardan ve erkeklerden ibaret değildir. Yaşadığımız bu hayat üzerinde, engelli insanların ve kadınlarımızın da başarılı olacağı işler her zaman vardır olacaktır. Kadınlarımız, en zor olan analık başarısını elde ederek zafere giden yolda en büyük adımı atmışlardır. Engelli kardeşlerimizin başarıları ise saymakla bitmez. Telafisi olmayan hatalara düşersek aramakta olduğumuz doğru yolu bulup menzile varamayız. Bununda göstergesi o kadar hatayı gördüğümüz halde bir türlü doğruya ulaşamadan bir arpa boyu yol alamamamızdır. Mevlana Celaleddin Rumi'nin mesnevisinden okumuş olduğum şu güzel ve anlam yüklü sözünde kaleme aldığım yazıyı, bir nevi özetlemiş olduğunu düşünüyorum. '' Değirmen taşını su götürür.'' Yani hata üstüne hata yapmamızın bize yükte hafif, pahada ağır bir maliyetinin olacağını anlatmaktadır. Unutmamamız lazım gelen en önemli şeyin yanlışlarımızı görmeden doğrularımıza ulaşmamıza mümkünat bulunmamasıdır. Demek oluyor ki küçük dağları ben yarattım havasına bürünüp kibirle hareket etmemiz, bizim hayatımız boyunca yapmış olduğumuz en büyük yanlışımız olmuştur.Buda hayatımızın vazgeçilmeyen bir gerçeğidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |