Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli |
|
||||||||||
|
Arkadaşlar, asker uğurluyorlar otobüs terminalinde... Asker adayını havaya atıp tutmalar. Sloganlar belli zaten, hep aynı ’’En büyük asker bizim asker.’’ İyi de arkadaşım, koronayı kaptı mı, o en büyük asker, sonra ’’Ne şehittir ne gazi ..ok yoluna gitti Niyazi.’’ olacak, benden söylemesi... Daha birliğine teslim olmadan, korona, buna eller yukarı diyecek... Bu olayların bir çoğu da koronanın en çok hasar verdiği İstanbul’da oluyor her ne hikmetse... Galata Köprüsünde balık tutanlar, ne sosyal mesafeye, ne de başka bir şeye bakıyor, vatandaş... Televizyoncular röportaj yapıyor ’’Maskeniz nerede?’’ diye soru soruyor, adam cebinden çıkartıyor maskeyi... Dostum, bu korona denen illet virüs, cepten vücuda girmiyor, sen yanlış bilgi almışsın, her yerden girer o insan vücuduna... Ha bir de ele ele tutuşup halay çekenler var davul zurna eşliğinde... Tabi arkadaşlar o halayın arasında tey tey tey diyerek ve de ’’Bu kadar salağı daha başka bir zaman bulamam.’’ deyip araya karışan koronayı da göremiyorlar... Bir de horoz dövüşü çıktı ortaya... Alem insanlar bunlar yahu! Bir binanın çatı katında arkadaşlar hem bahis oynuyor horozlar üzerine, hem de dövüştürüyorlar horozları... Yakalanınca da dünya kadar para cezası, pişmiş kelle gibi sırıtmalar da cabası... Herhalde korona korona olalı böyle gerzekler görmemiştir... Ne güzel memleket yahu bu Türkiye, başka ülkelerdense hep burada kalayım, diye içinden geçiriyordur korona mutlaka bunları... Muhterem Sağlık Bakanımızda bir taraflarını yırtsın dursun, bilinçsiz insanların umurunda mı sanki? Geçmiş zamanda AIDS içinde aynı şeyi düşünen bazı salaklar vardı memlekette ’’AIDS bizden korksun modunda olan.’’ Şimdi de tipler aynı, kafada aynı kafa ’’Korona bizden korksun oğlum, güççücük bir şey o baksana dünyada ki toplam koronanın ağırlığı bir çorba kaşığı kadarmış.’’ Özetle bu vurdumduymazlıklar devam ettiği müddetçe, korona da bize kıçı ile gülmeye devam edecek gibi görünüyor...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |